Kanıma dokunan o söz

GEÇTİĞİMİZ aylarda çok kanıma dokunan bir şey oldu.Polemik yapmayı, ona buna cevap vermeyi sevmediğim için içime attım.

Güvendiğim birkaç arkadaşımla paylaştım.

Aslında yaptığım iş, son derece basitti.

Herkesin konuşup, kimsenin yazmaya cesaret edemediği bir gerçeği dile getirmiştim.

Yazdığımın özeti şuydu:

"Bütün Batı’nın şikáyet ettiği töre cinayeti denilen sosyolojik olay, Kürtlerin sorunudur."

Son 20 yılın töre cinayetlerinin istatistik dökümü, bu gerçeği ortaya koyuyor.

* * *

Bu yazı yayınlandıktan sonra, bana katılan çok sayıda mesaj aldım.

Katılmayan da vardı.

Ama bunlardan bazıları çok kanıma dokundu.

Çünkü bu gerçeği yazdığım için beni "ırkçılıkla" suçladılar.

Özellikle Almanya’da yaşayan bazı Kürtlerden bu yolda mesajlar aldım.

Hadi onlar bir tarafa.

Ama birtakım "Türk entelektüelleri" de bu görüşü dile getirdiler.

O günlerde yüzlerine karşı şunu söylemeyi çok istedim:

"Batı’da yıllardır töre cinayetlerini Türklerin işlediğine dair yazılar çıkıyor, konuşmalar yapılıyor. Hiçbirinizin aklından bunu söyleyenler için ’ırkçı’ demek geçmiyor. Ama ben çıkıp, istatistiklerle desteklenen bu sosyolojik gerçeği dile getirince birden ırkçı oluyorum."

Ne dürüstçe bir "aydın" tavrı değil mi...

* * *

Şimdi size bir başka gözlemimi daha aktaracağım.

Yine herkesin bildiği; ama kimsenin açıkça söylemediği bir başka gerçeği.

İsrail’in Lübnan saldırısı sırasında dünyanın her tarafında gösteriler yapıldı.

Hatta İsrail’de bile hükümetlerini eleştiren gösteriler vardı.

Ama dünyanın bir yerinde, hiç ses çıkmadı.

Önümüze bir tek kare gösteri fotoğrafı düşmedi.

Yöneticilerinin ağzından tek kelime çıkmadı.

Halkı dilini yuttu.

Tahmin edin bakalım neresi?

* * *

Sizi yormadan cevabını vereyim.

Kuzey Irak’ta doğru dürüst tek gösteri olmadı.

Ya PKK?

Onun yayın organlarında, elebaşlarında bu saldırıyı ağır ifadelerle eleştiren yaklaşımlar gördünüz mü?

İşte buradan hareketle diyorum ki, Ortadoğu’da Kürt örgütleri ve liderleri, İsrail olayına karşı ilgisiz kaldılar.

Daha doğrusu ilgisiz değil de, "pasif ABD yandaşlığı" şeklinde hareket ettiler.

Bu bir "Kürt politikasıydı".

* * *

Körfez Savaşı başlamadan önce üç dört defa, hem de çok açık bir üslupla yazmıştım.

Ortadoğu’nun çeşitli ülkelerindeki Kürtler, savaş sırasında, belki de tarihlerinin en başarılı siyasetini uyguladılar.

Kuzey Irak sınırları içinde ellerinde Amerikan bayraklarıyla yürüdüler.

Ama Türkiye’de PKK’ya yakın örgütler şiddetli bir "Amerika ve savaş aleyhtarı" propaganda savaşı yürüttü.

Görev bölümü buydu.

Kuzey Irak’ta Amerikan işbirlikçiliği, sınırın bu tarafında ise Türkiye’nin bu savaşa müdahil olup Irak’a asker göndermesini engelleyecek sinsi bir siyaset.

* * *

Dediğim gibi, çok da başarılı oldular.

Ne yazık ki, birçok Türk "aydını" da bunu ya yuttu...

Ya da işine böyle geldiği için sesini çıkarmadı.

Şimdi buyurun bana yine "ırkçı" deyin...
Yazarın Tüm Yazıları