Kimler geldi... kim geçmedi

BEYKOZ’a kar yağdı mı... Canım evden çıkmak istemedi mi...

Haberin Devamı

İster istemez kendimle baş başa kalırım... Kendimle baş başa kaldım mı...
İster istemez takılırım...
Bir cümleye, bir portreye...
Hayatım boyunca içimden söküp atamadığım, artık kendim haline gelmiş bir çizgi roman kahramanına...
Veya “Venedik’te Ölüm”ün, benim için ölümsüz kahramanı Prof. Aschenbach’a...

* * *

Dün yine öyle bir cümleye takıldım...
“Kimler geldi kimler geçti...”
Karın her türlü çirkinliklerin üzerini örtüp, hafızamı beyaz bir sayfaya çevirdiği gün farkına vardım ki...
Yaşadığım ülkede çok az şarkının sözü bu kadar aklımda kalmış...
Sadece benim mi, kutuplaşmış, paramparça olmuş bir ülkeye hâlâ ortak bir hüznünün, duygusunun kaldığını anlatan şeylerden biri haline gelmiş.

* * *

Haberin Devamı

Ajda Pekkan’ın ortak hafızamıza dantel gibi yerleştirdiği bu şarkının sözlerini yazan kadın öldü...
Fikret Şeneş’ti o kadın...
Beyaz Türk kelimesinin, sırf Türk kelimesini paramparça etmek için hoyratça çiğnendiği çorak bir ülkenin bembeyaz bir Türk’üydü o kadın...

* * *

“Kimler geldi kimler geçti”, Türk müziğinde efsanesi en büyük şarkılardan biridir..
Nasıl ki “Mihriban” bir tek kadın için yazılmışsa, bu şarkının sözleri de bir tek erkek için yazılmıştır...
Ortak duygu tarihimiz, daha çok bir erkeğin bir kadın için yazdığı aşk mektuplarıyla, mutluluk çığlıkları veya ıstıraplı ağıtları ile yazılmıştır.
Bu erkek kalabalığı içinde belki de tek kadın ağıtıdır bu...
Veya tek kadın itirafı veya tek kadın yeminidir...

* * *

“Kimler geldi kimler geçti” şarkısını, hayatı boyunca unutamadığı bir erkek için yazdığı anlatılır.
Unutamadığı mı yoksa affedemediği mi...
Bu iki duygunun arasındaki hududu hiçbir beşeri varlık çizemez...
Kaderdir... Alın yazısıdır o sözler...

* * *

Haberin Devamı

Fikret Şeneş’in o sözleri yazdığı erkeğin Kemal adlı bir pilot olduğu söylenir...
Sadece adıyla anlatmıştır o adamı bütün hayatı boyunca...
Yasak bir aşktır ve belki de onun hayatındaki başka insanlar üzülmesin diye, soyadını hiç telaffuz etmemiştir...
Ayhan Aydan gibi, Müzeyyen Senar gibi o da, âşık olduğu erkeğin adına sadık kalan büyük Türk kadınlarındandır...
Rahatsız etmeme, huzurunu bozmama, taciz etmeme duygusunu, şu cümlelerle, gıyabında ona bir güvence olarak vermiştir.
“Korkma bir akşam gelip çalmam kapını
Başkası paylaşıyor alın yazımı...”

* * *

O şarkıyı dinlerken bir kere daha anlarsınız ki, aşk eşitsiz bir ilişkidir...
Her biten aşktan geriye mutlaka kırık bir kalp kalır..
Veya kırık iki kalpten biri daha kırıktır...
İşte o daha kırık kalp, bazen marazi bir hal alır...
Tedavisi çok zor bir hastalıktır bu...
O yüzden, sevdiği insanın artık bir başkasının koynunda olduğunu bile bile, “Korkma bir akşam çalmam kapını” demek zor bir zanaattır...
Yan odadan gelen yabancı ve tanıdık sesleri içinde hissederek, o kapıyı çalmamak, ancak bunları bir şeye dökerek katlanabilecek bir duygudur...
Yazarak, besteleyerek, oynayarak...
“Kimler geldi kimler geçti” şarkısı eğer toplumsal hafızamıza bu kadar işlenmişse...
O şarkıda, yan odalardan gelen seslere, hepimiz adına bir katlanma tesellisi bulmamızdandır.
Her dinleyişte anlarız ki biten her aşktan geriye tek kişilik bir yas kalır...

