Paylaş
Birincisi 24 Ocak kararlarıydı.
O gün Türkiye’nin hal ve şeraiti şöyleydi:
Ekonomi dibe vurmuştu. Devlet 40 sente muhtaçtı... Türkiye akşam kahvesini bile ithal edemeyecek durumdaydı.
24 Ocak kararlarını, bir koalisyon hükümeti aldı.
Başında Süleyman Demirel vardı.
Yanında ise rahmetli Necmettin Erbakan ile rahmetli Alparslan Türkeş bulunuyordu.
Programın siyasi kararını Demirel hükümeti almıştı...
Ama onu çok başarılı biçimde uygulayıp daha da ileri götüren Türkiye Cumhuriyet tarihinin en devrimci insanlarından biri olan rahmetli Turgut Özal’dı...
İkincisi ise ‘2001 reformu’ydu.
O gün Türkiye’nin hal ve şeraiti şöyleydi: Ekonomi dibe vurmuş, bankalar batmıştı. Dolar çılgın gibi yükseliyordu.
Başta yine bir koalisyon hükümeti vardı.
Başbakan rahmetli Bülent Ecevit’ti...
Yanında ise bugün hâlâ hayatta olan Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz bulunuyordu.
Reform paketini, uzun yıllar Dünya Bankası’nda çalışan bir uzman hazırladı.
Adı Kemal Derviş’ti...
Koalisyonun üç ortağı partilerinin silinmesi pahasına bu ekonomik paketi onaylamıştı.
Bu kriz Adalet ve Kalkınma Partisi’ni iktidara getirmiş, o parti de bu programı büyük bir başarı ile uygulamıştı.
Her iki ekonomi paketi de çok başarılı sonuçlar vermişti.
Gerek 1980’li yıllar, gerekse 2000’lerin ilk 10 yılı Türk ekonomisinin en parlak, en göz kamaştırıcı yılları olmuştu.
Bugün geriye baktığımda şunu görüyorum:
Her iki programın uygulanmasında da ortak bir siyasi zemin vardı. O da her ikisinden sonra da demokratik bir açılımın başlamasıydı...
O nedenle ben, Yargıtay’ın Enis Berberoğlu’nu serbest bırakma kararının Yeni Ekonomi Paketi’nin açıklandığı güne rastlamasını böyle yorumluyorum.
Bu paketin en önemli maddesi Enis Berberoğlu’nun serbest bırakılmasıdır.
24 OCAK / CEM KARACA'NIN YURDA DÖNDÜĞÜ GÜN EKONOMİ
24 Ocak kararlarının uygulanma sürecinde askeri vesayet vardı, ama seçimle işbaşına gelen Özal, ülkenin demokratikleşmesinde büyük adımlar atıyordu.
Komünist Parti’nin yöneticileri Türkiye’ye gelmiş, hapse atılmış ama sonunda Komünist Parti serbest bırakılmıştı.
Türkiye Avrupa Birliği’ne tam üyelik başvurusunu o yıllarda yapmıştı.
Yurtdışına sığınmak zorunda kalan sanatçılar, aydınlar, gazeteciler yurda dönüyordu.
2001 krizinde alınan kararlardan sonra da demokrasi işlemişti.
Hür düşünce olmadan liberal bir ekonominin başarıya ulaşamayacağı inancı kafalara kazınmıştı.
OYA'YI İLK ARAYAN KİŞİ BİNALİ BEY'SE BU İYİDİR
Enis Berberoğlu hakkında tahliye kararı çıkınca hemen eşi Oya Berberoğlu’nu aradım.
Ama benden daha erken davranan biri varmış.
TBMM Başkanı Binali Yıldırım arayıp geçmiş olsun demiş, memnuniyetini ifade etmiş.
Bu çok iyi bir haber...
Bugün Enis, yarın Osman Kavala, öbür gün Nazlı Ilıcak, öteki gazeteciler, aydınlar, siyasiler...
Bu ekonomik paketin en güçlü ayağı bunlar olacaktır.
Bundan sonra ne yapılması gerektiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 24 Haziran seçim kampanyası sırasında durmadan söylediği şu sözler anlatıyor:
Daha fazla özgürlük...
Daha fazla adalet...
Daha fazla demokrasi...
TAKSİM CAMİSİ'NİN MİNARESİ NEDEN 2 METRE YÜKSELTİLDİ
Geçen gün Taksim’den geçerken orada yapılan caminin minareleri dikkatimi çekti.
Minareler, daha önce makette gördüğümden daha uzun göründü gözüme...
O maketi geçtiğimiz aylarda Cannes’da yapılan emlak fuarında görmüş ve “Camiyle son derece orantılı bir minare olmuş” demiştim.
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’a bir mesaj atıp, “Minarelerin boyu uzatıldı mı” diye sordum.
Bana önce “Hayır, bir değişiklik yok” dedi.
Ancak dün ikinci bir mesaj atıp şunu yazdı: “İlk projede minareler öndeydi. Ancak çok ön plana çıkar diye onları arkaya aldırmıştık. Bu sefer de arkada kaldığından 1-2 metre daha uzun olması gerekti.”
Kısaca, minareler özgün tasarımdakinden daha yüksek yapılıyor.
Şahsi görüşüme gelince...
Oradaki caminin mimarisini hâlâ çok beğeniyorum.
Ama orantısız çok yüksek minarelerin bu kutsal yapıların estetik görünümünü bozduğu konusundaki görüşüm devam ediyor. Bence eski yüksekliği, bu camiye çok daha güzel bir görünüm veriyordu.
HİÇ BÖYLE BİR ERKEKLİK ORGANI TARİFİ GÖRMEDİM
Amerikalı porno yıldızı Stormy Daniels (Stephanie Clifford) ABD Başkanı Trump’la yaşadığı ilişkiyi anlatan bir kitap yazmış. Kitabın adı her şeyi anlatıyor: Türkçesi “Tam İfşaat”
Öyle de yapmış....
İlişkileri bir golf turnuvasında başlamış.
“Gizli kaçamak” yapmışlar.
Kitabın en çarpıcı bölümü ise kadının “Trump’ın cinsel performansına” verdiği puanlardı.
Buna göre:
Yatak performansı: “Kesinlikle en etkileyici erkek değil...”
Bir erkeğe yapılabilecek en “bel altı altın vuruş” yani...
Erkeklik organı: “Mario Kart adlı video oyunundaki mantar görünümlü karaktere benziyormuş.”
Hoppalaaaa...Vallahi hayatımda çok penis tarifi gördüm ama böylesine ilk defa tanık oluyorum...
Mario Kart karakterini buldum.
Demek ki kadın gözüyle farklı görünüyormuş...
Paylaş