Paylaş
Tamam, her şeyin saniyesi saniyesine hesaplandığı Oscar sahnesinde böyle bir hata olmamalıydı...
* * *
Oldu işte... ‘En iyi film’ ödülünü kazanan filmi yanlış anons etti.
O sahneyi içim burkularak izledim.
* * *
Ama Warren Beatty’nin düştüğü duruma ne kadar üzüldüysem, “La La Land” filminin yapımcısı Jordan Horowitz’in bunu “rakibinin hakkını teslim eden dürüst adam şovuna” dönüştürmesine de o kadar sinirlendim.
Neydi o kartı Warren Beatty’nin elinden çekip alma...
Sanki ortada kasıtlı bir şey varmış gibi sert ve öfkeli bir sesle “Yanlış” diye bağırma...
* * *
Arkadaş unutma...
Karşındaki adam 80 yaşında...
Bütün ömrünü sinemaya vermiş... Yanındaki insan Faye Dunaway...
İkisi birlikte, 50 yıl önce “Bonnie and Clyde” gibi harika bir filmde oynamışlar...
* * *
Çok üzüldüm...
“La La Land” gibi olağanüstü romantik bir filmin yapımcısından daha zarif, daha insani bir tavır beklerdim...
Benim gözümde rakibinin hakkını verirken, sinemaya çok emeği geçmiş bir insana hödükçe ve hoyratça davranan bir adam olarak kalacak.
Sahneye çıkan onca insan arasından birinin de çıkıp Warren Beatty’ye “Üzülme Warren, hepimiz yapabiliriz böyle hatalar” demesini bekledim...
Ama ne yazık ki göremedim...
Sanki hepsi ondan intikam alıyor gibi bir havadaydı.
* * *
Oscar, hepimize acı bir ders vererek kapandı... Ben kendi payıma çok ders aldım...
Dürüstlük kadar insanlık da önemlidir...
KARAR VERDİM YÜZÜMÜ YAPTIRMAYACAĞIM
- OSCAR törenindeki skandaldan sonra Warren Beatty’nin yüzünü defalarca seyrettim.
Sanki fazla estetikten dolayı mimikler görünmez hale gelmişti.
Yüzünde maske gibi bir şey duruyordu.
Ne şaşkınlığı okuyabiliyordunuz,
ne üzüntüyü, ne bir şeyi.
Bunu görünce karar verdim.
Sırf böyle durumlar için yüzümü yaptırmayacağım. Çünkü bir gün ben de böyle bir duruma düşersem, yüzüm her hissettiğimi bütün açıklığı ile anlatmalı.
TEST: SANATÇI SPORCU VE PATRON ARASINDAKİ FARK
Şu günlerde Amerikan iş dünyası çok ilginç bir olayı konuşuyor...
Son yılların yükselen spor malzemesi şirketi Under Armour’un CEO’su Kevin Plank geçenlerde Başkan Trump için bir şey söyledi:
“Trump’ın iş merkezli anlayışı gerçek bir ‘asset’tir...
Asset Türkçeye, “Ekonomide avantaj sağlayan unsur” olarak çevrilebilir.
Bunun üzerine Under Armour’un en önemli reklam yüzü olan Golden State basket takımının oyun kurucusu Stephen Curry şöyle bir açıklama yaptı:
“Eğer asset kelimesinin sonundaki ‘et’ harflerini atarsanız, bu görüşe katılıyorum...”
O iki harfi attığınız zaman geriye kalan ‘ass’ kelimesinin İngilizcedeki anlamı ise “kıç”.
Peki Under Armour şirketi, CEO’su ve Trump hakkında bu kadar ağır konuşan Curry ile reklam ilişkisini kesti mi...
Hayır, tam aksine Under Armour’la reklam ilişkisi olan başka sporcu ve sanatçılar da Curry’ye katıldı.
Sonuç:
- Bir analiz firması Under Armour’un piyasa değerini 24 milyar dolardan 14 milyon dolara indirdi.
- Şirketin CEO’su ise sadece şu açıklamayı yaptı:
“Sözlerim yanlış anlaşıldı...”
KRALİÇE ELİZABETH ATININ ÇİFTLEŞMESİNİ SEYREDER Mİ
- SON zamanlarda izlediğim en iyi dizilerden biri, İngiltere’de Kraliçe Elizabeth’i anlatan “Crown” dizisi oldu.
Dizinin ilk sezonunun sonuna doğru beni şaşırtan bir sahne vardı. Kraliçe’nin çok sevdiği yarış atı, yarışamayacak yaşa gelince damızlık olarak kullanılmaya başlanıyor. Dizinin bir sahnesinde Kraliçe ile eşi atının çiftleşmesini seyrederken görülüyor. Acaba gerçekten seyreder miydi, yoksa uydurulmuş bir sahne miydi merak ettim.
MOURİNHO’YU İŞTE BU YÜZDEN SEVİYORUM
ÇOĞU insan hazzetmez... Bense çok severim. Manchester United’ın teknik direktörü önceki akşam Wembley’de Southampton’a karşı kazandıkları EFL kupasından sonra oyuncusu İbrahimovic ve rakibi Southampton için söylediklerini çok sevdim:
- İBRAHİMOVİC İÇİN: “Manchester taraftarı, onun kontratını uzatması için gerekirse evinin önüne gidip bütün gece beklemeli.”
- RAKİBİ İÇİN: “Maçın büyük bölümünde Southampton bizden daha iyiydi. 90 dakikalık sürede kaybetmeyi hak etmediler. Maç biraz daha uzasaydı, çok zor durumda kalırdık.”
CEM YILMAZ’IN HALİNDE SANKİ BİR SIKINTI VAR
SON günlerde Cem Yılmaz’ı dikkatle izliyorum.
Sıkıntılı gibi geliyor bana.
Sanki şöyle düşünüyor gibi bir hava alıyorum:
“Bugünler tam benim günüm. Mizahın zamanı. Ama elimden bir şey gelmiyor...”
Herhalde o da benim gibi Amerika’da “Saturday Night Live” komedi programının muazzam yükselişini izliyor.
Son yıllarda reytingleri inişe geçen program yeniden yükselişte.
Son 10 yılın en yüksek reytinglerini alıyor.
Alec Baldwin’in Trump tiplemesi acayip tuttu.
Ama benim favorim Trump’ın basın sözcüsü Sean Spicer’ı canlandıran Melissa McCarthy.
Onlara bakınca ister istemez rahmetli Levent Kırca’yı hatırlıyorum.
Tam onun zamanıydı.
Ve inanın Kırca, Alec Baldwin’den başarılıydı.
Paylaş