* * *

Haberin Devamı

Kar yağdığı zaman her insan kendi duygu tarihinin kronolojisine bakar.
“Kimler geldi kimler geçti” diye bir şarkı mırıldanırız...
Ama hepimiz biliriz ki o şarkının nakaratı hep eksiktir.
O eksiği de siz tamamlarsınız...
“Kimler geldi kimler geçti... Kim bir türlü geçemedi...”


O şarkı soyadsız pilota mı yoksa affedilmeyen kocaya mı yazıldı

FİKRET Şeneş, çok isteyip de bir türlü tanışamadığım bir kadındı..
Onunla çok derin sohbet etmek isterdim..
Mesela şu soruyu sormak:
“O şarkıyı gerçekten unutamadığınız bir pilota mı, yoksa affedemediğiniz eski bir kocaya mı yazdınız...”
Çünkü şüphelerim var, o sahne hiç gözümün önünden gitmez. Uğruna Amerikan Koleji’ni bıraktığı ilk eşi Bedii Çapa ondan sonra 6 kadınla daha evlenmiş...
Cenazesine Gönül Yazar dahil bütün kadınları gelmiş...
Biri hariç... Fikret Şeneş...
İzzet Çapa, Bedii Çapa’nın ikinci eşinden olan oğludur.
İzzet bir gün Fikret Hanım’a babasından söz etmiş.
Fikret Şeneş, “Senin baban kim oğlum” demiş.
O da gülerek “Sizin 18 yıl evli kaldığınız ilk eşiniz” deyince, “Ha o 18 karanlık yıldaki adam mı” diye cevap vermiş...
Zaten “İki yabancı” şarkısının sözlerini de bu duygularla onu kastederek yazmış.
Bedii Çapa’ya o kadar öfkeliymiş ki, ondan olan oğlu Celal Çapa için bankaya yatırdığı nafaka paralarına bile el sürmemiş.
Ancak ileriki yıllarda evlerine haciz memurları gelince alıp haczi önlemiş.
O yüzden diyorum... Belki de bir türlü geçemeyen asıl erkek oydu...
Fikret Şeneş’in cenaze ilanlarına baktım.
İlanlarda ne ilk kocası dediği Çapa’nın, ne de kaptan Kemal’in ismi vardı.
Düşündüm... Acaba ölüm ilanını kendi yazsaydı ikisinin de ismini koyar mıydı ve ya birinin isminin koyar mıydı, ya da ikisinin de ismini koymaz mıydı merak ettim.
Ama hayat böyledir. Ölümden sonra bazı soruların cevabı yoktur.

Haberin Devamı


Bu şarkıyı söylemezsen vallahi seni gebertirim


YAZDIĞI ilk şarkı sözü 1960’ların sonunda Tanju Okan’ın söylediği “İki yabancı” idi.
Sonuncu ise 1996’da Ajda Pekkan’a verdiği “Bir hata” oldu...
Otuz yıla yakın süre içinde Türkiye’nin toplumsal hafızasına yerleşen birçok şarkıya imza attı.
“Bir başkadır benim memleketim”, “Anlamazdın”, ‘Haykıracak nefesim”, “Hoş gör sen”, “Kimler geldi kimler geçti” ve daha birçoğu...
2007 yılında Milliyet’te Elif Berköz’e verdiği mülakatta bazı şarkılarının hikâyesini anlattı.
Ayten Alpman “Memleketim”i, “Ben cazcıyım” diyerek söylemek istemeyince “Gebertirim seni” diyerek zorla söyletmiş.
Ajda Pekkan’ı da “Kimler geldi kimler geçti”yi söylemek istemeyince, “Söylemezsen sana bir daha şarkı vermem” diyerek tehdit etmiş.
Bütün şarkılarını, hep o erkeğe seslenerek söylemişti.
Aşkını, tutkusunu, öfkesini, unutamayışını, kimler gelip geçse bile onun bir türlü geçemediğini...
Şimdi söyleyin o erkek şanslı mıdır...
Yoksa dünyanın en şanssız insanı mı...

Yazarın Tüm Yazıları