Paylaş
Güney Kore’nin başkenti Seul’ün en ünlü “ocakbaşı” restoranı Bamboo House’tayız.
Ev sahibimiz Samsung şirketinin iletişim bölümü başkan yardımcısı...
Masanın üzeri Türkiye’deki gibi meze tarzı çeşitli yiyeceklerle dolu.
Böyle bir masaya oturunca hangi konu açılır?
Tabii ki kilo meselesi...
Kore seyahatim işte bu konuyla başlıyor, ama anında kilodan uzun yaşamaya geçiyor.
BU MASADA İKİ KİŞİ 90 YAŞINI GEÇECEK
KONUYU ben açıyorum:
“Bu masadan iki kişi kesinlikle 90 yaşını geçecek. Tahmin edin bakalım hangilerimiz?”
Herkes merakla bana bakarken, masadaki iki Koreli kadını işaret ediyorum.
Kadınlardan biri, Samsung Global İletişim Bölümü Başkan Yardımcısı Holly Jee, öteki ise tercümanımız. Onlara geçen yıl okuduğum bir bilimsel araştırmanın sonuçlarını anlatıyorum.
Güney Kore kadınları şu yıllarda hızla
bir dünya rekoruna doğru gidiyor.
Londra’daki “Imperial College” ile Dünya Sağlık Örgütü tarafından 35 sanayileşmiş ülkede yapılan ve geçen yıl yayınlanan bir araştırmaya göre dünyada ortalama yaşama süresi beklentisinde 90 yılı geçen ilk insan grubu Güney Koreli kadınlar olacak.
Bu araştırmaya göre 2030 yılında doğacak Güney Koreli kadınlar, yüzde 57 şansla 90 yaşını geçecek. 86 yaşını geçme şansları ise yüzde 97 olacak.
O nedenle dünyanın yeni elektronik devi Kore’ye seyahatimi uzun yaşayan kadınlar konusuyla başlatıyorum.
Yani, bu fotoğrafta gördüğünüz Koreli K-pop grubu “2NE1”nin nesli, yaşam süresi beklentisinde, Fransa, İspanya, Japonya, İsviçre, Kanada ve Avustralya’daki akranlarını geride bırakıyor.
O akşamdan itibaren, gittiğim her yerde bu insanları uzun yaşatan şeyleri gözlemlemeye çalıştım.
Bu beş günün sonunda keşfettiğim sırlar şunlar.
AYLA’NIN MEMLEKETİNE NASIL VE NEDEN GİTTİM
- 1950’li yıllarda Güney Koreli bir askerle, onunla aynı mevzilerde savaşan bir Türk askerinin alın yazıları aynı gibiydi.
İki ülke de fakirdi ve aşağı yukarı aynı gelir seviyesine sahipti.
İki ülkenin insanlarının hayat süreleri birbirine yakındı.
Aradan geçen 60 yıl boyunca ne olmuştu da Türk askerinin ailelerinin gelir düzeyi 10 bin doların altında kalırken, Güney Korelininki 30 bin dolara gelmişti...
Samsung’un Türkiye temsilcisi DaeHyun Kim, “Öyleyse biz sizi Kore’ye davet edelim” dedi.
Bana bu harika dost ülkeyi tanıttıkları için kendilerine çok teşekkür ediyorum.
SOKAKTA OBEZ İNSAN YOK
- SEUL sokaklarında hemen hemen hiç obez insan görmedim. Samsung Dijital Şehri’nde çalışanlar arasında obez neredeyse yoktu. Uçakta giderken rastladığım Güney Koreliler arasında da obez yoktu.
Demek ki...
- Uzun yaşamak istiyorsan obez olmayacaksın.
90 YAŞ SIRRI 1: BANA OSMAN HOCA’YI HATIRLATAN TABAK
GÜNEY Koreli kadının uzun yaşama konusu açılınca, ev sahibimiz masadaki tabaklardan birini kaldırıp bana uzatıyor ve “İşte sırrı bu tabakta” diyor.
Uzattığı şeyin adı “çimçi”.
