Paylaş
Bir, yapacak işi gücü yoktur...
İki, eğitim konusunda söylenecek tek kelimesi, bir avuç içi kadar bilgisi yoktur...
Veya...
Kısa yoldan şöhret olmak istemiştir...
Ve daha da kısa yoldan, en kestirmeden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gözüne gireceği gibi bir hisse kapılmıştır.
Yani Cumhurbaşkanı’nın böyle bir şeyden etkilenip kendisini takdir edeceğini zannedecek kadar da kısa görüşlüdür...
Eee böyle bir fikrin varsa ne yapacaksın...
Çak bu ülkenin kurucu babalarına...
Çak Cumhuriyet’in sembollerine...
Onuncu Yıl Marşı, Cumhuriyet’in en sevdiğim müziklerinden biridir.
Çok kolay söylenen bir marştır ve söylendiği dönemin heyecanını çok güzel yansıtır.
Tabii ki bir tabu değildir...
Ama yakılacak, yasaklanacak bir marş hiç değildir...
Böyle lüzumsuz işler yapan yöneticileri her gördüğümde nedense aklıma Selçuk Yöntem ve “Kim milyoner olmak ister” programı geliyor.
Çıkaracaksın böyle kafaları o programa....
Bütün millet görecek bakalım ilk turu geçiyor mu...
Kaçı ikinci tura geçiyor, kaçı üçüncüye...
İyi bir test olur...
ERDOĞAN, TRANSSEKSÜEL DİVAYLA NEDEN İFTAR AÇTI
GUARDIAN gazetesi, dünkü sayısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bülent Ersoy’la iftarda çekilmiş fotoğrafını büyükçe kullanıp şu başlığı atmış:
“Polisin LGBT’yi yasakladığı gece Erdoğan transseksüel sanatçı ile akşam yemeği yedi.(iftar açtı...)”
Ülkenizin aşırı sağ bir teşkilatı (Alperenler) LGBT yürüyüşünü yaptırmam demiş.
Valilik yasaklamış.
Polis toplanmak isteyen üç-beş kişiye biber gazı sıkmış. Ama ülkenin Cumhurbaşkanı o akşam, hem de bir ramazan akşamı, ülkenin en tanınmış transseksüel sanatçısı ile iftar açıyor.
Nasıl yorumlayacaksınız:
Cumhurbaşkanı bu hareketi ile LGBT’ye destek mi veriyor?
Tabii ki hayır...
Yabancıların bilmediği şey, Türkiye’nin Zeki Müren’i on yıllar boyunca bu ülkenin en sevilen sanatçısı olarak bağrına bastığı gerçeğiydi...
O yüzden bu davet bana hiç yadırgatıcı gelmedi.
BÜLENT ERSOY NEDEN GUY FAWKES GİBİ MAKYAJ YAPTI
BENİM ilgimi çeken tek şey ise başkaydı.
Bülent Ersoy bu davete “V For Vendetta” filmindeki Guy Fawkes maskesini çok andıran bir makyajla gitmişti.
Merak ediyorum, kendisi bunun farkında mıydı?
BRÜKSEL'DEN PREZERVATİF HABERLERİ GEÇEN ESKİ MUHABİRİN BÜYÜK RÖVANŞI
MEĞER Londra’nın eski Belediye Başkanı Boris Johnson’la sadece Türk dedesi itibariyle akraba değilmişiz...
Aynı zamanda meslektaşımızmış.
Dün International New York Times gazetesinde İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılıp ayrılmaması ile ilgili referandum konusunda bir yazı okudum.
“AB’den çıkalım” kampanyasının en ateşli taraftarlarından olan Boris Johnson meğer bir zamanlar Times gazetesinin Brüksel muhabiriymiş.
Oradan çok renkli haberler geçiyormuş.
Mesela “AB, milli yiyeceğimiz patates kızartmasını yasaklayacak” haberi...
Mesela “AB prezervatiflerimize standart getirecek” haberi...
Veya salatalıklarımız aynı boy olacak gibi bir haber...
Sonunda şikâyetler üzerine Times’tan kovulmuş.
Ama öteki gazetelerin yazıişleri de ondan sonra hep böyle renkli Brüksel haberleri istemeye başlamışlar...
Yazıyı yazan Martin Fletcher, “Bugün işte AB’yi gülünçleştiren bu tür haberlerin sıkıntısını çekiyoruz” diyor...
EĞER MEDYANIN YÜZDE 82'Sİ 'ÇIKALIM' DİYORSA NE OLUR
İNGİLİZ medyasının durumu şöyle: En etkili 3 ciddi gazete ‘Kalalım’cı...
Financial Times ve Guardian, açık şekilde “Çıkmayalım, kalalım” kampanyası yapıyor... Times gidip geldikten sonra 18 Haziran günü gazetenin görüşünü açıkladı, “Kalalım” diyor...
Buna karşılık...
The Telegraph gibi ciddi bir gazete ‘Çıkalım’cı...
En büyük tirajlı iki tabloid olan Daily Mail ve Sun gazeteleri açık ve güçlü bir şekilde “Çıkalım” diyor...
Loughborough Üniversitesi’nin tiraj ve etki katsayılarını dikkat alarak yaptığı analize göre, İngiliz medyasının yüzde 82’si “Çıkalım” diyor...
Çok merak ediyorum...
Bakalım kalite mi etkili olacak...
Yoksa tabloid gazeteler mi...
Veya medya gerçekten hâlâ etkili mi...
TAVŞANI KESEN ADAM İNSANI DA KESER Mİ
FRANSA Larossi Abbala isimli bir adamı konuşuyor.
Geçenlerde bıçakla bir karı-kocayı keserek öldürdü.
Meğer Fransız polisi bu adamı yıllar önce incelemeye almış.
Arkadaşlarıyla gittiği bir dağ gezisinde çekilen filmleri görmüş.
Dağda tavşan yakalayıp kesiyorlar ve bunun filmini çekiyorlarmış.
Aralarından üç-beşi, çektikleri bu filmleri cep telefonlarında saklamışlar.
Aynı telefonlarda, IŞİD’lilerin yakaladıkları insanları keserken çekilen görüntüleri de varmış.
Ancak polis bu kişinin telefon dinlemelerine bile son vermiş.
Şimdi büyük bir tartışma başladı...
Tavşanı kesen adam, insanı da kesebilir mi...
Tartışalım...
Çok yararlı olur...
Paylaş