Paylaş
*
“CHP 1965 seçimlerinde fena yenilmiş. İsmet İnönü ile mülakat yapmaya Ankara’ya gittim.
Yanağımı okşadı, ‘Gel bakalım Cemil Sait’in oğlu... Gazeteye göndermeden önce yazıyı bana göndereceksin’ dedi.
Ertesi gün çıkacaktı yazı. Yazdım ve öğlen ikide evine gittim. Kapıyı eşi Mevhibe Hanım açtı ve İnönü’nün uyuduğunu söyledi.
‘Görmem şart’ diye ısrar ettim. ‘Çık o zaman yanına’ dedi. Yukarıya yatak odasına çıktım, uyuyordu.
Başını okşayıp uyandırdım. ‘Paşam buyrun okuyun’ dedim.
Gözlüğünü taktı, okudu, sonra da ‘Tamam’ dedi.”
*
O gazeteci Mehmet Barlas’tı... Babası CHP’de bakanlık yapmış, sonra Demokrat Parti saflarına katılmış Cemil Sait Barlas’tı...
Bu satırları Mehmet Barlas’ın yeni çıkan ve çok severek okuduğum kitabı “Dün Dündür”den* aktardım.
Şimdi Mehmet Barlas’a seslenmek istiyorum.
Sayın Barlas...
Osmanlı hanedanının şımarık mirasyedisi hanımefendi yine ortaya çıktı...
Mevhibe Hanım’a ve İsmet İnönü’ye öyle bir iftira attı ki... Demokrat Partili, Adnan Menderes hayranı bir babanın oğlu olarak, inanın hâlâ içim yanıyor...
Kurtuluş Savaşımızı yapmış, kazanmış, Osmanlı hanedanının batırıp mendil içi kadar bıraktığı bir cihan devletini yeniden kurmuş, Anadolu’yu ve Trakya’yı yeniden Türk vatanı haline getirmiş bu insanlara yapılan haksızlıklar, atılan iftiralar, nankörlükler canımıza tak etti artık.
*
İşte o yüzden Mehmet Barlas’a sesleniyorum.
Mehmet Bey, siz ki o ailenin yatak odasına kadar girmiş bir gazetecisiniz...
Daha küçücükken Hipodrom’da görmüşsünüz İsmet İnönü’yü...
Evinize gelip gitmişler...
Lütfen siz anlatın bu şımarık hanedan mirasyedisine kimdir Mevhibe Hanım... Nasıl bir kadındır...
*
Niye CHP’lisi de, Demokrat Partilisi de, Adnan Menderes’i de, Celal Bayar’ı da o kadına hep saygı göstermiştir...
*
Cumhuriyet’i kuran insanlara durmadan edepsizlik yapan bu hanımefendi, bizleri düşman gördüğü için muhitimize bile uğramaz...
Belki sizi dinler de dedelerinin veremediği tarih ve millet şuurundan biraz nasibini alır.
.......................................
- Mehmet Barlas: “Dün Dündür”, Söyleşi: Gökhan Göktaş, Selim İleri’nin önsözü ile, Turkuvaz Kitap, 2019
BU 40 KADIN ARASINDA BİR AYŞE ARMAN DA OLMALIYDI
ÇOK güzel bir proje...
Melda Davran hazırlamış. Adı “Kız Gücü Hikâyeleri”...
*
Asıl altbaşlığına takıldım, o da şöyle:
“Türkiye’den ışık tutan 40 kadın”...
*
Listeye baktım...
Hepsi de gerçekten ışık tutan kadın.
Ama...
*
O kitapta...
Bir Duygu Asena varsa...
Bir Ayşe Kulin varsa...
Piyale Madra, Şafak Pavey varsa...
Bence mutlaka Ayşe Arman da olmalıydı...
Nuray Mert de olmalıydı...
Bence her ikisi de son 20 yılımıza ışık tutan kadınlar...
*
Bunu neye dayanarak mı söylüyorum... Kitabın girişinde yapılan şu tarife dayanarak:
“İstediler, hayal ettiler, çalışıp mücadele verdiler ve haklarını aradılar. Onlara ‘sivri’ de dendi, ‘asi’ de, ‘isyankâr’ da...”
*
Her ikisi de girmiyor mu bu tarife yani...
GÜNÜN KONUSU: ŞU DENİR Mİ: ‘KENDİMİ SENİNLE ALDATMAMA İZİN VERMEDİN’
ORTALIĞI saran şöhretli boşanmalarına bakarsanız...
Öyle anlaşılıyor ki bu ay bol bol “aldatma” konusunu konuşacağız.
Tam da böyle bir zamanda Psikeart dergisinin son sayısı önüme geldi.
Kapak konusu “aldatma”...
İçinde çok ilginç bir yazı var.
*
Şöyle başlıyor:
Altı aydır bu kadınla ilişkiniz var ve eşiniz bunu öğrenince ayrılmak istiyor. Kendinizi şu cümleyle savunabilir misiniz:
“Kendimi seninle aldatmama izin vermedin...”
*
Buyurun size sabah kahvaltısında bol bol konuşacağınız ve muhtemelen anlaşamayacağınız harika bir tartışma konusu...
KARİZMA BÜYÜDÜKÇE EGO DEDİĞİN ŞİŞTİKÇE
ÖNÜMDE iki fotoğraf var... İkisi de Manchester United’ın görevden alınan teknik direktörü Jose Mourinho’nun...
*
- Birinci fotoğrafı görevden alındığı gün kulüpten ayrılırken arabasında çekilmiş...
Kulüp, büyük bir hoyratlıkla, görevden alındığını bildirdikten sonra, daha odasına dönmeden görevlileri gönderip odasındaki eşyalarını toplatmıştı...Herhalde o duyguyla olmalı ki, arabada çekilen fotoğraftaki yüz ifadesi işte böyleydi...
Kızgın, öfkeli ama biraz da çaresiz.
*
- Öteki ise üç gün önce Moskova’dan geldi.
Bir buz hokeyi maçının başlama vuruşu için davet edilmiş.
Ama kaymasın diye koydukları kırmızı halıya takılıp düşmüş.
İki fotoğrafa da uzun uzun baktım ve dedim ki...
Karizma dediğin şey ne kadar büyürse o kadar kolay çiziliyor.
Ego dediğin balon şiştikçe o kadar kolay patlıyor.
SON DAKİKA: MÜZİK EKONOMİSİNDE ÇOK ÖNEMLİ BİR GÜN
DÜN sabaha karşı Spotify’ın dördüncü çeyrek rakamları açıklandı.
Halen dünyanın en büyük streaming müzik platformu olan şirket iki çok önemli bilgi verdi.
- BİR: Paralı abone sayısı 100 milyon rakamına dayandı (tam rakamı ile 96 milyon).
Bunun anlamı da şu:
Geçen yıla göre müzik için aylık düzenli para ödeyen insan sayısına 23 milyon yeni kişi eklendi.
Geçen yılın sadece son üç ayında 9 milyon yeni paralı abone gelmiş.
- İKİ: Ama bundan da önemlisi, Spotify kurulduğu günden beri ilk defa kâr açıkladı.
2018 yılının son üç ayında şirket 94 milyon Euro operasyonel kâr açıkladı.
Bu, yeni müzik ekonomisinde bir dönüm noktası demektir.
Paylaş