O andan itibaren Güney Kore yemek kültürünün iki değişmez kuralını öğreniyorum.
Beş gün boyunca oturduğumuz hiçbir masada ekmek yoktu.
Buna karşılık oturduğumuz her masada mutlaka “çimçi” vardı.
Çimçi bir tür lahana turşusu...
Ama marine edilme biçimi bizimkilerden biraz farklı.
Osman Müftüoğlu son yıllarda turşunun doğal bir probiyotik olduğunu yazıyor.
Haklıymış...
Böylece Kore kadınının 100 yaş sırrının ilk iki maddesi ortaya çıkıyor:
- Bol bol çimçi ye...
- Ağzına ekmek koyma...
90 YAŞ SIRRI 2: DOKSAN YAŞIN İKİNCİ SIRRINI STARBUCKS’TA KEŞFEDİYORUM
SABAH Samsung kampusuna giderken köşedeki Starbucks’tan kahve alıyorum.
Dünyanın bütün Starbucks kafelerinde şeker ve
tatlandırıcıların bulunduğu sehpa aynı yerdedir.
Sehpayı buluyorum ama üzerinde ne şeker, ne tatlandırıcı ne de karıştırıcı var.
O sabahtan itibaren dikkat ediyorum.
Gittiğimiz hiçbir yerde masanın üzerinde şeker yok...
Böylece doksan yaşın üçüncü sırrını da çözüyorum.
- Ağzına asla şeker koyma...
90 YAŞ SIRRI 3: BİR KORELİ NE KADAR SİGARA, NE KADAR İÇKİ İÇER
BU ülkede çok az sigara içiliyor.
Şöyle diyeyim, bir Türk sigara bakımından bir Korelinin yanında sanayi devrimindeki bir fabrika bacası gibi kalır...
Buna karşılık Güney Koreliler iyi içiciler...
Yerel bir tür rakılarını, biraya karıştırıp art arda içiyorlar.
Demek ki 90 yaş sınırını açmak istiyorsan...
- Asla sigara içme...
- Mümkünse alkollü içki de içme, ama abartmadan içtiğin takdirde içki de içebilirsin.
90 YAŞ SIRRI 4: BİR KORELİNİN TV YAŞI BİR TÜRK’ÜN KAÇ YAŞIDIR
TURŞULARIMIZ birbirine benziyor, ama televizyonlarımız taban tabana zıt.
Bütün kanallarda genç ve neşeli insanların programları var.
Saçları kırmızı, sarı, mavi genç K-popçular nasıl eğleniyorlardı anlatamam.
Güney Koreliler çok gülen, kahkaha atan insanlar.
Uzun yaş dersi:
- Gırtlağına kadar siyasete gömülmüş Türk televizyonlarının asık suratından kaç...
- Hiçbir nedeni olmasa bile, beyaz balina Aydın gibi kahkaha at...
90 YAŞ SIRRI 5: 150 LİRAYA KURULAN KURU BALIK DÜKKÂNI
ŞURASI bir gerçek... Uzun yaşamanın gelir seviyesi ve teknoloji ile de yakın ilişkisi var.
Lee Byung-Chull da bunun bilincindeydi ve 1938 yılının başında kendisi için çok önemli bir karar aldı.
Kuru balık ve noodle satan bir dükkân açacaktı.
Yani bildiğimiz çiroz ve Çin usulü tel şehriye satacaktı. Kore’nin Daegu şehrindeki dükkân 1 Mart 1938 günü kapılarını açtı.
Lee Byung için önemli olan bu karar Güney Kore için çok daha önemli bir şeyin ilk adımı olacaktı.
O gün yatırdığı para 30 bin won’du.
Yani bugünün 25 doları, yani bugünün 150 Türk Lirası.
Kuru balık satan adam o gün, yarım asır sonra Kore’yi bir elektronik devi haline getirecek adımı attığının farkında değildi.
Dünya teknoloji devi Samsung’un temeli o gün işte yukarıda fotoğrafını gördüğünüz bu binada atılmıştı.
