Twitter haritasına göre o maskeli tetikçiler kim

Bu olay beni aşar ve tehlikeli sulara girmek istemem.

Ama şunu da merak etmiyor değilim.

Başbakan Davutoğlu’nun konuşmasında “Maskeli Tetikçi” olarak nitelediği kişi kim?

Dün konuşmasındaki şifrelerle ilgili bir test yapmıştım.

Çok ilgi gördü. Bugün devam ediyorum.

Baktım, internette bir Twitter haritası dolaşıyor.

Atılan tweet yoğunluğuna bakarak Davutoğlu aleyhindeki “Pelikan dosyası”nın yayınlandığı noktanın neresi olduğu belirlenmiş.

Yoğunluğun merkezi “Secondvirus” diye bir hesap.

İddiaya göre o hesap da Cemil Barlas’a aitmiş.

Ancak ortada dolaşan ikinci bir isim daha var.

Dosyanın Hilal Kaplan tarafından sızdırıldığı da konuşuluyor.

Allah için ikisi de mazbut çocuklardır.

Günahlarını almak istemem.

Ben Twitter dedikodularının yalancısıyım.

Ayrıca, bu taht oyunlarının kesin galibini şimdiden bildiğim için pek de umurumda değil...


KARŞI MAHALLENİN 'KULLANIŞLI APTALLARINDAN' BİRİ ANLATIYOR: BENİM UYANIŞ ANIM ŞU OLDU
KENDİNİ şöyle tanıtıyor: “O kullanışlı aptallardan biri bendim...”

Bunu diyen kişi, Sabah gazetesinin eski yazıişleri müdürlerinden biri...

Adı Barış Soydan...

Ergenekon, Balyoz, Odatv, Kafes gibi Türk tarihinin en zalim döneminde yapılan gazetecilik felaketlerini anlatıyor ve devam ediyor:

“Herkesin bir uyanış anı var. Benimki Dani Rodrik ve Pınar Doğan’ın, yani meslekten gazeteci olmayan, Türkiye’de bile yaşamayan iki kişinin dava dosyalarını ‘kazarak’, Balyoz’daki delillerin çoğunun sahte olduğunu ortaya koyması oldu.”

Görüyorum ki karşı mahallede de bir vicdan muhasebesi hafiften başladı...

Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, “Ben zaten kapalı cemaatleri sevmezdim” diyor...

Bu tavırlar gazetecileri küçültmez, tam aksine büyütür.

Hepimizin bagajında ağır yükler var...

Özeleştiriler ile atmaya çalışacağız bu bagajları sırtımızdan.

O nedenle iki şey yapacağım.

BİR: O dönemde yaptıkları inanılmaz hukuk mücadelesi, bilimsel çalışmaları ve cesaretleri ile adaletin tecellisine inanılmaz katkılar yapan Pınar Doğan ve Dani Rodrik’i bütün kalbimle kutlayacağım.

İKİ: Barış Soydan’a da bu vicdanlı çıkışı ile o günün gazetelerinde yapılan yanlışlıkları gözler önüne serdiği için çok teşekkür edeceğim.


OSMAN KARDEŞİM FIRSAT AYAĞINA GELDİ ÇAK VOLEYİ
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş ve o komisyona katılan bütün milletvekilleri şahidim.

Komisyon karşısında yaptığım konuşmaya şu cümle ile girdim:

“22 Mart 1990 ile 2 Ocak 2010 arasındaki dönemde Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeniydim. Gazetemle ilgili ne soracaksanız sorun. Bütün kalbimle ve açıklığı ile cevap vermeye hazırım.”

O dönemde yaptığım hataların hiçbirini başkalarının sırtına yüklemeye kalkmadım.

O günlerde kol kola yürüyen iktidar ve Cemaat yanlısı gazetelerin eski baş yöneticileri şimdi size soruyorum.

Dün Ahmet Hakan’ın sayfasında rahmetli Ali Tatar’ın eşi ve kardeşinin söylediklerini okudunuz mu?

Vicdanınız hiç sızlamadı mı... Aynı sayfada bir hafta önce rahmetli Kuddusi Okkır’ın eşinin söylediklerini okudunuz mu...

Okuduysanız vicdanınız hiç sızlamadı mı...

Sızladıysa, çıkın ve “Sızladı” deyin.

Osman Gökçek kardeşim...

“Beyaz TV’deki” programından ayrılırken o günlerdeki Sabah, Güneş Takvim, Zaman gibi gazetelerin birinci sayfalarını sana bıraktım.

Bana sordun. Parmağını gözümün içine soktun.

Haydi şimdi sıra onlarda...

Çağır. Uzat parmağını suratlarına...

Bırak anlatsınlar.

Hem onların vicdanı rahatlar, hem senin...


HER BİR SURİYELİ MÜLTECİNİN CEBİNE KAÇ DOLAR KOYDUK
10 milyar dolar...

Suriyeli göçmenler için harcadığımız para buymuş...

Rakamı dünkü Hürriyet’te okudum...

AFAD açıklamış.

Basit bir hesapla şu ortaya çıkıyor.

Ülkemize gelen her Suriyeli göçmen için devlet 3 bin 500 dolar harcamış.

Geçenlerde devletin Türk vatandaşlarına yaptığı sosyal yardımları okudum.

35 milyar TL imiş.

Yani 12 milyar dolar civarında...

Türkiye’de 3 milyon 96 bin haneye sosyal yardım yapılıyormuş.

Bu da 13 milyon kişi ediyor.

Yani Suriyeli göçmen sayısının 4 katı...

Bu durumda, devletimizin her Suriyeli göçmen için yaptığı harcama, muhtaç her Türk vatandaşına yaptığı yardımın 4 katı...

Âlicenap bir devletiz.

Övünelim ama bilelim...

Biz bilelim ki, Avrupalılar ve öteki zenginler de bilsin.


EN HEYECANLI BÖLÜM: PARALEL DEVLET ANA KRALİÇEYİ SERBEST BIRAKTI MI
ELEKTRİK kesildiği için “Game of Thrones” (Taht Oyunları) dizisini en heyecanlı yerinde bırakmıştım.

Dün okumayanlara özetleyeyim.

Yedinci Krallık’ta, ana kraliçenin de desteği ile güçlenen “paralel devlet” sonunda o kadar palazlandı ki, ana kraliçeyi de hapse tıktı.

İşte tam orada kalmıştım. Önceki gece devam ettim.

Kraliçeyi tutuklu olarak bir güzel yargılıyorlar. Sonra serbest bırakıyorlar.

Ama bırakırken öyle bir şey yapıyorlar ki, bütün halk “Kral, pardon kraliçe çıplakmış” diyor.

Hem de çırılçıplakmış...

Bakalım şimdi altıncı sezonda kraliçenin intikamı nasıl olacak...

Beni izlemeye devam edin...


BERGÜZAR KOREL'İN SEZEN YORUMLARINDAN EN ÇOK HANGİSİNİ SEVDİM
BERGÜZAR Korel’in Sezen Aksu şarkılarından yaptığı caz yorumlarını yeni dinledim.

Aykut Gürel düzenlemeleri çok güzel yapmış. En çok “Kaybolan Yıllar”ı sevdim.

Hemen Spotify Top 50 ve Enginar Zamanı listelerime aldım.

Ayrıca Spotify’daki dinleme sayılarına bakınca, çoğunluğun da bu şarkıyı beğendiği anlaşılıyor.