Paylaş
“Anlamadım... Vajinaya mı benziyor...”
Önlerinde Twitter’dan atılmış yüzlerce mesaj duruyordu.
Masanın etrafındaki 4 kişiden üçü şirketin kurucu ortakları Brian Chesky, Joe Gebbia ve Nathan Blecharczyk’di...
Dördüncü kişi ise yakın zaman önce Coca-Cola firmasından transfer edilen Pazarlama Müdürü Jonathan Mildenhall’du...
Dünyanın en büyük “ev paylaşım” sitesi olan “airbnb.com”un üst yönetimi, San Francisco’nun Brannan Caddesi’ndeki eski binasında bir araya gelmişti.
Şirketin kuruluşundan bu yana en büyük dönüşümü yapmaya hazırlanıyorlardı.
İşe şirketin eski logosunu değiştirmekle başlayacaklardı.
Londra merkezli bir tasarım şirketi, yeni logoyu hazırlayıp önlerine koymuştu.
Yeni logo çok basitti ve hepsinin hoşuna gitmişti.
Onu tartışmak üzere bir fokus grubu oluşturmuşlar ve değerlendirdikten sonra internet üzerinde tartışmaya açmışlardı.
LISA SIMPSON ORAL SEKS Mİ YAPIYOR
2014 yılında o gün, logonun algılanması ile ilgili mesajları değerlendirmek üzere masaya oturduklarında, gelen ilk algı mesajı bir şok bombası gibi masaya düşmüştü.
Gelen ilk tüketici mesajı şöyleydi:
“Bu ne bir vajina mı...”
İkinci mesaj daha da beterdi:
“Vajinanın önünde iki testis...”
Üstelik bu kelimeler böyle adaplı değil, apaçık en banal halleriyle yazılmıştı.
En kötüsü ve acımasızı ise üçüncü mesajdı:
“Lisa Simpson oral seks yapıyor gibi...”
Lisa Simpson ünlü Simpsons çizgi roman ve filminin karakterlerinden biriydi.
Logoyu vajinaya benzetenler arasında daha sonra New York Times’a geçecek olan Katie Banner gibi insanlar da vardı.
Yüzler allak bullak olmuştu...
Şirket o yıl neredeyse 80 milyonuncu misafirini ağırlamıştı.
Yani arkalarında milyonlarca insan vardı ve bu şekilde algılanan bir logo ile yürümek mümkün değildi.
Kurucu ortak Brian Chesky bir an durdu ve konuştu:
“Geçmişe bakalım. Ne yaptık, şimdi ne yapmak istiyoruz bir daha düşünelim...”
Her şey 2007’de San Francisco’da küçük bir apartman dairesinde başlamıştı...
2- EV SAHİBİ KİRAYI YÜKSELTİNCE AKLA GELEN ÇOK BASİT FİKİR
2007 Ekim San Francisco
Brian Chesky ve Joe Gebbia San Francisco’ya geleli az bir zaman olmuştu.
Sanki kaderlerini bağlayan bir şey vardı. İkisi de 1981 yılının ağustos ayında doğmuşlardı.
Yolları Rhode Island’daki ünlü tasarım okulunda birleşmişti.
Oradan San Francisco’ya gelmişler ve küçük bir daire tutmuşlardı.
Ancak daha üçüncü ayında hiç beklemedikleri bir sorunla karşılaştılar.
Ev sahibi kirayı yükseltmişti ve artık bunu ödemeleri mümkün değildi.
İşte o sırada Joe Gebbia’nın aklına San Francisco’da başlayacak Dünya Tasarım Kongresi geldi.
Soru basitti:
“Otelde yer bulamayan katılımcılara evimizin bir bölümünü kiralayabilir miyiz?”
İLK 3 MÜŞTERİ İLE ŞİŞME YATAK DÖNEMİ BAŞLIYOR
Oteller gerçekten dolmuştu...
Neticede yer bulamayan 3 kişi internet üzerinden kendileriyle temas kurmuş ve bütün konferans boyunca evlerinin bir bölümünü kiraya vermişlerdi.
Evlerinde doğru dürüst yatak yoktu. En kısa sürede yapacak tek şey, “airbed” (şişme yatak) almaktı.
Beş yıl sonra dünya devi haline gelecek şirketin ilk ayağı bu “airbed” kelimesi olacaktı.
İkinci kelime de kendiliğinden gelmişti zaten.
Evlerinde kalan 3 kişiye “breakfast” (kahvaltı) vermeleri gerekiyordu.
