SON 15 gündür, her tarafından dökülen bir komplo maskaralığı yaşadık.
Hepimize "Bu kadarı da olmaz" dedirten bir oyun oynandı.
Düşünebiliyor musunuz, "Müthiş bir çete ortaya çıkarıldı" ve bu çeteyle ilgili belgeler, herhalde bunu yutacağı veya bile bile kullanacağı tahmin edilen gazetelere sarı zarflar içinde servis yapıldı.
Allah’tan bazı arkadaşlarımız, bu sarı zarf servisi olayını da haberin ana unsuru olarak görüp topluma duyurdular.
Hepimizi enayi yerine koyan bu kadar salakça bir oyun oynandı.
Yani kargaların önüne atsan, kahkahadan kırdırıp geçirecek bir senaryo uygulandı.
* * *
Peki bu komedi içinde komik olmayan ne?
Bu pespaye senaryonun, toplumu bölmeyi başarması.
Evet, böylesine ilkel, pespaye, hepimizi enayi yerine koyan bir senaryo ne yazık ki, bizi güldürüp geçirme yerine, daha da gerginliğe soktu.
Ben işte bunu vahim ve tehlikeli görüyorum.
Nasıl oldu da, kargaların bile güleceği bu oyunlara bakıp kamplara ayrıldık?
Ne oldu da, bu ortaoyununa kanıp, devleti, ülkenin ordusunu, hükümetini, kurumlarını birbiriyle kanlı bıçaklı hale getirecek bir provokasyona geldik, başbakanlarımızı, bakanlarımızı zor durumda bıraktık?
Hepimizin düşünüp cevabını vermesi gereken soru budur.
* * *
Yine de, Danıştay saldırısıyla başlayan sürecin hayırlı bir tarafı oldu.
Türk toplumunun en hastalıklı yanı ortaya çıktı.
Siyasilerin alması gereken dersleri gösterdi.
Hayatını komplo teorisi satarak kazanan, marjinal bir kesimin ipiyle kuyuya inmenin zararını ispatladı.
Hangi yoğurdu ne kadar üfleyerek yememiz gerektiğini gösterdi.
Kısaca, bu olaylar Türkiye’de "komplo teorisi hastalarının" hezimetidir.
Çünkü yapılan işler, onların karışık kafalarını bile daha da karıştırmayı başardı.
Bu olayların ortaya çıkardığı çok önemli bir gerçek daha var.
Toplum içinde bazı kişilerin, maraza çıkarmak, gerginlik yaratmak için ne kadar alçakça işler yapabileceğini, ne iftiralar atabileceğini hep birlikte gördük.
Kısaca, siyasetimiz kendi çapında bir "Katrina felaketi" yaşadı.
Şimdi hasar tespiti yapıp tamirata başlama zamanıdır.
Herkes kendi evinin önünü temizleyecek.
* * *
Bir vatandaş olarak şundan eminim:
Askerler, kendilerini ilgilendiren kısmının üzerine bütün ciddiyetiyle gideceklerdir.
Yani kendi mensuplarının veya eski mensuplarının oluşturduğu çete bozuntularını mutlaka ortaya çıkaracak, cezasını vereceklerdir.
Ama sivillerden o kadar emin değilim.
Mesela, Emniyet içinde bu işlere meraklı bir çevrenin olduğunu hep işitirdik, şimdi birlikte gördük.
Acaba bunlar da ortaya çıkarılıp cezası verilecek mi?
Başbakan, kendisini yanıltanları bulup gereğini yapacak mı?
Mutlaka yapması gerekir...
* * *
Ama yapılması gereken çok önemli bir başka şey var.
Önce sağlam bir teşhis.
Bunlar çete bozuntularıdır; ama toplumumuzun en büyük zaafını keşfetmişlerdir.
Yani en aptalca komplo teorilerine bile kolaylıkla kanmamızı, dolduruşa getirilebilmemizi...
Önce bu zaafımızı gidermeliyiz.
Bizi bölen değil, birleştiren yanlarımız üzerinde çalışmalıyız.
Bizi dolduruşa getiren, demokratlığı sadece devlet ve ordu düşmanlığı olarak algılayan marjinal kişi ve kurumlara karşı kişiliğimizi güçlendirmeliyiz.