İşler iyi gidiyordu ama bir süre sonra her Korelinin hayatını altüst edecek bir olay patlayacaktı.
SÜLEYMAN ASTSUBAY KORE’YE GİDERKEN LEE BYUNG NE YAPTI
KORE Savaşı başlamış ve ülke ikiye bölünmüştü.
“Ayla” filminin kahramanı Süleyman Astsubay Kore’de savaşırken, Lee Byung bir yandan komünizme karşı savaşıyor, bir yandan da geleceğe bakıyordu.
Artık kuru balık ve tel şehriye satarak ayakta kalmak mümkün değildi.
Annesinden bir girişimci olarak doğmuş olan Lee geleceği görmüştü.
Tekstil yükseliyordu.
1970’li yıllarda devletçi koruma duvarlarının arkasında hammadde, kimya, gemi inşaatı gibi sektörlere yönelecekti...
Ama asıl fırsat başka yerdeydi...
1970’li yıllarda, kızıllaşmaya başlamış bir tanyerinde elektronik güneş doğmaya başlamıştı.
Samsung ilk televizyon alıcısını 1969 yılında ürettiğinde Japonya arayı çoktan açmıştı.
O nedenle kuru balıkçının çok daha büyük düşünmesi gerekiyordu. O adımı 1980’lerin başında atacaktı.
ARAŞTIRMAYA GÜNDE KAÇ DOLAR HARCARSINIZ
SAMSUNG Dijital Şehri adı verilen kampus, Seul’e 45 dakika mesafedeki Suwon şehrinde çok geniş bir arazi üzerine kurulu.
Daha ilk bakışta üç dev bina dikkatinizi çekiyor. Bunlar şirketin “R and D” yani araştırma geliştirme binaları.
Biri akıllı telefonlar, ikincisi televizyon, üçüncüsü ise yapay zekâ ve öteki software, yani program geliştirme merkezi.
Bu kampusa baktığınızda Samsung’un bu iki alanda da pazar lideri olmasının tesadüfi olmadığını anlıyorsunuz.
Dünyada 35 araştırma merkezi var. Şirket araştırma ve geliştirmeye yılda 15 milyar dolar para harcıyor.
Bu da demek ki şirket araştırma ve geliştirmeye her gün 40 milyon harcıyor.
SAMSUNG HER SAAT
- 42 BİN telefon...
- 4 BİN 900 televizyon alıcısı satıyor.
TÜRKİYE SİYAH-BEYAZ TV TÜPÜ YAPARKEN SAMSUNG NE YAPTI
TRANSİSTÖR Japon elektronik devini yaratmıştı..
Ama ufukta yine Amerika’dan bir başka devrim geliyordu.
Yarı iletkenler dönemi açılıyordu. Yani “çip devrimi” geliyordu... Lee Byung’un kurduğu şirket işte tam o yıllarda tarihinin en büyük kararını aldı.
Çip üretecek ve geliştirecek fabrikalar yapacaklardı.
1980’lerin başında alınan o karar Samsung’u bugün dünyanın en büyük çip üreticisi haline getirecekti. Ama o karar sadece çip üretme kararı değildi. Aynı zamanda dünyanın en büyük araştırma ve geliştirme yatırımlarından biri başlıyordu.
O yıllarda Türkiye ise elektronik alanda en büyük yatırımını yapmaya hazırlanıyordu.
Siyah-beyaz televizyon tüpü üretecek bir fabrikaydı bu. O fabrika daha tamamlanmadan çöpe atılacaktı.
Kore renkli televizyonu da geçmiş, yarı iletken dönemine girmişti.
YARIN
- Samsung’un kurduğu rehber köpekler okulunda neler gördüm. Emekliye ayrılan rehber köpekler ne oluyor.
- Kore pop müziğini anlatan ‘K-Pop müzesi’nde neler gördüm.
- Samsung teknoloji müzesindeki soru: Kadının özgürleşmesi ve iş hayatına atılmasında en etkili olan buluş ve uygulama neydi.
Paylaş