O adam kocamdan daha ilginçti

“YILLAR sonra fark ettim ki, o adam kocamdan çok daha ilginç bir erkekti...”

Haberin Devamı

Evli bir kadının, başka bir erkek için bunu söylemesi ne anlama gelir...
Söylediği zaman artık çok mu geçtir...
Hikâyeyi anlatayım.

O adam kocamdan daha ilginçti
* * *


Dünyanın en güzel kadınlarından biri sayılan İtalyan aktris Gina Lollobrigida sinema kariyerinin başında, 21 yaşındayken bikinili bir reklam fotoğrafı çektirir.
Henüz bir-iki filmde rol almış genç bir aktristir.
Bu fotoğrafı gören Amerikalı efsane milyarder Howard Hughes anında vurulur.
O sıralarda 44 yaşındadır ve film yapımcılığı da yapmaktadır.
Hemen Lollo’yla temas kurar ve onu test filmi çekimi için Hollywood’a davet eder.


* * *


Lollobrigida o sıralar Milko Skofiç adlı Slovenyalı bir doktorla evlidir.
Kendisi gitmek istemez ama kocası bunun kariyeri için çok iyi olacağını söyler.
Böylece Hughes’ın davetini kabul eder. Ancak uçak biletleri geldiğinde bir sürprizle karşılaşır. Kendisine tek kişilik bilet gönderilmiştir. O sıralar uçak biletleri çok pahalıdır ve bunu kendi cebinden karşılaması zordur.
Vazgeçer ama kocası şu cümleyle onu tek başına gitmeye ikna eder:
“Git. Çünkü bir gün bana, ‘Kariyerimi senin yüzünden yaktım’ demeni istemiyorum.”


* * *

Haberin Devamı


Los Angeles’a geldiğinde kendisini Hughes’ın ajansının başındaki kişi karşılar ve onu şehrin en lüks otelinde çok büyük bir süite yerleştirir.
Hughes ona kendi sekreterini ve şoförünü verir.
Lollo bir test çekimi için gittiği Los Angeles’ta 2.5 ay kalır. Howard Hughes her gününü onunla geçirir. Bir erkeğin yapabileceği bütün zarif jestleri yapar.
Onu şaşırtır. İki ceketi ve bir pantolonu vardır. Her gün bunları giyer. İnsanlardan kaçan biri olduğu için onu hep kimsenin gitmediği ucuz restoranlara götürür.
Aşkını itiraf eder ama ikna edemez.
Ve bir gün Lollo ona şunu söyler:
“Eğer bir gün bütün paranı kaybedersen, belki o zaman seninle evlenebilirim.”
İşte o günlerden birinde kocası arar ve “Çok fazla oldu, artık dön” der...


* * *


Büyük Lollo efsane Hughes’ı bırakır ve döner.
Ama adam ilişkiyi koparmamak için ona 7 yıllık bir kontrat imzalatır.
O da imzalar. “Kocama dönmek istiyorum” der...
Hughes vazgeçmez. On yıl boyunca Lollo’nun peşinden koşar. Sırf ona yakın olmak için, İtalya’ya gelip kocasıyla tenis oynar.


* * *

Haberin Devamı


Gina Lollobrigida yıllar sonra bunu Vanity Fair dergisine anlattı.
Dergi ona şunu sordu:
“Bu ilişki başka türlü olamaz mıydı...”
“Olabilirdi tabii. Ama o zamanlar çok masumdum...”
Ve ilk defa bu ayki Vanity Fair’e itiraf etti:
“Yıllar sonra fark ettim ki, o adam kocamdan çok daha ilginç bir erkekti...”
Bu itirafı yaptığında 87 yaşındaydı... Bir itirafta daha bulundu.
Monaco Prensi Rainer de, karısı yaşarken ona çok asılmış. Hatta bir gün ona, “Hiç olmazsa karının önünde yapma” demek zorunda kalmış.
“Ama Grace öldükten sonra bir daha yüzüme bakmadı” diyor...


* * *


Acaba bu nasıl bir duygudur...
Ve bazı duyguların neden daha önce farkına varılmaz...
Veya farkına varılsa da kadını hangi duygu engeller...
Gerçek bir sadakat mi...
Yoksa bir suçluluk duygusu mu...
Veya kolektif ahlaka teslim olmak mı...
Ya da...
Masumiyet dediğimiz şey nedir...

Haberin Devamı

O adam kocamdan daha ilginçti


Bir kadının erkeğin saçına dokunması ne anlama gelir


“The Way We Were” filminden aklımda kalan
çok güzel bir sahne var.
Barbra Streisand ile Robert Redford’un birbirlerini ilk gördüğü sahneydi galiba...
Barbra Streisand elini uzatır ve erkeğin saçlarını okşar....
Meğer o sahnenin güzel bir hikâyesi varmış.
Geçen gün Amerika’nın en ünlü film ve müzikal bestecilerinden biri olan Marvin Hamlisch’ın hayatını anlatan filmde onun ağzından dinledim.


* * *


Filmin Oscar kazanan şarkısını o bestelemişti.
Her şey bitmiş yönetmen ve yapımcılar tarafından acayip beğenilmiş. Ancak film gösterime çıkmadan kısa süre önce Marvin Hamlisch bir sabah farklı bir duyguyla uyanmış.
“Şarkının sonu öyle bitmemeliydi” deyip yeniden yazmış.
Sonra yapımcıları arayıp “Şarkının sonunu değiştirmek istiyorum” demiş.
Ancak yapımcılar, yeniden orkestrayı toplayıp çaldırmak ve şarkıyı söylemek, filmleri değiştirmek 15 bin dolara patlar deyip reddetmişler.
Bunun üzerine Hamlisch filmin müziğini yazmak için aldığı 15 bin dolarlık çeki yapımcılara göndermiş ve şarkının sonunu değiştirmiş.


* * *

Haberin Devamı


Belgesel filmde bunu şöyle anlatıyor:
“Çünkü o sahnede kadın erkeğin saçlarına dokunuyordu...”
Bunları işitince aklıma geçenlerde okuduğum bir kitap geldi.
Philippe Besson, James Dean’in hayatını bir roman olarak yazdı*.
Romanda, James Dean’in annesinin babasıyla tanıştığı sahneyi de anlatıyor.
Annesi ilk görüşmede, babasının saçlarının önündeki beyaz meçe takılmış.
“O an, elimle okşamak istedim” diyor ve devam ediyor:
“Eğer bir kadın ilk görüşmede bir erkeğin saçlarına dokunmak isterse, bu iyi bir işarettir.”
Üç ay sonra evleniyorlar ve bu evlilikten James Dean doğuyor...


* * *


Benim sevişme dilim, aşk lisanım Türkçedir...
En sevdiğim iki kelime de “temas” ve “dokunma”dır...
O yüzden her ikisini de çok iyi anlıyorum.
Bir kadın saçlarıma dokunmak istedi mi anlarım ki...
İyi işarettir...
Artık saçlarım azalmış olsa da bu gerçek değişmiyor...

Haberin Devamı

********************************

(*) Philippe Besson: “Vivre Vite”, Julliard, Paris, 2014.

Yazarın Tüm Yazıları