Paylaş
Öyle bir belagatti ki, yeri göğü titretti.
Öyle şehvetli bir tarzdı ki, Türk halkının yarısının gönlünde coşku sellerine yol açtı...
Öteki yarısında ise nefret ve korku dağları dikti...
Öyle bir belagatti ki, Davos’ta esti, Kahire sokaklarında kükredi, Şam’da namaz saatlerine imsak yazdı...
* * *
Şimdi belagat şehveti geldi, duvara dayandı...
Duvarların ötesinde hayat artık, insanları lobi masallarıyla, darbe öcüleriyle, telekinezi martavallarıyla, paralel teraneleriyle avutacak, oyalayacak noktayı aştı.
Arkadaş iyi bil, bilelim...
Cambaza bak dönemi geçti...
* * *
“Belagat şehveti” dönemimizin ekonomik bilançosu iyi.
Ama insani bilançosu berbattı...
İçeride kutuplaşmış, kemikleşmiş, birbirinin yüzüne bakmayan, neredeyse görünmez sınırlarını çizmiş üçlü bir federasyona dönüştük.
Kapımızın iki değil, bir adım ötesinde aynı belagat şehvetleriyle tarumar edilmiş, cehenneme dönüştürülmüş bir Ortadoğu başlıyor.
Mezopotamya artık bir medeniyetin değil, kafa kesen güya Müslümanların cirit alanı.
İçeride söken belagat orada sinek vızıltısı kadar bile etki yapmıyor.
* * *
İster saflık de, ister aymazlık.
İster hayalcilik de, ister fanatiklik...
“Sünni Müslüman kardeşimizdir, bize bir şey yapmaz” kafası, Musul’da kendi kafasını duvara çarptı.
Kırkdokuz insanımız, iki aylık yavrularımız artık o siyah kefenli adamların insafına kalmış..
Tabii Hıristiyan, Müslüman demeden önüne gelenin kafasını kesen o adamda insaf kalmışsa...
* * *
Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en büyük hatasını Suriye’de yaptı...
Yine o “Sünni Müslüman, Şii Müslüman’dan iyidir” kafasıyla sınırımızda tarihi bir felaketin suç ortağı olduk. Kilometrelerce ötemizdeki Mısır’a, yine o belagat şehvetiyle durduk yerde düşman olduk, onu bile kendimize düşman etmeyi başardık.
* * *
Hepsinin arkasında o şehvet vardı...
Türkiye’de “tarihi kendisiyle başlattığına” inanan, bir Enver Paşa ihtirasıyla, Ortadoğu’da Sünni Müslüman ateşini yeniden yakmak isteyen bir belagat...
* * *
Şimdi artık gerçekler önümüzde...
Devletin hataları yüzünden, biz bu ülkenin vatandaşları olarak, bize çok kötü bir 10 yıl vaat eden Ortadoğu gerçekleriyle baş başa kaldık.
Şimdi “restorasyon” diyorsunuz ha...
Hayır önce kafanızdaki ahlaktan değil, milletin gönlündeki kopmuşluktan başlayın.
Önce ülkenin içindeki öfkeyi restore edecek şeyler yapın ki, milletin iki yakası bir araya gelsin... Önce gönüller birleşsin.
Sonra da sınırlarımızın dışında barışa hizmet edecek, komşularının iç meselelerinden elini ve özellikle dilini çekmiş...
Mantıklı, kendi menfaatlerini her şeyin önüne geçirmiş bir Türkiye...
* * *
Evet kardeşim...
Belagat şehvetiyle geçen 10 yıl iyiydi de... Sizi de bizi de çok yordu be arkadaş...
Lütfen biraz sükûnet, biraz sessizlik.
Biraz susun da, 60 yıldır çokpartili hayatı oylarıyla yaşatan bu millet biraz da kendi sesini işitsin, tekrar komşusuyla sohbete dalsın.
* * *
Sınırımızın ötesinde başlayan ve en az 10 yıl sürecek bu cehenneme mücavir alanda başka bir ruhla ayakta kalamayız... Bunu hepimiz bilelim.
Paylaş