Paylaş
Merakla beklediğim rakamlar dün sabah geldi.
*
Bu konuda iki bilgi var.
Biri açık bilgi...
YouTube’a girip “Andrea Bocelli: Music for Hope-Live from Duomo di Milano” yazarsanız gelen videonun altında kaç kişi tarafından seyredildiği yazıyor.
Dün bu yazıyı yazarken altında “37 m” yazıyordu.
Yani o konserin videosunu bir hafta içinde 37 milyon kişi seyretmiş.
*
Bu ne demektir biliyor musunuz?
- Bolşoy, MET, La Scala gibi büyük opera ve bale salonları genellikle 3 bin-3 bin 500 kişi alır.
- 37 milyonu 3 bin 300’e bölerseniz 11 bin gece çıkar.
Yani bu salonlardan birini 11 bin gece dolduracak kadar insan bir haftada bu konseri izledi.
- Bunu 365 güne bölerseniz, 30 çıkar.
*
Bunun anlamı da şu:
Andrea Bocelli bugünden itibaren 30 yıl boyunca haftanın 7 günü konser verse ve her gece o salonları ağzına kadar doldursa işte o kadar sayıda insan bir haftada izledi.
*
Bu rakamlar herkese açık bilgiler.
Şimdi geliyorum herkese açık olmayan bilgilere...
Merak ettiğim üç rakam vardı.
- Konseri o gece yayınlandığı saatte bütün dünyada kaç kişi izledi?
- Bu 7 günde bu videoyu Türkiye’den kaç kişi izledi?
- Bu videoyu canlı yayınlandığı saatte yani geçen pazar akşamı Türkiye’den kaç kişi izledi.
*
Çok ilginç rakamlar geldi dün önüme.
TÜRKİYE’DEN 500 BİN KİŞİ EKRAN KARŞISINDAYDI
ŞİMDİ vereceğim rakamlar, o kanalın sahiplerine ait...
Yani herkese açık değil.Ama öyle gizli rakamlar da değil. İsterseniz, sorarsanız öğrenebileceğiniz rakamlar.
Bu rakamlar toplam izleyicinin 35 milyon kişi olduğu çarşamba gününe ait.
- 9 MİLYON: Andrea Bocelli’yi 12 Nisan akşamı Türkiye saati ile 20.00’de yayınlandığında canlı olarak bütün dünyada 9 milyon kişi izledi.
* 1 MİLYON: Geçen pazar akşamından çarşamba gününe kadar geçen süre içinde bu konserin videosunu izleyen 35 milyon kişiden 1 milyonu Türkiye’dendi.
* 500 BİN: Ama asıl çarpıcı ve sürpriz rakam şu. Bu konseri o gece canlı izleyen 9 milyon kişiden 500 bini Türkiye’dendi.
Peki bu rakamlar ne anlama geliyor?
TÜRKİYE DÜNYA NÜFUSUNUN YÜZDE 1’İ AMA AĞIRLIĞI 5.5 KAT
BU rakamlara göre...
- Dünyada bu konseri canlı izleyen her 35 kişiden biri Türkiye’den...
Demek ki “Her 100 kişiden 3.5’i Türkiye’dendi”.
- Konseri bütün dünyada canlı olarak izleyenlere gelince...
Her 18 kişiden biri Türkiye’dendi. Yani bu konseri canlı izleyen her 100 kişiden 5.5’i Türkiye’dendi.
Bu rakamlara Türkiye dışında yaşayıp da bu konseri oradan izleyenleri ekleyin.
En az 100 bin kişi de oradan ekleyin...
Türkiye nüfusu bütün dünyanın yüzde 1’i... Buna karşılık böyle ağırlığı Hıristiyan olan bir konseri canlı izleyen insan oranı yüzde 5.5... Yani nüfusunun ağırlığının 5.5 katı kadar fazla ilgi göstermiş...
Diyeceğim bu ülkeyi küçümsemeyin...
Bu ülkenin insanına “Göbeğini kaşıyan adam” muamelesi yapmayın.
GÜNÜN MÜLAKATI
BAKIN BRIGITTE BARDOT MEĞER KİMİNLE EVLİYMİŞ
BEN bazen bakıp da görmeyen oluyorum...
Brigitte Bardot 28 yıldır evliymiş.
Geçen pazar günü Journal du Dimanche gazetesine verdiği mülakatta okudum.
Kocası Bernard d’Ormale adlı bir sanayiciymiş.
1997’de bir arkadaşlarının St. Tropez’deki evinde tanışmışlar...
Evde yemek veren arkadaşları, Brigitte Bardot’nun avukatıymış. Aynı zamanda Jany Le Pen’in de avukatıymış.
