Paylaş
Daha kapıdan girerken, “ilgimi çekeceğini” düşünerek, bana bir e-mail gönderiyor.
Lally Weymouth’la rahmetli Turgut Özal zamanından beri süren bir dostluğumuz var.
Zaman zaman Washington ve New York’ta buluşup yemek yiyoruz.
Gazetecilik heyecanı hiç bitmeyen bir kadındır.
***
Çok önemli kişilerle yaptığı mülakatları bana da gönderir.
Nitekim, önceki gün kapıdan girerken, iPhone’uma, onun Kuzey Irak Başkanı Mesud Barzani ile yaptığı mülakat düşüyor.
***
Çok kısa ve net sorular...
Çok kısa ve net cevaplar...
Ve Mesud Barzani, bütün dünyanın gözünün çevrildiği Davos’tan, Washington Post aracılığı ile bütün dünyaya şu mesajı veriyor:
“Bağımsız Kürdistan’ı konuşma zamanı geldi...”
Buyurun bu önemli mülakatı birlikte okuyalım.
BU ARTIK BİR HAYAL VEYA DEDİKODU DEĞİL
Lally Weymouth: Yeni Trump yönetiminden ne bekliyorsunuz?
Mesud Barzani: “Bizi desteklemeye devam etmelerini...”
LW: Ne tür bir destek? Size ağır silahlar vermesini mi?
MB: Askeri ve siyasi destek.
BİZE TANK VE TOP LAZIM
LW: Ne tür askeri destek?
MB: Ön cephede savaşan bir askerin neye ihtiyacı varsa onu. Henüz tank ve top verilmedi. Ona da ihtiyacımız var.
LW: Musul’u almak ne kadar sürecek?
MB: Peşmerge geçen yıl ekim ayında IŞİD’in elindeki 100 kilometrelik savunma hattına saldırdı. Sonra Irak güçleri harekete geçti ve iyi iş yaptı. Çok sert ve kanlı bir savaş bu. Doğu kesimi birkaç gün sonra bitecek. Ama batı kesimi daha zor. Ne zaman bitecek bilmek zor.
ANLAŞMA YAPILDI ŞİİLER GİRMEYECEK
LW: Musul’un çoğunluğu Sünni...
MB: Evet şu anda orada bulunanlar Sünni.
LW: Şehir kurtarıldıktan sonra Şii birliklerin girmesinden endişe duyuluyor.
MB: Varılan anlaşmaya göre Şii militanlar şehre girmeyecek.
UMARIM AMERİKA AYNI HATAYI YAPIP ÇEKİLMEZ
LW: Kürdistan’da Amerikan varlığının devam etmesini istiyor musunuz?
MB: Terörizmin büyümemesi için bu yardımın devam etmesi gerekli.
LW: Musul temizlendikten sonra Amerikalıların çekilmesi sizi endişelendirir mi?
MB: Umarım Amerika aynı hatayı tekrar etmez. 2010 ve 2011’de bölgedeki Amerikalı komutanlara söylemiştim, “Amerika’nın çekilmesi terörizmin büyümesine neden olacak” diye. Sınırlı da olsa Amerikalı asker kalsaydı IŞİD Ramadi ve Musul’u alamazdı.
IRAK’TA KİMSE İRAN’DAN DAHA ETKİLİ DEĞİL
LW: İran, Irak üzerinde etkili mi?
MB: Irak üzerinde hiçbir ülke İran kadar etkili değil.
LW: Petrolünüzü satmak için Türkiye ile yakın çalıştınız.
MB: Evet bu doğru ve hâlâ çalışıyoruz.
LW: Ama merkezi Irak hükümeti bundan pek hoşlanmıyor.
MB: Bağdat’ın bundan şikâyet etmeye hakkı yok. Bütçemizi anayasaya aykırı ve kanunsuz biçimde kesti. Bütçemizi kesmeden önce Türkiye üzerinden hiç petrol satmadık.
LW: Türkiye’nin Suriye’deki Kürtleri bombalamaya başlaması sizi zor duruma soktu mu?
MB: Hayır, bu iki mesele birbiriyle ilişkili değil.
MÜMKÜN OLAN EN KISA ZAMANDA BAĞIMSIZLIK
LW: Sizin bağımsız bir Kürdistan hayali kurduğunuz dedikoduları var. Bağımsızlık ilan edecek misiniz?
MB: Bu artık bir hayal veya dedikodu değil. Önümüze gelen bir gerçek. Bu amaca ulaşmak için her şeyi yapacağız. Ancak bunu şiddete başvurmadan, barışçı bir biçimde yapacağız.
LW: Ne kadar bir sürede?
MB: Mümkün olan en kısa zamanda. Çünkü zamanı geldi. Şimdi pratik adımlar atma zamanıdır. Bugün 6 milyon kişi, bizim “Kuzey Irak” değil, “Kürdistan” dediğimiz yerde yaşıyor.
ELİT YEMEĞİNDE SAĞ ELDE ÇATAL TRENDİ
WASHINGTON Post yemeğine davetliyseniz fiyaka satabilirsiniz... Başka hiçbir yemekte bu kadar üst düzey ve celebrity (ünlü) davetli göremezsiniz... Tesadüfen oturduğum masada solumda, Yahoo’nun kadın CEO’su Marissa Mayer vardı.
