Kilit halkayı da kaçırmışlar

FRANSIZ polisi, cumayı cumartesiye bağlayan gece, ülkenin kuzeyinde, siyah renk Polo marka bir arabayı durduruyor.

Haberin Devamı

Arabanın içinde 3 kişi var.

Polis kimliklere baktıktan sonra geçin diyor ve araba yoluna devam ediyor.


* * *


Ancak birkaç saat sonra bir şeyi fark ediyorlar.
Durdurdukları arabanın içinde katliamın en kilit isimlerinden biri bulunmaktadır.
Adı Salah Abdeslam’dır ve katliamda kullanılan arabalardan birini Brüksel’de kiralayan kişidir.


Kilit halkayı da kaçırmışlar


Apar topar Belçika polisi ile temas kurulur.
Belçika polisi arabayı sınırı geçtikten biraz sonra bulur ve durdurur.
Ama içinde 3 değil 2 kişi vardır.
Olmayan kişi ise Abdeslam’dır.


* * *


Katliam timlerinin en zayıf halkası Ömer İsmail Mustafa’yı fark edemeyen Fransız polisi, örgütün kilit ve yaşayan halkasını da atlamıştır.

 

Haberin Devamı


Zayıf halkanın Luce camisi bağlantısı neydi

 


FRANSIZ istihbaratının, terör timlerinin en zayıf halkası Ömer İsmail Mustafa’yı nasıl gözetimden kaçırdığı hâlâ muamma.
Fransa’da kimse şu an bu soruyu gündeme getirmiyor ama er veya geç gündeme geleceği kesin.
Mustafa, Paris’in güneyindeki Courcouronnes adlı bölgede oturuyor.
Çok ilginç, oturduğu yer, Charlie Hebdo dergisine saldıran teröristlerden birinin oturduğu yere çok yakın.
Mustafa 2010 yılından itibaren, İslami radikal çevreyle temas kuruyor.
Bölgedeki Luce camisine cuma namazlarına gidiyor.
İşte bu camide, Belçika’da yaşayan ama Fransız pasaportu taşıyan radikal İslamcı bir kişiyle tanışıp ilişki kuruyor.
Belli ki, o cami çevresinde radikal bir oluşum var.
İmamdan kaynaklanan bir şey olabilir mi? Hayır... Camiye gidenler, bugüne kadar imamın radikal İslamcı bir vaazı yoktu diyorlar.

 


Katliam neden Voltaire Caddesi’nin etrafında

 


François Marie Arouet ismi dünyada çok az insana bir şey ifade eder. Oysa ünlü Fransız filozofu Voltaire’ın gerçek adı budur.
Önceki gün bütün günümü, onun adını taşıyan caddenin civarında geçirdim.
Çünkü cuma gecesi yapılan katliamda, biri hariç bütün insanlar hayatını bu caddeye açılan veya çok yakın sokaklarda kaybetti.
Daha önce saldırılan Charlie Hebdo dergisi ve Koşer Süpermarket de bu semtte.


* * *

Haberin Devamı


Avenue Voltaire, Paris’in 11’inci bölgesinin en uzun caddelerinden biri.
Her orijinden insanın yaşadığı, daha çok gençlerin tercih ettiği bir semt.
Tipik bir Fransız semti yani...


* * *


Önceki gün, 89 kişinin hayatını kaybettiği Bataclan diskoteğinden çıkıp Charonne Sokağı’nda, 19 kişinin hayatını kaybettiği La Belle Equipe restoranına giderken kafamda şu soru vardı.
Neden 11’inci mahalle... Neden Voltaire Caddesi...


* * *


Aklıma Voltaire kelimesinin bizde hangi çağrışımları yaptığı geldi...
Tabii ki, “aydınlanma fikri...”
Yani dinci fanatiklerin en sinir olduğu kavram.
Voltaire “aydınlanma çağını” yaratan filozoflardan biriydi...
İkinci çağrışım ise ‘insan hakları’ kavramıydı.
Yani fanatiklerin en umursamadığı duygu...
Onun da filozofuydu Voltaire...
Bir de kilise taassubunun düşmanıydı...
Yani uygar bir insanı, insan yapan her şeyi temsil ediyordu...
Fransa işte bu caddede, tam da yüreğinden vuruldu.

 

Haberin Devamı


Aydınlanma caddesinde karanlık ölümler

 


-La Belle Equipe restoran: 19 ölü
-Bataclan diskotek: 89 ölü
-Café Bonne Biere, Cosa Nostra: 5 ölü
-Carillon-Petit Cambodge: 15 ölü

 


Bana en çok sorulan sorunun cevabı şu

 


-“FRANSA’ya nasıl girdin?”
Çok kolay oldu. Uçağın kapısında pasaportuma baktılar ve geçtim.
Poliste ek hiçbir soru sormadılar.
Kuyruk da yoktu.

