Paylaş
Türkiye ile ABD arasında “rahip savaşı” başladı ya...
Trump’a ve avanesine fena girişmiş...
Hiç itirazım yok...
*
Üslup ağır mı ağır... Ona da hiç itirazım yok...
Onların üslubundaki küstahlığa, mukabele-i bilmisil derim geçerim...
*
Ama arkadaş kendini öylesine tutamamış ki...
Trump ve avanesine geçireceğim derken, Türkiye’nin de geçmişine toptan fena girişmiş...
Amerikalılara diyor ki, adımınızı denk alın...
Çünkü...
“Türkiye’yi artık ‘o.. çocukları yönetmiyor...”
Oooo işte bu olmadı arkadaş...
*
Ama madem tabanca kılıftan, laf ağızdan çıktı...
İyi de arkadaş kimmiş bu geçmişte Türkiye’yi yöneten “O... çocukları...”
*
Kurtuluş Savaşı’nı veren, bu ülkeyi işgalden kurtaran Atatürk ve İnönü mü?
Darbeye kurban giden ama bu milletin anıtlaştırdığı Menderes ve Bayar mı...
Bu ülkeye köprüler, barajlar yapan Demirel mi?
Türk askerini Kıbrıs’a çıkaran, yavru vatanı kurtaran Ecevit ve Erbakan mı?
PKK ile tavizsiz mücadele eden, örgütü bitirme noktasına getiren Çiller mi...
Mesut Yılmaz mı? PKK ile, FETÖ ile mücadelede bugünün hükümetine en büyük desteği veren Bahçeli mi...
Abdullah Gül mü, Ahmet Davutoğlu mu...
*
Hepsi mi? Yoksa hangileri...
*
Arkadaşım rica ediyorum, ne yazdığını bugün bir defa daha oku...
Oku, elini vicdanına koy ve söyle... Endazesi biraz değil, hayli kaçmamış mı bu lafın...
BESLİ O YAZIYI NEDEN YENİDEN HATIRLATTI
HÜSEYİN Besli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İstanbul Belediye Başkanlığı döneminden beri yanında olan kişilerden biri.
Dün Akşam gazetesindeki köşesinde ilginç bir yazı yayınladı. Daha doğrusu, 2016’da yazdığı “‘Bana ne?’ demeden” başlıklı yazısını yeniden yayınladı.
*
Bakın o yazıda neler diyor:
“Kimse kendisini kandırmasın. Bundan 30 yıl, 10-15 yıl önce, bugün terörist ve hain olarak isimlendirdiğimiz FETÖ elemanları bizlerin kardeşi idi. Öyleyse, bugünden gelecek 10-15-20 yıla bakarak benzer bir tehlikeyle karşılaşmamak adına teyakkuz halinde olmalıyız. Eğer, FETÖ’nün bugünkü noktaya, devlete/bürokrasiye sızarak, devlet imkânlarını kullanarak geldiğine inanıyorsak... Bugün aynı yöntemleri kullanan yapıların (tarikat/vakıf) gelecekte aynı sonuca varmalarının kaçınılmaz olacağını söylemek için kâhin olmak gerekmez.”
*
Önce Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Takvim gazetesine verdiği mülakatta “Yeni FETÖ kim olacak” diye sordu.
Şimdi Erdoğan’a çok yakın bir isim, aynı tehlikeye dikkat çekiyor.
Acaba şu an bilmediğimiz bir şeyler mi oluyor...
PARAYI İZLE MAFYAYI BUL SUYU TAKİP ET HAYATI BUL
NEW York Times gazetesinin önceki günkü manşeti şuydu:
“Mars’ta su bulundu...”
Son yıllarda uzay çalışmalarında başarı üstüne başarı hikâyesi yazan Avrupa Uzay Ajansı’ndan bir grup bilim insanı Mars’ta, yüzeyin 1.5 km altında bulunan 12 kilometre genişliğinde bir gölü tespit etmiş.
Üstelik bunu yapanlar kim biliyor musunuz? İtalyanlar...
Meğer 2003 yılında MARSİS isimli bir proje başlatmışlar ve çok gelişmiş gözlem araçları ve radarları Mars’ın yörüngesine oturtup araştırmalara başlamışlar.
Gezegenlerde su izine rastlandığı haberleri sık sık çıkar ama New York Times bu buluşun çok ciddi olduğu görüşünde.
NASA’nın “mantra” haline getirdiği bir cümle vardır:
“Suyu takip et” der.
Çünkü su varsa hayat da vardır.
LİVERPOOL’U KARIŞTIRAN MCCARTNEY DEDİKODUSU
İNGİLTERE’nin Liverpool şehri geçen
gün büyük bir Paul McCartney dedikodusu ile çalkalandı.
Güya McCartney Beatles’ın doğup büyüdüğü şehirde ilk defa çaldıkları Cavern Kulüp’te küçük bir izleyiciye çalacakmış.
Bir anda kulübün önünde kuyruklar oluştu.
Anlaşıldı ki McCartney Liverpool’da çalacakmış ama o kulüpte değil, bir arenada olacakmış konser.
Ama bakıyor musunuz, 76 yaşında bir insan ve hâlâ genç insanların bile ilgi odağı olmaya devam ediyor.
Geçen hafta Beatles’ın ünlü albümü “Abbey Road”un kapağındaki fotoğrafta dördünün yürüdüğü yolda da sembolik bir yürüyüş yaptı...
Seviyorum bu yaşlı adamın hallerini...
KARAR VEREMİYORUM AMA AMY ADAMS ŞAHANE
DIGITÜRK’te yeni başlayan “Sharp Objects” dizisinin üçüncü bölümüne geldim... İlgiyle izliyorum çünkü...
- Amy Adams oynuyor, ki kadın olarak da, oyuncu olarak da çok beğeniyorum...
- Polisiye bir dizi...
- Üstelik son zamanlarda en ilgimi çeken polisiye tarzı...
Kasaba cinayeti...
Ancak film hakkında bir türlü karar veremedim...
Bazen bir David Lynch tadı buluyorum...
Bazen anlatımda çok boşluk ve duraklamalar var diyorum...
Ama Amy Adams’ın oynadığı alkol bağımlısı, travmalı, arıza kadın tipi on numara...
Şu fotoğrafına bakın ne demek istediğimi anlarsınız.
Paylaş