Sağımda ise İsrail Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı ve eski Brüksel ve BM büyükelçisi Oded Eran vardı.
Karşımda ünlü bir Kanadalı işkadını olan Helene Desmarais oturuyordu.
Çevremdeki bütün masalara baktım.
Neredeyse üçte ikisi, yemeğini yerken çatalı sağ eline almıştı ve bıçak kullanmıyordu. Acaba uluslararası elitin yeni trendi bu mu...
Hani “Soprano” filmlerinde gördüğümüz sağ elle spagetti yiyen mahalli mafya usulü...
DAVOS’U KAPATAN AMERİKA’YI AÇAN KARİKATÜR ALBÜMÜ
PERŞEMBE akşamı “Dünya Medya Konseyi” adı altında toplanan gazeteci ve bilim insanları için Europa Hotel’de verilen yemeğe katıldım.
Çok farklı bir yemekti.
Robotlar, yapay zekâ, DNA ve mikrobiyom üzerinde uzman 6 bilim insanı davet edilmişti.
Her biri kendi alanındaki son gelişmeleri kısaca anlattı.
Yemekten sonra kalkmamamızı, bir sürprizlerinin olduğunu söylediler.
Sürpriz ünlü karikatürist Patrick Chappatte’tı...
New York Times’ta yayınlanan karikatürlerinden oluşan albümü bize hediye etti.
O gece, Davos’taki medya konseyi toplantıları kapanıyordu ve Trump’ın açılış törenine 24 saat vardı.
Albümün adı “Demokrasi” idi...
Ve kapağında bir Trump karikatürü vardı.
Albümde, dünyadaki birçok ülkede demokrasinin gerilemesiyle ilgili karikatürler bulunuyordu.
Bunlardan biri de ne yazık ki Türkiye ile ilgiliydi...
Bana en hüzün veren karikatür ise Charlie Hebdo ile ilgili olanıydı.
Üstünde şu yazıyordu:
“Mizah olmazsa hepimiz ölüyüz...”
Oradan içerideki Musa Kart’a bir selam gönderiyorum...
PRİMATLAR YOK OLURKEN İNSANLAR NİYE ÇOĞALIYOR
DÜNYA Medya Konseyi’nin gala gecesi yemeğinde konuşulan konulardan biri de “primatların” neslinin tükenmesi tehlikesiydi... Primat, iri beyinli yüksek memeliler için kullanılan bir terim.
Sözcük Latincede, “mükemmel, asil” gibi anlamlara sahip “primas” sözcüğünden geliyor.
Goriller, makaklar, şempanzeler gibi insan da bu sınıf içinde yer alıyor.
Yemekte konuşan bilim insanlarından biri, hepimizin gözü önündeki şu çelişkiyi dile getirdi:
“Primatların nesli tükenirken kendisi de bir primat olan insan türü niye durmadan çoğalıyor?”
Dünya insan nüfusu 7.2 milyara geldi...
Sorunun cevabı yemekte verilmedi.
Ancak tesadüfe bakın ki ertesi günkü New York Times gazetesinde bunun cevabı vardı.
Buyurun bu cevabı sizle paylaşıyorum.
DÖNEK PRİMATLAR YAŞIYOR DÖNEMEYENLER YOK OLUYOR
NEW Yok Times dünkü sayısında 31 primatoloğun yaptığı son araştırmanın sonuçlarını açıkladı.
***
- PRİMATLARA İYİ HABER: Son 16 yıl içinde bugüne kadar bilinmeyen 85 yeni primat türü keşfedildi. Böylece yeryüzündeki primat türü sayısı 505’e yükseldi.
***
- PRİMATLARA KÖTÜ HABER: Araştırmaya göre, primatların üçte ikisinin nesli azalıyor... Bunların yüzde 60’ı yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.
- DÖNEK PRİMATLARA İYİ HABER: Araştırmaya göre, hayatı yaşama konusunda esnek davranabilen primatlar nesillerini sürdürmeye devam ediyor.
- MUHAFAZAKÂR PRİMATLARA KÖTÜ HABER: Buna karşılık orangutan, goril, şempanze, bonobo gibi, hayat tarzı konusunda muhafazakâr, esnek davranamayan primatların nesli azalıyor veya tükeniyor.
- SONUÇ: Biz insanlar çoğalmaya devam ediyorsak, bilelim ki, bunu döneklik kabiliyetimize borçluyuz.
Emin Çölaşan kardeşim maalesef gerçek bu...
DAVOS’TA ELİT VAR, BİR DE ELİTİN DE ELİTİ
WASHINGTON Post gazetesinin öğle yemeğine davet edilenlere, ki aralarında bendeniz de varım, Davos’un şanslıları gözüyle bakılıyor. Ancak bu yemektekiler de ikiye ayrılıyor. Masada ismi yazılanlar ve yazılmayanlar. Ben ismi yazılmayanlar, yani daha az önemliler arasındaydım. Ama dediğim gibi Yahoo’nun CEO’su da benim masamdaydı.
Paylaş