İslam âlemi hacda bu zatın arkasında mı saf tutacak

Döndükten sonra pazar günü eski gazetelere bakarken Sedat Ergin’in köşesinde okudum...

Okudum ve tüylerim diken diken oldu...

*

İslam âleminin en kutsal mekânı olan Mekke’de Mescid-i Haram’ın baş imamı Abdülrahman el Sudeysi, 19 Ekim günü çok acayip bir hutbe okumuş.

O hutbede, Kaşıkçı’nın öldürülmesinde baş sorumlu görülen Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman için “Bu asrın mücedditi” ifadesini kullanmış.

*

İslam Ansiklopedisi’ne göre “müceddid”, “yeni bir yol açan” demekmiş...

Sedat Ergin’in yazısından öğreniyorum ki Hazreti Muhammed bu kelimeyi şöyle yorumlamış:

“Allah her yüzyılın başında bu ümmete dinlerinde yenileme yapacak (yüceddidü) birini gönderir...”

*

Yani baş imam prensi açık açık “Hazreti Muhammed’in işaret ettiği kutsal bir kişi” olarak anlatıyor.

Bu zat geçen yıl da Kadir Gecesi’nde Kâbe’de Selman için dua etmişti.

Kaşıkçı 2 Ekim günü öldürüldü. Baş imam bu konuşmayı 17 gün sonra yapıyor.

Yani Kaşıkçı’nın gaddarca öldürülüp parçalandığını bile bile bunu söylüyor...

*

Hayretler içindeyim...

Bütün Müslüman âleminin en kutsal mekânında oturup Müslümanların vicdanını kanatan cinayet hakkında tek kelime eleştiri yapmayan bir zatın, üstüne üstlük bir de prensi arş-ı âlâya çıkarmasına hayret ediyorum...

*

Tabii sadece ona hayret etmiyorum...

O kutsal mekânı böylesine aleni şekilde siyasete alet eden bu zat karşısında İslam âleminin sessizliğine de hayret ediyorum...

Bugüne kadar kırılan kolun yen içinde bırakılmasına çok tanık olmuştuk...

Ama testereyle kesilen kolun bacağın da yen içine sokulmaya çalışılmasına ilk defa tanık oluyoruz...

KOMÜNİST DİKTATÖRÜN SARAYINI GEZME PARASI İLE KAÇ MÜZE GEZERSİNİZ

NEW York Times gazetesi bu cumartesi Romanya’nın başkenti Bükreş ile ilgili bir gezi rehberi yayınladı.

Gezilecek yerlerin arasına Romanya’nın eski komünist diktatörü Çavuşesku’nun şaşaalı sarayını da koymuş.

*

İdam edilen eski komünist liderin yaptırdığı bu saray artık müze haline getirilmiş.

Romanya halkının karneyle yiyecek alabildiği yıllarda inşa edilen sarayın özel sinema salonları, spa bölümleri, zemini özel çinilerle kaplı yüzme havuzları varmış...

Bu arada diktatörün karısının marka elbise ve ayakkabılarla dolu gardırobu da muhafaza ediliyormuş.

*

Gazete önceden rezervasyon yaptırarak gitmeniz tavsiyesinde bulunuyor.

Müzeye giriş ücreti 50 Romanya Leyi’ymiş...

Bu da 12 dolar, yani 62 Türk Lirası ediyor...

*

Haberi okuduğum gün Türkiye’deki müzelerin yüzde 90’ına bir yıl boyunca girme imkânı veren yıllık abone kartının fiyatını düşündüm.

Bunun için ödenen para 70 Türk Lirası...

Yani bir diktatörün sarayını gezmek için ödeyeceğiniz para ile Türkiye’de bir yıl boyunca neredeyse bütün müzelere girebiliyorsunuz...

ESKİ BASKETÇİNİN EN BÜYÜK RAKİBİNE SON SANİYE SAYISI

DÜNYA spor tarihinde Shaquille O’Neal ile Kobe Bryant kadar birbiriyle çatışan iki sporcu olmamıştır. Bir süre ikisi Los Angeles Lakers’da birlikte oynadılar.

O süre içinde Lakers şampiyonluklar yaşadı.

*

Artık iki oyuncu da basketbolu bıraktı.

O günden sonra ilk defa bu yılın 17 Şubat akşamı TNT televizyonunun bir programında karşı karşıya oturup sohbet ettiler.

*

Geçen cumartesi sabaha karşı bu programı S Sport kanalında izledim. O kadar tatlı bir sohbetti ki...

İkisi arasındaki rekabet belki devam ediyor ama artık düşmanlık kalmamış.

*

Program sonunda Shaq, Kobe’ye ilginç bir şey söyledi.

“Seninle bu kadar atıştık, kavga ettik. Ama farkında mısın, eşinin önünde sana bir tek kötü laf etmedim.”

Kobe de “Haklısın, etmedin” diye cevap verdi.

*

Program bu güzel sözlerle bitecek derken, Kobe’den bir son dakika golü geldi.

“Şunu söylemeden edemeyeceğim. Senden bir sayı öndeyim. Benim 5 şampiyonluğum var, seninse sadece 4...”

*

Shaq’ın cevabı da şu oldu:

“Kafamı bozma, gider Golden State Warriors’la 5 günlük kontrat yapar, bir şampiyonluk daha alırım...”

*

Programı seyrederken siyasetçileri düşündüm... Tabii gazetecileri de...

Bir gün herkes için böyle sahalardan ayrılma günü geliyor...

Sonra oradan geriye bakınca bütün o kavgaların ne kadar anlamsız olduğunu görüyorsun.

NİLÜFER’DEN DE BİR ‘MASUM YILLAR’ ŞARKISI

NİLÜFER’in “Neden Sanki Neden” şarkısı “Orijinal Plak Kayıtları” altında bir albümün içinde Spotify’a kondu.

Bu şarkı 1985 yılında çıktığında çok sevmiştim.

Geçen hafta yeniden dinledim.

Bir süredir 1970 ve 80’leri “masum yıllar” olarak yazıyorum. O dönemin filmlerini, müziklerini yeniden dinlerken böyle bir duyguya kapılıyorum.  

Nazan Öncel’in ‘remastered’ edilerek çıkarılan “Kaderimde Hep Güzeli Aradım” şarkısından sonra Nilüfer de çok iyi geldi bana...