Ancak kongre bitmişti ve yüksek ev kirası gerçeği ile yine baş başa kalmışlardı.
OBAMA SEÇİM KAMPANYASI İLE BULUNAN TAHIL MARKASI
Brian’ın gözü, o sırada sürmekte olan Obama kampanyasına takılmıştı.
İlk üç müşteriye verdikleri hizmet “airbed and breakfast”tı (yatak ve kahvaltı...)
Evlerinde kalacak insan bulamıyorlarsa, kahvaltıyı başkalarının ayağına götürme fikri geldi.
Sabah kahvaltısı için Obama kampanyasından yararlanıp 2 tahıl ismi buldular.
“Obama O’s” ve “Caps’n McCain...”
Kendi elleriyle paketlediler ve internet üzerinde pazarlamaya başladılar.
Tanesi 40 dolardan 840 paket sattılar...
Dünyanın en büyük ev paylaşım sitesi “airbnb.com” işte bu satıştan ellerine geçen 30 bin dolarla kuruldu.
Birinci yılın sonunda yanlarında 17 kişi çalışıyordu.
Bu insanlara yer açmak için Brian kendi yatak odasından vazgeçmişti.
3- DEMI MOORE’UN KOCASI HİSSE ALINCA İŞLER AÇILIYOR
Mayıs 2011 San Francisco
2008 yılına geldiklerinde üçüncü bir ortak aralarına katılacaktı.
Üstelik yeni gelen ortak Nathan Blecharczyk bir Harvard mezunuydu.
Hiç kuşkusuz bir Harvard mezunu, bu startup şirkete prestij katacaktı. Nitekim 2010 yılında ilk yatırımcı şirket kapılarını çalmış, 7.2 milyon dolarlık hisse satmışlardı.
25 Mayıs 2011 günü ise ünlü aktör Ashton Kutcher önemli miktarda hisse aldığını ve şirketin marka danışmanlığını yapacağını açıklamıştı.
2012 Haziran’ına gelindiğinde şirket 10 milyon kişiyi misafir olarak ağırlamıştı.
Şirketin “Airbed and Breakfast” olan adı kısaltılmış ve bugün bütün dünyanın tanıdığı “airbnb” haline getirilmişti.
Şirket 2014 yılında San Francisco’nun SoMa bölgesinde yaptırdığı yeni binasına taşınmaya hazırlanıyordu ve artık yeni bir anlalış ve yeni bir logoya ihtiyaç vardı.
Çünkü eski logo bir ev paylaşım sitesinden çok sağlık hizmetleri veren bir şirketin logosunu andırıyordu.
“Airbnb” artık basit bir ev paylaşım sitesi olmaktan çıkıp, bir hayat paylaşım sitesi haline geliyordu.
Aslında bu 2 arkadaşın, 2007’de evlerini ilk 3 kişiyle paylaştıklarında gözlemledikleri bir şeydi.
Onlar gelen 3 kişiye sadece evlerini açmamışlardı.
Aynı zamanda şehirde iyi tako nerede yenir, en iyi bar nerededir, sabah spor için neresi iyidir gibi kendilerine ait bilgileri ve tecrübeleri de paylaşmışlardı.
Brian’ın çok ilginç bir hatırası da vardı.
Airbnb’yi ilk kullanan Hindistanlı bir genç, daha sonra onu ülkesindeki düğününe davet etmişti. Orada gördükleri de ona şirketi hakkında fikir vermişti.
ÜNLÜ OTEL GURUSU MASLOW KANUNU İLE EKİBE KATILIYOR
Hindistan dönüşü ilk yaptığı iş, otelcilik sektörünün gurusu sayılan Chip Conley’in “Peak” adlı kitabını okumak olmuştu.
Conley çok başarılı butik otel kurup sonra bunun büyük bölümünü satmış bir otelciydi.
Kitapta 11 Eylül saldırısı ile başlayan krizi, Maslow kanunları ile nasıl yönettiğini ve aştığını anlatıyordu.
Maslow kanunları, insanların ihtiyaç hiyerarşisini anlatıyordu.
Brian derhal Conley’le buluştu ve ona şirketin danışmanlığını yapmasını teklif etti.
Conley’in otelci olarak “misafir ağırlamaktan” elde etmek istediği sonuç şuydu:
“İnsanlara 3 gün sonunda kendilerini daha iyi hissettirecek bir duygu vermek...”
