Paylaş
Dün yazdığım yazı Hürriyet’te en çok okunanlar arasındaydı.
Çok sayıda insandan mesajlar aldım...
“La la Land”in yapımcısının, 80 yaşındaki Warren Beatty’nin elinden kartı çekip alması, yüzünde tuhaf bir hırs ve şov
merakıyla hödükçe şov yapması bir çok insanın tepkisini çekmiş....
Oysa dünden itibaren sorumlunun kim olduğu ortaya çıktı.
İşte size bütün dünyanın gözü önünde yapılmış bir hödüklüğün perde arkasındaki gerçek sorumlular.
O günkü hatanın gerçek sorumlusu, bu fotoğrafta gördüğünüz eli çantalı iki insan.
Bunlar Oscar ödüllerinin noterliğini yapan PwC adlı uluslararası denetim şirketinin iki elemanı.
Adları Martha Ritz ve Brian Cullinan...
Bu hata sayesinde Oscar jüri ve ödül sisteminin nasıl çalıştığını da öğrendik.
Yanlış kartı şirketin bu iki sorumlusu verdi.
Ve bunun bütün psikolojik ceremesini, biri 76, öteki 80 yaşında iki sinema insanı çekti.
Buyurun size bu yanlışlığın nasıl meydana geldiğini anlatayım.
SADECE ONLAR BİLİYORDU VE AYRI ARABALARDA GELMİŞLERDİ
OSCAR’ın noterlik görevini PwC adlı şirket yapıyor.
Aşamaları şöyle:
İLK ADIM: Oscar töreninden aylar önce PwC, 6 bin 687 jüri üyesinden ilk görüşlerini alıyor ve her kategoride ilk kısa listeyi hazırlıyor.
İKİNCİ ADIM: Fotoğrafta gördüğünüz iki kişi dışında, şirketin bu süreçte görev alan hiçbir elemanının listelerin tamamını görme hakkı yok.
Ödül gecesi hangi yıldızın ödül alacağını önceden bilen iki kişi de sadece onlar.
Bu kişilerden Brian Cullinan, PwC şirketinin Amerika bölümünün başındaki kişidir.
ÜÇÜNCÜ ADIM: Ödül gecesi bu iki kişi kırmızı halıdan geçecekmiş gibi giyinerek ellerindeki çantalarla ayrı arabalara binip, polis eskortuyla törenin yapılacağı salona geliyor.
DÖRDÜNCÜ ADIM: Tören salonuna girdikten sonra iki PwC temsilcisi sahnenin arkasında ayrı yerlerde oturup sırası gelen zarfı verirler.
İşte yanlışlık bu iki noterden birinin yanlış zarfı vermesi sonucu meydana geldi.
Ama olayın sahnedeki travmasını iki yaşlı sanatçı yaşadı.
SÖĞÜŞLENEN SONRADAN GÖRME ZENGİNİN TUHAF İNTİKAMI
DÜN itibariyle sanat dünyasına bir bomba düştü.
Görünürde çok basit bir ticari anlaşmazlık gibi duruyor.
Dimitri Ribolovyev adlı bir Rus oligark, elindeki ünlü ressamlara ait tabloları satışa çıkarıyor.
Ama olayın arkasında müthiş bir iddia var.
Parasını suni gübre üretiminden kazanmış olan oligark, geçmişte 2 milyar dolara yakın sanat eseri almış.
Ancak sonradan kendine danışmanlık yapan çok ünlü bir ekspertizi dava ediyor.
Diyor ki:
“Kardeşim sen bana bu tabloları çok pahalıya aldırdın. Bunlar bu parayı etmez. Çünkü sen satıcılardan da para aldın ve fiyatları yükselttin.”
Hatta iddiasını daha da ileri götürüyor ve şunu söylüyor:
“Sen bu tabloları önce kendin satın aldın. Sonra da bana sattın...”
Konu mahkemeye intikal etmiş durumda...
Peki bunu nasıl ispat edecek...
Rus oligarkın bulduğu yol şu:
Bu eserleri satışa çıkaracak ve gerçekten kaç paraya satıldığını ispat edecek...
Yani adam elindeki malı heba etme pahasına hırslanmış...
En ilginci adam daha bunu açıklar açıklamaz, ünlü müzayede şirketlerinin verdiği tahmini rakamlar...
Buyurun hep birlikte bakalım.
35 MİLYON DOLARLIK PICASSO 8 MİLYON MU
PİCASSO: Rus oligark 2010 yılında Picasso’nun “Çıplak Kadın ve Flütçü” tablosunu 35 milyon dolara almış. Londra’daki satışta 8-10 milyon dolara satılması bekleniyor.
RODIN: “Model Kadın Öpücüğü” heykelini 10.4 milyon dolara almış. Christie’s bugün bunun yarısı fiyat edeceğini söylüyor.
MAGRITTE: “Arnheim” tablosunu 43.5 milyon dolara satın almış. Londra satışında 8 milyon dolara alıcı bulabileceği tahmin ediliyor.
ROTHKO: 1949’da yaptığı “No 1” adlı eserini 36 milyon dolara almış. Bugün 10 milyon dolara alıcı bulabileceği tahmin ediliyor.
GAUGUIN: Te Fare (Ev) tablosunu 85 milyon dolara almış. Bugün biçilen değer 15 milyon dolar.
Yani adam fena kazıklanmış... Ama bunda, böyle insanların haydan gelen paralarını huya götürme rahatlığının da payı yok mu...
TÜRKİYE'DE MÜZAYEDE BURJUVAZİSİ DE DERS ALMALI
BEN Türkiye burjuvazisini eleştirmek için bir isim taktım: “Müzayede burjuvazisi” diyorum.
Burjuvalığın en kolay yolunun müzayedelere katılıp sanat eseri fiyatlarını şişirmekten ibarettir diyordum.
Bir Rus oligarkı şimdi bunu ispatlamaya hazırlanıyor.
Bence sonradan görme Türk zengini de bundan ders almalı.
ÇOCUK RÖNTGENCİSİNİ MAZUR MU GÖRECEĞİZ
İNGİLTERE’de “Çocuk Koruma Polisi”nin en üst düzey yöneticisi inanılmaz bir öneride bulunuyor. Diyor ki:
“Eğer fiziki bir tacize veya tecavüze yönelmemişse, çocuk pornosu meraklı pedofillerin yaptığını suç olmaktan çıkaralım.”
Bu sözlerinin arkasında ise inanılmaz bir çaresizlik itirafı var. Çocuk istismarı konusundaki şikâyetler son 3 yılda yüzde 80 artmış.
Polis günde ortalama 112 şikâyet alıyormuş. Takip ettiği dosya sayısı 70 bine ulaşmış.
O nedenle polis yetkilisi, “Eyleme dönüşmeyen pedofillerle zaman kaybetmeyelim. O hareketi suç olmaktan çıkaralım, asıl bunu fiziki eyleme dönüştürenin üzerine gidelim” diyor. Hayretler içinde kaldım.
Pedofiller bu kadar mı azgın, insanlık bu kadar mı çaresiz halde...
Paylaş