Yani Fransa’nın aşırı sağcı lideri Jean-Marie Le Pen’in eski karısı...
Bardot’nun kocası Jean-Marie Le Pen’in da çok iyi arkadaşıymış.
Bardot’nun Fransız aşırı sağı ile sıkı fıkı ilişkisinin nedenini şimdi daha iyi anladım.
BARDOT'UN EVİNDE KAÇ KEDİ, KAÇ KÖPEK VE KAZ VAR
GAZETEDEKİ mülakattan okudum.
Evinde 50 hayvan besliyormuş.
Dökümü de şöyle:
12 köpek, 25 kedi, ayrıca belli sayıda at, domuz, keçi, tavuk ve kaz.
Uzun süredir St. Tropez’deki evinde yaşadığı için koronavirüsü almak konusunda endişesi yokmuş.
Ancak “Ormanları, denizleri, toprağı yağma ettik. Bu virüs toprağın bize son uyarısı” diyor.
KIZGIN
ÇİNLİLER YILDA 10 MİLYON KÖPEK ÖLDÜRÜYOR
BARDOT her zaman olduğu gibi bu mülakatında da daha çok hayvanlar üzerinde duruyor.
- BESLENME: “Kırk yıldır ağzıma et koymadım. Sebze ile besleniyorum. Bazen sadece kutu sardalya yiyorum.”
- MACRON: “Macron’la anlaşmam mümkün değil, Çünkü o avcıların dostu.”
* ÇİNLİLER: “Çok kızgınım. Barbarca âdetleri var. Her yıl 10 milyon köpeği tuhaf yemekler yapmak için öldürüyorlar. Sadece 21 Haziran’daki Yulin Festivali sırasında 20 bin köpek öldürüyorlar.”
HABER
İLK DEFA HAYATININ ÇİZGİ ROMAN OLMASINI KABUL ETTİ
JOURNAL du Dimanche gazetesinden öğrendiğime göre Bardot’nun hayatı çizgi roman oluyormuş.
Yıllardır bunu yapmak isteyenler vardı, ilk defa kabul etmiş.
Ünlü çizgi roman yayıncısı Dupuis çıkaracakmış.
HEPİMİZ ‘ARKA PENCERE’ FİLMİNİN BACAĞI ALÇIDA RÖNTGENCİSİYİZ
SON olarak önüme Fedon’a çok benzeyen birinin videosu geldi. Oturduğu apartmanın balkonunda harika bir Rumca şarkı söylüyor. Alt katındaki insanlar evlerinde... Dünyanın her yerinden buna benzer görüntüler geliyor. Herkes Instagram’dan evinin salonunu, yatak odasını açıyor. Herkes gönüllü teşhirci, hepimiz izinli röntgenciye dönüştük. Birbirimizi seyrediyoruz. Evin mahremiyeti artık vintage bir duygu...
Kendimi Alfred Hitchcock’un “Arka Pencere” filminde gibi hissediyorum.
Hani alçıya alınmış kırık bacağı ile karşı komşuları izlerken bir cinayete tanık olan o fotoğrafçı gibiyiz.
O bir cinayet görmüştü... Bense bize açılan, girmemize izin verilen salonlarda, karşı pencerelerde çok renkli, çok güzel çok saf, çok masum insan manzaraları, hikâyeleri görüyorum. Gonca Vuslateri’nin gece yarısı kahve içmesi, Enis Arıkan’ın o şirin köpeğinin gece yarısı tahta zemin üzerinde bebekle oynayışı bana çok çok iyi geliyor.Röntgencilik insanlık tarihinde hiç bu kadar yararlı ve estetik bir şey olmamıştı.
CİHANGİR’DE BENDEN HİÇ HAZZETMEYEN İKİ KİŞİYİ BİLİYORUM, YA ÖTEKİLER
24’de “Seviyeli Magazin” köşesinin yazarı Tuğrul Eryılmaz geçen haftaki yazısında benimle ilgili şöyle bir bilgi verdi: “Ertuğrul Özkök’ün Cihangir ve medyada bu kadar hasmı olmasına şaştım. O yüzden gizli gizli mesajlaşıyorum. Ama adam iyi maldan anlayan iyi bir ana akım gazeteciyse ben ne yapayım?”
Bunları yazdıktan sonra hasımlarımı uyarıyor:
“Bir daha mektup arkadaşım Özkök yüzünden saldırıya uğrarsam o isimleri açıklayacağımı buradan duyuruyorum”.
Vallahi ben de çok merak ettim.
Yıldırım Türker ve Perihan Mağden’i biliyorum ama ötekiler kim meraktan çatlıyorum.
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Eyüp Serbest
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin
Paylaş