Paylaş
Ahlaken, siyaseten, sokağa inmeyen, genç bir duygu ayaklanmasında...
Karakter harabesine dönmüş ülkemde, hepimize şahsiyet dersi verecek bir şeyler...
***
Öyle devasa, muazzam bir şey değil beklediğim...
Öyle kefen giyip sokağa fırlama, “Canım sana feda” falan gibi riya ve yalakalık kokan bir şey de değil...
***
Küçük... Bugünün yeni kalantorunun gözünde sinekten bile küçük bir şey...
Genç bir ruhun, delikanlı bir şahsiyetin, ta şurasından kopup gelen bir meydan okuma...
Budur beklediğim...
Geldi...
***
Son zamanlarda ilgiyle izlediğim “Bavul” dergisi, şubat ayı sayısının kapağını İkinci Yeni’nin büyük şairi Turgut Uyar’a ayırmış.
Ancak dergi basılıp dağıtıldıktan sonra yayınladıkları şiirin Turgut Uyar’a ait olmadığını öğrenmişler.
Dağıtıma verdikleri 35 bin dergiyi toplayıp, düzeltip, çok net ve samimi bir özür yazısıyla yeniden bastırıp dağıtmışlar.
En az 50-60 bin liralık bir hareket.
***
Kalantor adam, zamane güçlüsü... Senin gözünde bir akşam yemeği olabilir...
Ey okur, o bilmez, anlamaz ama sen bil ki, bu para genç yayıncının cebinde bir servet...
***
O serveti kaybeder de, kazandığı ne...
Okuruna saygı... Turgut Uyar’a saygı...
Bir de sırtlarında milyonlarca dolarlık rüşvet bohçası ile sırıtarak hâlâ aramızda dolaşan o tipe, ona ses çıkarmayan tiplere çağrı:
“Yeni bir ahlak anayasası için ben varım... Sen de var mısın...”
HATA BÜYÜKTÜ CEZA DA BÜYÜK OLSUN DEDİK
BAVUL dergisinin genel yayın yönetmeni Önder Abay’ı arayıp sohbet ettim.
- Neden böyle bir yanlışlık oldu?
“Bu, kimin yazdığı belli olmayan bir şiir. Bazı kaynaklarda Turgut Uyar’a ait olduğu iddiası vardı. Yanılmışız.”
- Hatayı yapan kimdi?
“Bir editörlük hatası. Bu hata sonrası gerekli değişiklik yapıldı.”
- Yeni sayı basıldı mı?
“Şu an baskıda. Ama hafta sonuna kadar eskisi piyasada. Hatalı baskıyı alanlara da parasını iade etmeye hazırız.”
- Kaça mal oldu bu sayıyı toplayıp yenisini yapmak?
“45-50 bin lira. Tabii yeniden dağıtma masrafları buna dahil değil.”
(*) Bu sizin bütçenizde çok büyük bir para. Eski sayıyı bırakıp gelecek sayıda bir özür yayınlayabilirdiniz.
“Yok öyle bakamadık. Hata büyüktü, cezası da büyük olsun dedik. Geleceğe, çocuklarımıza hatalı bilgiler, yanlış dizeler kalmaması önemlidir.”
YOKSA GENELKURMAY BAŞKANI YALÇIN KÜÇÜK’E DE Mİ HAYRAN
SONER Yalçın dün Sözcü gazetesinde şöyle bir Nuri Pakdil portresi yayınladı:
***
- “Muhafazakâr” ve “sağcı” denilmesini kabul etmez. Kendisini “Devrimciyim” diye tanımlar.
***
- Kendini “Kurşun yemiş bir gerilla” göğsüne benzeterek, “Hiç dönmemiş partizanım” diye tanımlar.
***
- Kendini “Anamalcı (kapitalizm), emperyalizm, faşizm, karşıtı “Sosyalist çizginin en ileri ucunda” olarak tarif eder.
***
- Eşitlikçidir, emeğin kutsallığına inanır.
***
- Ona göre “Mülkiyet kirlidir ve kanlıdır.”
***
- Siyaseti “Kara” bulur...
***
- Sıklıkla “Yabancılaşma” kavramını kullanır.
***
Okurken gözümün önüne Yalçın Küçük geldi...
İster misiniz önümüzdeki günlerde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı da alıp Yalçın Küçük’ü ziyarete gitsinler...
Vallahi şaşırmam.
İZMİR BELEDİYESİ KAHRAMANINI UNUTMADI
DÜNKÜ gazetelerde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu ilanı vardı:
“İzmir ve İzmirliler kahramanını unutmadı...”
Hayatı pahasına büyük bir terör saldırısını önleyen şehit polis Fethi Sekin’in adı yaşadığı Bayraklı’da yemyeşil harika bir parka verildi...
Elazığlı kahramanımız, ikinci şehrinin kalbine gömüldü... Elazığ’a da, İzmir’e yakışan kardeşlik parkı bu...
İZMİRLİ KADINLARIN ‘EVET’ ŞARKISINI NEDEN SEVDİM
İZMİRLİ kadınların “Evet” için yaptığı şarkıyı beğendim.
- Saldırgan ve buyurucu değil.
- Tonu yumuşak.
- Seçilen kadınlar İzmir imajına uygun.
- Müzik sade.
- Her birinin mesajı net.
“Şeytan” ve “Nihat” faciasından sonra ilk iyi adım.
TÜRKİYE’NİN ALLEN IVERSON’U DIXON
BEN, NBA’in efsane oyuncusu Allen Iverson’ın hayranıyım.
Önceki akşam televizyonda Fenerbahçe-CSKA maçının tekrarını izlerken bir kere daha farkına vardım.
Bizim Iverson’ımız da Bobby Dixon...
Oyun kuruculuğu ile, görüntüsü, hali tavrı ile bana aynı keyfi veriyor.
Ama bir farkı var...
Önünde oynadığı seyirci...
Ülker Arena seyircisinin yarattığı ambiyans, hiçbir NBA salonunda bulunamaz.
CSKA maçı, Fenerbahçeliliğimin keyfini sonuna kadar çıkardığım bir akşam oldu.
GİTSEYDİM BAŞKANA ŞUNU DİYECEKTİM
CSKA maçını, Başkan Aziz Yıldırım ve Önder Fırat’la birlikte izleyecektik.
Son anda çıkan önemli bir işim nedeniyle salonun kapısından döndüm.
Ama orada olsaydım, başkana söyleyeceğim bir sözü burada hepinizin önünde söylemek istiyorum.
“Başkan, mali sınırları zorlayarak Fenerbahçe basket takımına yaptığınız bu yatırım ve takımı devler liginde başarıdan başarıya koşturan bu harika ekibi kurduğunuz için teşekkürler...”
Paylaş