“Misafir ağırlamanın demokratikleşmesi” kavramını çok seviyordu.
Brian daha o gün kararını vermişti:
Misafir ağırlama kavramının kurumsal ve kişisel dönüşümünü yapacaktı...
4- PEKİ ARKADAŞLAR BU VAJİNAYI NE YAPACAĞIZ
Temmuz 2014 San Francisco
Brian Chesky geride bıraktıkları 7 yılı gözünün önünden geçirdikten sonra sordu:
“Peki bu vajinayı ne yapacağız?”
Coca-Cola’dan gelen deneyimli pazarlamacı, hemen havluyu atacak durumda değildi.
Bu logoyu Londra’daki bir tasarımcı şirkete yaptırmıştı.
Şirket, Alman tasarımcı Kurt Weidmann’nın teorisinden hareket ederek bu logoyu hazırlamıştı.
AYAK PARMAĞI İLE ÇİZİLEN BAŞARILI LOGO
Ona göre, “İyi ve başarılı bir logo, herhangi bir insanın ayak başparmağı ile kuma çizebileceği kadar basit olmalıydı.”
Veya buğulanmış bir cama ortaparmakla çizilecek kadar kolay.
Ancak ortada bir sorun daha vardı.
Bir başka Alman tasarımcı Eric Spiekermann attığı bir tweet’te, bu logonun halen 2 başka şirket tarafından kullanıldığını belirtmişti.
Yani ortada açık bir “fikir hırsızlığı” vardı.
Pazarlama Müdürü ise bu logoda ısrarlıydı.
Logoyu desteklemek üzere bir de kavram geliştirmişti:
“Belo...”
Onu da şöyle izah etmişti:
“Belonging anywhere...”
Herhangi bir yere ait olma....
Brian da bu kavramı çok sevmişti...
Artık “misafir ağırlama tarzını” köklü olarak değiştireceklerdi.
Evini paylaşan insanlar arasındaki ilişkiler yeniden belirlenecekti.
Mesela evini veren kişi “ayakkabıların çıkarılmasını” istiyorsa veya “sigara içilmesini istemiyorsa” bütün bunların kuralları yeniden yazılacaktı.
Brian, “Öyleyse yürüyelim” dedi...
Nathan Blecharczyk,Brian Chesky, Joe Gebbia
CASTRO DAHA HAYATTAYKEN DEMİR PERDEYİ DELİYORLAR
Ya logodaki vajina?
“Hayır bu bana vajinayı değil, kucaklaşan iki insanı hatırlatıyor” dedi...
Zaten daha sonra gelen geniş kapsamlı anket, çok az sayıda insanın bunu vajina olarak algılamadığını ortaya koymuştu.
2015 yılında yeni logo arabaların ön camlarına ve kiralanan evlerin kapılarına konmuştu.
Dünya otelciliğini köklü biçimde etkileyecek olan “ev paylaşım sistemi” 2016 yılında daha Castro hayattayken Küba’nın demir perdesini delip geçmişti.
Aynı yıl dünyanın büyük otel zincirleri de etraftaki küçük bazı ev paylaşım sitelerini satın almaya başlamıştı.
50 YIL SONRA KÜRESEL KÖY DOĞUYOR
Ünlü Kanadalı iletişim bilimcisi Marshall McLuhan 1960’yı yılların sonunda dünyanın yeni halini şu kavramla anlatmıştı:
“Küresel köy...”
Belo, 21’inci yüzyılın ikinci 10 yılında kendi küresel köyünü kurmuştu...
9 yıl içinde 140 milyon insan bu yolla evini paylaşmış, yepyeni tecrübeler kazanmıştı.
9 yıl önce San Francisco’nun Rausch Sokağı’nda küçük bir apartman dairesinde kurulan şişme yatak ve kahvaltı şirketinin değeri 30 milyar dolar olarak belirlenmişti...
Ve Fortune dergisi yazarı Leigh Gallagher’in, şirketi anlatan ve önümüzdeki günlerde yayınlanacak olan kitabının adı şu olacaktı:
“Airbnp Hikâyesi: Üç alelade adam dünya sistemini nasıl altüst etti...”
------------
NOT: Yazıdaki bilgiler Fortune dergisinin son sayısından, Guardian, New York Times, Wall Street Journal gazetelerindeki haberlerden ve ekonomi konusunda uzmanlaşmış çeşitli internet sitelerinden derlendi. Senaryo her zaman olduğu gibi bana aittir.
Paylaş