Paylaş
Türkiye’nin en güçlü medya çetesi, o gün harekete geçti.
O gün çetenin bütün üyeleri, “bir numara”dan aldıkları emirle, Türk medyasının en etkili operasyonunu gerçekleştirdi.
OPERASYONUN KOD ADI: ‘İSİK’Tİ
Operasyonun Kod adı “İSİK” idi ve şu kelimelerin baş harflerinden oluşuyordu: “İmralı sakinini ipten kurtarma operasyonu”.
Bu medya çetesinin kimlerden oluştuğunu birazdan açıklayacağım. Ama önce çete hakkında biraz bilgi vereyim:
“Yeni Çağ gazetesi yazarı Servet Avcı, geçen gün bir yazı yazıp, ilginç bir çetele çıkardı.
Buna göre, 1999 yılında Yargıtay, Abdullah Öcalan’a verilen idam cezasını onaylayınca, koalisyonu oluşturan 3 partinin lideri toplanıp nihai kararı almadan kısa süre önce, medyada bir çete harekete geçip, onu ipten almak için bir kampanya başlatmış.
Yazara göre Öcalan’ın idamını bu çete önlemiş.
Yazar, çete reisinin kim olduğu konusunda bilgi vermiyor.
Bunu karine yoluyla çıkarabiliriz.
Övünmek gibi olacak ama çetenin başı olarak beni görüyor olmalı ki, listenin başına, yani “bir numara”ya adımı koymuş.
YENİ ÇAĞ YAZARININ CİDDİ CİDDİ YORUMU
Servet Avcı yan tarafta okuyacağınız bu listeyi çıkardıktan sonra şu yorumu yapıyor:
-“Bu değerlendirmeler, adı geçen gazete ve yazarların farklı tarihlerdeki yazılarından derlenmiş değildir...
- Hepsi, idamın onama kararının verildiği günü takip eden gün, yani 26 Kasım 1999’da yayımlanmıştır...
- Cumhuriyetçi, İslamcı, ulusalcı, solcu, liberal damgalı bir sürü ‘âkil gazeteci’ aynı amaç uğruna nasıl bir araya gelmişler ve üç liderin yapacağı o uğursuz toplantıdan önce nasıl bir kampanyayı harekete geçirmişler?
- Hepsi bu organizasyonu, ‘ülkenin menfaati’, ‘demokratikleşme’, ‘akan kanın durması’, ‘barış ve huzurun korunması’, ‘çocuklarımızın geleceği’, ‘terörün bitirilmesi’ ve ‘Avrupa’yla ilişkilerin devamı’ gibi masum gerekçelere oturtmuşlar...
- Adeta tek merkezden yönetiliyormuşçasına son derece başarılı bir kampanya yürütülmüştür...
İşte medyanın ‘âkil adamları’ kamuoyunu böyle oluşturmuşlardır...”
İTİRAF EDİYORUM ISLAK İMZA BENİM
Ben de şunları söylüyorum:
- İşin gırgırını bir tarafa bırakırsak, bu çetelenin çıkarılması çok iyi olmuştur.
- Evet bu gazeteciler o gün, birbirinden habersiz, aynı şeyi yazmışlardır. Temel mesajları şu olmuştur:
“Sakın Öcalan’ı asmayın. Ülkeyi içinden çıkılamaz bir batağa sokarsınız.”
- İyi ki bu yazıları yazmışlardır, iyi ki Türkiye o gün bu hatayı işlememiştir.
- Tahmin edersiniz ki, bu harika “çeteyi”, Abdullah Öcalan’dan başka kimse bir araya getiremezdi.
- Bir de şuna dikkat: O gün bu riski alarak belki de Kürt meselesinin çözümüne en büyük katkıyı yapan bu insanların hiçbiri, Radikal gazetesinin çözüm için önerdiği “âkil adamlar” listesinde yer almamaktadır. (Oral Çalışlar hariç.)
Demek ki, onların misyonu o gün sona ermiş!
İTİRAF: Ben, Ertuğrul Özkök, yazıda belirtilen İSİK belgesinin altındaki ıslak imzanın tarafıma ait olduğunu kabul ve beyan ederim.
