Ortak akılsızlık iktidara gelirse

YER, TÜSİAD'ın önceki gün Ankara'da yaptığı İstişare Kurulu toplantısı. Katılan işadamlarının en çok konuştuğu konu tabii ki Arjantin'deki talan olayları. Şu ilginç gözlemleri, Türkiye'nin en büyük bankalarından birinin genel müdürü önceki gün yapıyor.

TEK CAM KIRILMADI

‘‘Türkiye dünyanın en yaygın ve dramatik depremlerinden birini yaşadı. Bankamatik kulübelerinin birinin bile camı kırılmadı. Türkiye, tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşadı. Böyle durumlarda bir başka ülkede olsa en fazla tüketici kredilerinin geri ödenmesinde sorun çıkar. Bizim ülkemizde geri ödenmeyen tüketici kredisi oranı yüzde 1'i bile geçmedi.’’

Evet bu Türkiye gerçeğidir.

Halkı, ekonomik krizi büyük bir sabır ve ağırbaşlılıkla geçirmeye çalışıyor.

Bir de Arjantin'e bakıyorum.

Süpermarketler talan ediliyor. Ekonomiden sorumlu devlet bakanı istifa ediyor.

Ama bununla yetinilmiyor. Adamın yurtdışına çıkışı yasaklanıyor.

Bakanı neredeyse linç edecekler.

Bu sahnelere bakınca aklımdan sadece şu cümle geliyor:

‘‘Kolektif akılsızlık...’’

Bu sözlerim bazılarına ters gelebilir. Halkın tepkisini ‘‘akılsızlık’’ olarak nitelemem yanlış görülebilir.

Hayır yanlış değil.

Bakın neden...

Eğer böyle büyük bir krizde, halkın göstereceği bütün tepkileri göze alarak kemer sıkma politikalarını uygulayan bir insanı linç edilecek hale getirirseniz, yarın başka sorumlulukları kim alır?

Dibe vuran ekonomilerin kurtuluş yolları fazla değildir.

Sonunda toplumun bütün kesimleri bu yükü taşırlar.

Yani uygulanacak politikanın ana hatları aşağı yukarı aynıdır.

Ama siz kalkıp, bunu uygulayan adamı vatan haini ilan ederseniz sonunda siyasi sorumlulukları yüklenecek kaliteli insanların cesareti de kırılır.

KALİTESİZ POPÜLİSTLER

İşte o nedenle Arjantin'de ‘‘kolektif akılsızlık iktidara geliyor’’ diyorum.

Çünkü kaliteli rasyonel siyasetçilerin cesareti kırılırsa, meydan kalitesiz popülistlere kalır.

Popülizmin bütün dünyadaki ortak özelliği, üç gün sonrasını düşünmeden aklına gelen her vaadi yapmaktır.

Onlar bir ülkeyi daha da kötüye götürürler.

KOLEKTİF RANT

Ama ‘‘Peron’’ geleneğine sahip Arjantin, mazisindeki bütün bu popülizm hüsranlarına rağmen, aynı akılsızlık yolunda yürümeye devam ediyor.

Türk halkı bu tuzağa düşmedi.

Çünkü basındaki birkaç sorumsuz maceracının provokasyonu dışında, kimse halkı ‘‘kolektif bir akılsızlığa’’ davet etmedi.

Krizin ilk günlerindeki esnaf hareketleri, muhalefetin de sorumlu davranışı sayesinde Arjantin istikametine gitmeden önlendi.

Sonunda ülkeye ‘‘kolektif akıl’’ hákim oldu.

Türkiye, bu kolektif aklın rantını mutlaka yiyecektir.

Zaten yavaş yavaş yararını da görmeye başlamıştır.

Muhalefete gelince...

Onların şu siyasi kuralı iyi bilmeleri gerekir.

Krizde görev yapan siyasiler aslında fedakár insanlardır.

Çünkü her kriz bittiğinde aynı şey olur. Görevdeki hükümet krizi çözse bile, bunun siyasi bedelini seçim kaybederek öder.

O nedenle, mevcut krizi körüklemek, muhalefetin yararına değil, tam aksine zararınadır.

Çünkü çözülmeyen bir krizi devralmak, onların da işine gelmez.

Kısaca Arjantin talanı, Türkiye'nin çok büyük bir avantajını daha ortaya çıkardı.

O da Türk halkının ‘‘kolektif aklıdır’’.

Bu akıl, PKK ile mücadelenin şerefli bir biçimde kazanılmasında çok etkili olmuştur.

Bu ortak akıl, o mücadelede ‘‘terörist’’ ile ‘‘Kürt'ü’’ birbirinden ayırmayı bilmiştir.

Bu akıl, yaşadığımız ekonomik krizin aşılmasında da çok etkili olacaktır.

DERVİŞ'İN DURUMU

Türk halkı, Kemal Derviş'ine Cavallo muamelesi yapmadı.

Sessizce onun arkasında durdu.

Süpermarketi, bankamatik kulübesini yağmalamadı.

İşte bu büyük bir güçtür.

Geleceğin siyasetçileri, bu ‘‘ortak aklı’’ müthiş bir kalkınma heyecanına çevirebilir.
Yazarın Tüm Yazıları