Paylaş
İstanbul’un sokak kedileri var ya... Hepsini patilerinden öpüyorum.
*
Hepsi birer vatansever...
Bu devletin onların hepsine bir altın madalya takması lazım.
*
Türkiye’nin berbat edilen imajını, şimdi Amerika’da onlar düzeltiyor...
Korumaların tekme-tokat yıktığını, onlar düzeltiyor.
*
İşte Amerika’da yaşayan bir Türk gazetecinin New York kedi raporu.
TÜRK GAZETECİNİN NEW YORK KEDİ RAPORU
SEVGİLİ Ertuğrul Özkök, Geçtiğimiz günlerde ‘Kedi’ filmiyle alakalı yazdığınız yazıyı okudum. Bir süredir New York’ta yaşıyorum. Film New York’ta gündem maddesi oldu.
New York Times, Time Out New York ve benzeri yayınlar ‘Kedi’ye geniş yer verdiler.
*
Ben filmi NYC’de Çin Mahallesi’nde tarihi Metrograph Sineması’nda izledim.
Günlerce kapalı gişe oynayan filmin biletini bulmakta epey zorlandım.
Zar zor buldum ve gözyaşları içinde izledim!
*
Gözyaşı dökmemin nedeni salonun tepkisiydi...
Yanımda oturan Afrikan-Amerikan yaşlı bir kadının çantasından çıkarıp verdiği peçete ile gözyaşlarımı silerken tüm salon, yer yer kahkaha atıyor, yer yer de alkışlıyordu.
*
Film bittiğinde salondaki New York’lu izleyiciler ayakta alkışladı.
Hayatımda ilk defa bir filmi ayakta alkışlayan bir izleyici gördüm.
*
Çıkarken de benim ve Salih’in Türk olduğunu anlayanlar gelip bizi tebrik etti.
Şaşırmıştım... Hemen filmin oyuncularından olan Mine Söğüt’e mesaj yazdım ve Ceyda Torun’a ulaşmak için yardım istedim!
Çünkü Ceyda harika bir çalışma yapmıştı...
*
O kadar haklısınız ki, son dönemde birçok konuda eleştiri hedefi olup, Gezi planlarından çıkan ülkemiz, ‘Kedi’ ile New York’luların ‘Hangi mevsim gitsek’ sorusuna dönüştü.
*
Dün de Brooklyn’in Bushwick bölgesinde gezerken, ‘Kedi’nin dev afişlerini gördüm.
YouTube TV yayın hakkını almış ve geniş reklam yapıyordu. Yolda para bulmuş gibi sevindim...
Sevgiler...
Volkan Yüksel - Gazeteci”
BU FOTOĞRAF DÜN SABAH SAAT TAM 06.30’DA AFRİKA’DA ÇEKİLDİ
AFRİKA deyince gözümüzün önüne hep sıcak bir ülke geliyor değil mi... Yarı çıplak, hatta tam çıplak yerliler falan...
*
Geçen kış Gaziantep hayvanat bahçesindeki filleri, aslanları, kaplanları, filleri görünce, “Bu zavallı hayvanlar bu soğukta donuyordur” diye düşünmüştüm.
*
Fil deyince aklıma sıcaktan kavrulan bölgeler gelirdi...
Dokuz gündür burada, yani Güney Afrika’da neredeyse kendi çapında bir “Fargo” filmi yaşadığımı söylesem inanmazsınız değil mi...
Pekâlâ buyurun size ispatı...
Bu fotoğraf dün sabah saat 06.30’da Güney Afrika’nın Sabi Sabi rezervinde çekildi.
*
Hep birlikte hayvan görme safarisine çıktık.
Önümüzdeki aracın önünde oturan rehberin hali, kılık kıyafeti buydu.
Bir de hemen yanındaki zürafaya bakın...
Onun da hikâyesini anlatacağım.
YOLCULUK DERSLERİ 1
CEVABINI MERAK ETTİĞİM SORULAR
- Türk Hava Yolları ramazan sırasında iç ve dış hatlarda yemek servisini devam ettirirken, Devlet Demir Yolları yemekli vagonu ve yemek servisini niye kaldırır?
*
- DDY, kendi yolcusunu THY yolcusundan daha muhafazakâr gördüğü için mi?
*
- DDY Genel Müdürü kendini THY Genel Müdürü’nden daha mümin gördüğü için mi?
*
- Yukarıdan tak diye emir gelip, o da şak diye yaptığı için mi?
*
- Yukarıdan tak diye emir gelmediği halde, DDY Genel Müdürü, sırf yalakalık için tak diye yaptığı için mi?
KÜÇÜK BİR SORU
BİR zamanlar çok moda olan “maklube” yemeği acaba restoranlarda hâlâ mönüde tutuluyor mu?
Tutuluyorsa bu yemeği hâlâ isteyen var mı?
AFRİKA DERSLERİ 1
ZEMHERİ ZÜRAFASINDAN ALINACAK HAYAT DERSLERİ
BİR: Her güneyi, kuzeyden sıcak sanmayın. Afrika’nın güney ucuna giderseniz bilin ki, güney kutbuna yaklaşıyorsunuz ve haziran ayında kış başlıyor...
*
İKİ: Ben ikinci gün, zemheri zürafası gibi değil, kutup ayısı gibi giyinmiştim ama yine de titriyordum.
Zürafa ise zemheride olduğu halde hiç de üşür gibi bir hali yoktu.
*
VE SONUÇ: Üst akıl ne kadar gerçekse, zemheri zürafası da o kadar gerçekti.
AFRİKA SÖZLÜĞÜ 1
ZEMHERİ ZÜRAFASI İLE ÜST AKIL ARASINDAKİ İLİŞKİ
ZÜRAFA deyince aklıma hep annemin küçükken sonbaharda ve kışın bana sık sık “Zemheri zürafası” deyişini hatırlarım...
Zannederdim ki boyum çok hızla uzadığı ve çelimsiz kollarım ve ayaklarım yüzünden zürafaya benzediğim için böyle derdi.
Önceki gün saban saat 06.30’da bunların hepsinin birer hurafe olduğunu öğrendim.
Sabah hayvanları görmek için özel cipe binmeden önce çok sıkı giyinmemiz tembihlendi.
Eh ben de kafamdaki Afrika’nın soğuğuna göre giyindim.
Tişört, gömlek, üzerine de bir anorak.
Yanılmışım...
Fena yanılmışım..
Hani bize okulda öğretilen kara iklimi var ya... Yazlar kuru ve sıcak, kışlar yağışlı ve soğuk...
Orası kara iklimi ise burası kapkara iklimi...
Neyse ki altımıza ısıtılmış lastik torbalar koymuşlar.
Yedek battaniyeler verdiler.
İşte orada anneciğimin bana durmadan söylediği lafın da anlamını öğrendim.
“Zemheri zürafası”, kışın ince giysi ile gezenler için söylenir.
Yani burada zemheri zürafası, kuzey kutbundaki iglolardan çıkmış gibi giyinen Afrikalı rehber değil, bendenizdim.
Paylaş