Paylaş
“Türkiye’nin en yüksek insani gelişim düzeyine sahip ilçeleri hangileridir?”
Araştırmayı “İnsani Gelişme Vakfı” (İNGEV) yapıyor.
*
Araştırma, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı çerçevesinde hazırlanan bir “insani gelişme endeksi”ne göre yapılıyor.
Yani BM tarafından geliştirilmiş uluslararası ölçülere göre düzenleniyor.
*
- Bu yıl “gelişmişlik endeksi” daha da genişletildi.
Bu ölçüler nedir derseniz....
Yönetimde şeffaflık, eğitim seviyeleri, cinsiyet eşitliği, sağlık, kişi başına gelir, doğumda hayatta kalma süresi, okuryazarlık, çevreye saygı, sosyal yaşam gibi ölçüler...
*
Ayrıca...
- Gizli vatandaş görüşleri alınıyor.
- Belediyelerin faaliyet raporları inceleniyor.
*
- Araştırma kapsamına Türkiye’deki en yüksek nüfuslu 188 ilçe girdi.
- Bunun sonucunda bu 188 ilçe, “Çok yüksek insani gelişme”, “Yüksek insani gelişme”, “Orta insani gelişme” ve “Düşük insani gelişme” olarak 4 ayrı kategoriye bölündü.
İşte hepimizin yaşadığı bu ilçelerden uluslararası ölçüde “çok gelişmiş” sayılanları...
EN GELİŞMİŞ 34 İLÇENİN 17’Sİ İSTANBUL’DA 7’Sİ İZMİR’DE
- ARAŞTIRMA sonucunda 34 ilçe, uluslararası kriterlere göre “Çok yüksek insani gelişme” kategorisine girdi.
EN GELİŞMİŞ 34
İLK BEŞTE 4 İSTANBUL 1 ANKARA İLÇESİ VAR
EKONOMİK AÇIDAN EN GELİŞMİŞ İLÇE BEŞİKTAŞ
- EKONOMİ endeksine göre en gelişmiş 5 ilçe şunlar:
EĞİTİMDE İSTANBUL, ANKARA VE ANTALYA
BU YIL EN YÜKSEK 34'E GİRENLER
BODRUM VE URLA YÜKSELİŞTE
KADIKÖY ROCK MÜZİĞİ VE BARLARIN YÜKSELİŞİ
CİNSİYET EŞİTLİĞİNDE İZMİR'İN BİSİKLETLİ SÜSLÜ KIZLARI FARKI
SAĞLIKTA KADIKÖY VE ŞİŞLİ İLÇELERİ
SONUCA İTİRAZ EDECEĞİM EMİNİM BİR ŞEY YOKSA BİLE BİR ŞEYLER OLMUŞTUR
- Önceki günün güzel haberi şuydu:
Ben Orhan Pamuk’la aramda siyasi bir mesele var sanıyordum.
Meğer bir “heteroseksüel kıskançlık” meselesi varmış.
- Ama dünün haberi kötüydü.
Cüneyt Özdemir kalktı, “Hangisi daha yakışıklı” diye Orhan Pamuk’la beni gerçek yarışmaya soktu.
Bu arada seçenekler arasına kendisini ve ROK’u da koydu.
Yazıyı yazdığım sırada ROK yüzde 48’le açık ara birinci sırada gidiyordu.
Onu yüzde 38’le Cüneyt Özdemir izliyordu.
Orhan Pamuk’la ben ise çok gerilerde nal topluyorduk.
Pamuk yüzde 10, ben yüzde 6 oy almıştım.
Sandık sonuçlarına itiraz edeceğim.
Eminim, “Bir şey yoksa bile mutlaka bir şeyler olmuştur”...
YENİ MÜZİK 1
KULAK ÜSTÜ KULAKLIKLA HARİKA BİR RİTM İSTEYENE
- Above and Beyond: “Sun in Your Eyes” (Spencer Brown Remix).
Harika bir disko ritim.
- Mario Biondi: “Cantaloupe Island”.
Özellikle kulaklıkla dinlerken insanı uçuruyor.
YENİ MÜZİK 2
KLASİK SEVENLERE İYİ BİR HAFTA SONU ÖNERİSİ
- Anton Wranitzky: “Concerto For Two Violas and Orchestra in C Major: I. Allegro”, Reihnhard Gebel, Nils Mönkemeyer, Teresa Schwamm, Münchner Rundfunkorchester (Sony).
YENİ MÜZİK 3
SMOOTH CAZ SEVENE ÜÇ HARİKA PARÇA
- Beegie Adair & The Star City Symphony: “A Time For Love”.
- Jack Jezzro: “All My Tomorrows”.
- Ornella Vanoni: “Arcobaleno”.
GÜNÜN MAVRASI
MEĞER HANGİ DİKTATÖRÜN DEDESİ HANGİ DİKTATÖRÜN AŞÇISIYMIŞ
KİTABI ben okumadım.
Arkadaşım Selçuk Ramazanoğlu okuyormuş, kapağını ve bir sayfasını gönderdi.
Dayanamadım okumadan aktarıyorum size.
Bir kere kitabın adı çok güncel ve harika: “Diktatörlerin Akşam Yemeği”...
Bana “Diktatörün akşam yemeği ne” diye sorsanız cevabım şu olurdu:
“Muhalif yazar, siyasetçi ve sanatçı...”
Yok ama kitapta öyle değilmiş.
Bayağı yemek âdetleri ve alışkanlıkları anlatılıyormuş.
Ama kitaptaki en ilginç bilgi şuymuş:
Meğer Putin’in dedesi Stalin’in aşçısıymış...
STALİN SABAH 05.00’E KADAR KİMSEYİ MASADAN KALDIRTMAZMIŞ
STALİN’in akşam yemekleri çok uzun sürermiş.
Bu arada aynı anekdotları defalarca anlatır, milleti sıkıntıdan patlatırmış.
Ama sıkıyorsa kalk Stalin’in masasından.
Saat 05.00’e kadar da masadan kimsenin kalkmasına izin vermezmiş.
Bu arada masadakilerin eğlenmesi, dans etmesi ve anlatılan en sıkıcı fıkralarda bile gülmesi mecburiymiş.
Kızı bile sıkıntıdan patlar, eğlenmek için masadaki politbüro mensuplarına domates, ekmek parçası fırlatırmış.
Ne denir?
“It’s good to be a king...”
Kral olmak güzel bir şeydir.
Hele hele zalim bir diktatör olmak daha da güzeldir.
Paylaş