Şartsız şurtsuz destekliyorum

DÜŞÜNEBİLİYOR musunuz?Neticede bir ülkenin uçakları, başka bir ülkenin hava sahasına giriyor.

Onun sınırları içindeki bir bölgeyi bombalıyor.

Yani neredeyse bir savaş durumu söz konusu.

Ama dünyadaki tepkilere bir bakın.

İtalyan basınında tescilli Türkiye aleyhtarı birkaç fanatik dışında, Türkiye’ye "Sen ne yapıyorsun" diyen yok.

Çünkü Türkiye haklı konumda.

Olayı barışçı yollardan çözmek için elinden gelen bütün gayreti sarf etmiş.

Kimsenin söyleyeceği tek kelime yok.

PKK’nın "özgürlük savaşçısı", "direnişçi" safsatalarına kimse kulak kabartmıyor.

Terör örgütü, bugün artık hak ettiği yerdedir.

Yani yapayalnız...

* * *

Peki bundan kimler ders çıkaracaktır?

Önce Türkiye ile komşuluk ilişkilerine önem veriyorsa Barzani yönetimi.

Sonra...

PKK’nın kanlı teröründen korktuğu için ses çıkaramayanlar.

PKK ekseni dışında, Türkiye’nin kendi içinde, bir arada yaşamaya yönelik Kürt politikalarını geliştiremeyenler.

Tabii bir de asıl muhataplar.

Yani hálá PKK’ya sırt veren, ondan medet uman "ovadaki PKK’lılar".

Asıl onların ders çıkarması lazım.

Kanlı terörleri bin yıl da sürse, Türkiye onlara hak ettiği cezayı verecektir.

O dağlar artık kendilerine dar edilecektir.

Gece gündüz, yaz kış...

Kandil, PKK için artık Yunan mitolojisi kadar eskide kalmış sembolik bir isimdir.

İster o sembole sarılıp hayatlarının geri kalan kısmını böyle bir trajedik nostalji ile geçirirler...

İsterlerse, Türk hükümetinin uzattığı ele tutunurlar.

17 Aralık, PKK’nın tarihinde bir dönüm noktasıdır.

Dünyada yapayalnız bir terör örgütü olarak kaldığı tarih.

Şimdi önlerinde iki yol var.

Ya, terörü bırakacak, mücadelesini siyasi planda sürdürecek...

Ya da, dağlarda kesilen yolu, şehirlerde açmaya çalışacak.

Zaten çocuk katiline çıkmış sicilini, katliamcı haline getirecek.

Yani, kendisini hálá destekleyen üç beş kişiyi de kaybedecek.

Terörist bir desperado teşkilatı olarak, tarihin çöplüğüne gömülecek.

* * *

PKK’nın sağduyu yolunu seçecekler için bugün imkánlar çok daha açıktır.

Türkiye’de başta hükümet olmak üzere, askerinden siviline ezici bir çoğunluk, Kürt sorununun insani çözümleri için çaba sarf etmeye hazırdır.

Bunun adına ister "dağdan indirme" deyin, ister başka bir şey.

Hatta, hatta "af" deyin.

Hiç fark etmez.

Türkiye, elini kandan çıkarmak isteyen herkese elini açmalıdır.

Bizler de tek tek kişiler, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve medya olarak bu çözüm yollarını desteklemeliyiz.

Bunun üzerinden siyaset yapmak, bundan medet ummak kimseye yarar sağlamaz.

Bizler de medya olarak, bunları söylemeye korkmamalı, bu çözümleri savunmaya, desteklemeye çekinmemeliyiz.

Ben kendi tavrımı açıkça ilan ediyorum.

Başbakan Erdoğan’ın uçakta söylediği çözüm arayışını, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in vurguladığı "kardeşçe çözümü" şart şurt koymadan açıkça destekliyorum.

Yeter ki kan dursun, terör bitsin, anneler her akşam, çocuklarının şehadet ve ölüm haberlerini bekleme ıstırabından kurtulsun.

* * *

Son nokta...

Türkiye, son dönemde dünya kamuoyunu kazanmıştır.

Amerika Birleşik Devletleri’ni yeniden yanına çekmiştir.

Tabii Amerika da yeniden Türkiye’yi kazanmıştır.

Yani Kandil’deki bombalar, herkesin menfaatine olmuştur.
Yazarın Tüm Yazıları