NOT: Bu yazıdaki bilgilerin hepsini Servet Avcı’nın Yeni Çağ gazetesindeki yazısından aldım. Sadece İSİK kod adını ben uydurdum.
EMİN, FEHMİ, SEDAT, ORAL BEN VE ÖMER AYNI ÇETEDE
BAKIN Öcalan’ı ipten alan bu medya çetesi, o gün neler yazmış:
- ERTUĞRUL ÖZKÖK: “Öcalan’ın idamını isteyenler, darağacı üzerinden siyaset yapıyor. Onları ekarte edip, aklımızla, mantığımızla karar vermeliyiz. Bunun sonunda ülkemiz uzun yıllardan beri hak ettiği barışa kavuşur...”
- FEHMİ KORU: “İdam kararının infazı Türkiye’yi dış dünyadan kopartan, içe kapatan bir sonuç verecek, içeride de temel hak ve özgürlükler mücadelesini sakatlayacaktır. Bu tehlikeli bir gelişme...”
- ÖMER ÇELİK: “İdam kararının infaz edilmesi halinde Türkiye demokratik süreçten dışlanır. Öcalan’ın idamı, siyasetin işleme şansını da, Türkiye’nin demokratik kanallarla dünyaya katılma şansını da gömecektir...”
- TUFAN TÜRENÇ: “Bu idam Avrupa camiasından tecrit edilmemize neden olacaksa, bunun için çocuklarımızın geleceğini feda etmeye değer mi?”
- OKTAY EKŞİ: “İdam isteyenleri, ‘30-40 yıl öncesinin Afrikası’nda, eline bir beyaz derili insan düşmüş gibi tamtamlar çalarak sevinenlere benzetmiş, onlara
şu aklı vermiş: Aynı Afrika’nın artık demokrasiyle yönetilmeyi deneyecek düzeye geldiğini görmeli ve kendinizi yamyamların düzeyinden kurtarmalısınız!..”
- ORHAN BİRGİT: Uygar ulusların en azılı caniler için bile artık idam cezası uygulamadığını müjdelemiş...
- ORAL ÇALIŞLAR: “15 yıllık büyük acıların ardından, Güneydoğu’da sular durulurken, halk rahatlamışken, ölüm uzaklaşırken, yeni çatışmaları kışkırtacak çatışmalardan uzak durmak gerekiyor.”
- HİKMET ÇETİNKAYA: İnfazın Türkiye’nin yararına değil, zararına olacağını, Öcalan’ın asılmasının Türkiye’nin demokratikleşmesine darbe vuracağını öne sürmüş...
- ŞÜKRÜ ELEKDAĞ: “Türkiye’de barış ve huzurun yaşaması için Öcalan yaşamalı.”
- DOĞAN HEPER: “İnfaz sadece intikam duygularını tatmin edecek, ancak genel ve sürekli çıkara hizmet etmeyecektir.”
- GÜNERİ CIVAOĞLU: “Bu duyarlı konuda sağduyumuzu korumamız gerekir. İnsanlarımızın derin acılarını yüreğimizde hissetmeliyiz.”
- TAHA AKYOL: “Türkiye’nin iç ahengi ve dış itibarı bunu gerektiriyor.”
- HALUK ŞAHİN: “Duygulardan arınmak, toplumsal sağduyu, akıl ve sükûnet gerekir. Türkiye bu davayla bir yol ayrımına girdi: Avrupalı olmak istiyor muyuz, istemiyor muyuz? Kovboy filmlerindeki gibi, ağaca ip fırlatıp Apo’yu sallandırmak doğru mudur? Sanmıyoruz.”
- FATİH ALTAYLI: “Kalbim başka aklım başka şeyler söylüyor.”
- SEDAT ERGİN: “Hükümet Öcalan konusundaki adımlarını atarken, Avrupa sistemi içinde kalıp kalmak istemediğine de karar vermek zorundadır!..”
- VE EMİN ÇÖLAŞAN: “İdamı bin kez hak etmiştir” dedikten sonra o da diğer ‘âkil gazeteciler’ gibi ‘ama’ ile devam ederek, “Ülkemizin çıkarları için idam edilmeyebilir”le cümleyi bitirmişti...
Paylaş