 


80 bin kişinin bulunduğu yerde neden kimse ölmedi

 

Kilit halkayı da kaçırmışlar


BURADA herkesin merak ettiği soru şu:
O gece Stade de France’ın önünde 3 canlı bomba patladığı halde neden teröristler dışında sadece bir kişi öldü?
Oysa Fransa Cumhurbaşkanı da oradaydı ve bu katliam çok daha fazla ses getirebilirdi.
-Bir ihtimal: Saldırganlar, kapıdaki sıkı kontrolü görünce vazgeçti. Ancak o sırada vücut ısılarının artması, deklanşörü harekete geçirdi.
Ancak bu ihtimal zayıf. O zaman üçünün birden mi vücut ısısı aynı anda arttı sorusu akla geliyor.
-Wall Street Journal iddiası: Kapıdaki görevlilerden biri, teröristlerden birini sertçe itti ve bu da deklanşör düğmesini harekete geçirdi.
Ancak stadın güvenlik şefi, hiçbir personelinin böyle bir şey yaşamadığını, 90 personelinin hepsinin de hayatta olduğunu söyledi.
-En kuvvetli ihtimal: Teröristler, bölgeyi iyi tanımıyordu, maçın başını kaçırdılar, o nedenle boş eylem yaptılar.

 

Haberin Devamı


19 kişinin öldürüldüğü terasta neler hissettim

 
Kilit halkayı da kaçırmışlar


-LA Belle Equipe restoranının önündeyim. O akşam hava güzel olduğu için restoranın önündeki küçük teras açıkmış.
Çoğu orada hayatını kaybetmiş.
Teras çiçek bahçesine dönmüş.
Önde kırmızı bir karton üzerinde bir yazı var. Ölenlerin ağzından yazılmış: “Ve siz meslektaşlar, arkadaşlar, komşular, buradan gelip geçenler...
Hepimiz o akşam burada terastaydık...”
Hemen yanında bir yazı daha:
“Farklı kökenler, farklı fikirler, farklı görüşler, farklı inançlar... Sevdiğimiz Fransa bu...”


* * *


Ayrılıyorum. İki adım öteki kafelerin terasları tıklım tıklım dolu.
İnsanlar aperatiflerini alıyorlar. Hayat devam ediyor.
Ama ister istemez soruyorum.
O restoranlar o akşam da doluydu. Neden sadece o insanlar öldü?
Vicdansız katiller, tercihlerini neye göre yapmışlardı...
Hayat böylesine acı bir tesadüf mü...
Üç adım öteki insanlar ölürken, size bir şey olmuyor.
Gel de alın yazısına inanma...
Ve en acısı...
Alın yazısının, inanç adına insan katleden katillerin Kalaşnikoflarıyla yazılması.
İşte bu beni isyan ettiriyor.

Haberin Devamı


Bu defa durum Charlie Hebdo olayından farklı

 

-CHARLIE Hebdo olayından sonra geldiğimde Paris’i çok daha tepkili görmüştüm.
Bu defa farklı. Sanki insanlar kendi içlerine çekilmiş gibi.
Pazar günü hayat bütün normalliği ile devam ediyordu. Kafeler doluydu.
Saint Germain Caddesi üzerinde her defa gittiğim kitapçı, bu defa çok daha kalabalıktı. Kuyruk yüzünden kitap almayı erteledim.
Dikkatimi çeken tek şey şu oldu. Bütün caddelere belli aralıklarla Fransa bayrakları asılmıştı.
Belki de teröre karşı verilecek en etkili cevap budur.
İnadına yaşamak...

 

Katiller ilk mermiyi attığında hangi şarkıyı söylüyorlardı

 

Kilit halkayı da kaçırmışlar


-SÖZCÜ gazetesi yazarı Demet Cengiz dün bana mesaj atmış. “Bataclan’da ben de Manic Street Preachers grubunun konserini dinlemiştim.”
Daha önce The Clash, Robert Plant, Motörhead, Robbie Williams gibi sanatçılar da burada sahneye çıkmıştı.
Bataclan benim gibi rock müzik sevenlerin çok iyi bildiği bir yer.
Dün Le Figaro gazetesinde okudum.
İlk mermi atıldığında Eagles of Death Metal grubu altıncı şarkısına henüz başlamış.
Gitarist şarkının rifini şöyle anons ediyormuş:
“Ben şeytanı gördüm. Bu işte onun şarkısıdır.”
Arkasından ilk mermi gelmiş...
On üçüncü cuma, şeytan ve ölüm...
O gece epey şey bir araya gelmiş...

 


MİT ikinci adamın bulunmasında yardımcı olabilir

 

Kilit halkayı da kaçırmışlar


-SALDIRGANLARDAN biri Suriyeli Ahmet El Muhammed. 3 Ekim günü Bodrum’dan Leros Adası’na geçmiş. Oradan Sırbistan yoluyla Kara Avrupası’na girmiş.
Ancak Yunanistan’ın Proto Thema gazetesi, onun yanında ikinci bir kişinin daha bulunduğunu söylüyor.
MİT bu ikinci kişinin kimliğinin tespitinde yardımcı olabilir.
O şahıs belki de şu an başka bir eylem hücresinde çalışıyor olabilir.
Bu olay bize şunu da gösterdi:
Suriye’den sadece Esad’dan ve IŞİD’den kaçanlar değil, aynı zamanda kanlı katiller de geliyor.
Dikkat edin bu adam ülkesine dönen bir IŞİD militanı değil.
Suriyeli.
Yani işimiz kolay değil.

 

Yazarın Tüm Yazıları