Işın:'Düello mu istiyorsun? Buyur'

“YANLIŞ anlamadıysam, yazınızda Güneydoğu Bölgesi’nin gözden çıkarılması iması var.

Haberin Devamı

Bu, Fırat ve Dicle’nin, 22 barajın, Mezopotamya’nın, GAP’ın gözden çıkarılması anlamına gelir.
Bunu tartışmaya bile açamazsın.”
Işın Çelebi
çok eskiden beri tanıdığım bir aydın.
Özal döneminin en parlak bakanlarından biriydi.
O döneme ait kitabını büyük bir keyifle ve çok şey öğrenerek okudum.
Mesajı tatlı bir düello daveti gibiydi.
Bugünlerde tam da maraza çıkaracak bir ruh halindeyim. Her tarafım negatife bağlanmış durumda.
“Yok ya... Tartışmaya açtım bile” dedim.
O da, “Hay hay” diye cevap verdi.
“Madem sen düelloya davet ettin, silahı da sen seç” dedim.
“Klavye” dedi.
Biraz sonra yazıp geçti.
Aynen aktarıyorum.

IŞIN ÇELEBİ: ‘BARIŞ SÜRECİNE EVET VER-KURTUL MANTIĞINA HAYIR’

“Bütün Türkiye’yi gezen dolaşan bir insan olarak, binlerce arkadaşla, dostla konuşan, görüş alışverişinde bulunan bir insan olarak şunu söyleyebilirim:
- Fırat ve Dicle çok çok önemlidir.
Tartışılmaz stratejik değeri çok yüksektir.
Fırat ve Dicle üzerine 22 baraj yapılmıştır. Keban, Karakaya, Atatürk, Karkamış, Birecik ve diğer barajlar çok değerlidir.
Yaklaşık 35 milyar kilovat-saat elektrik üretilir.
Sadece Atatürk Barajı’nın ürettiği elektrik 7 milyar kilovat-saattir. Dünyanın en büyük ve verimli barajlarından biridir.
Keban, Karakaya, Atatürk, Karkamış, Birecik ve 22 barajın önemi açıktır.
Türkiye buraya yıllarca bütün kaynaklarını, emeğini, alınterini akıtmıştır.

Haberin Devamı

TÜRKİYE GAP’TAN VE SUDAN VAZGEÇEMEZ

- GAP ve sulama projesi, tarihi ve stratejik öneme sahiptir.
Bir hektarın sulanması iki kişiye yeni iş yaratacaktır.
GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) kapsamında sulanacak alan miktarı, 1.8 milyon hektardır.
- Bugün bu alanın 380.000 hektarı sulanmıştır. Ana kanallar bitmiştir. Yan kanallarla bu alanın tümünün sulanması yakın bir gelecekte bitecektir.
- Bu alanlarda verim 3-4 kat artarken, yaklaşık 3 milyon kişiye iş yaratılacaktır. Sulama zenginlik ve gelişme demektir.
- Proje büyük ölçüde 2018 yılına kadar bitirilecektir.
Su Müzakereleri tarihi öneme sahip bir süreç olmuştur.

TÜRKİYE BÖYLE BİR FİKİRİ TARTIŞMAYA BİLE AÇAMAZ

Haberin Devamı

Turgut Özal döneminde, Fırat ve Dicle’nin su müzakerelerini yürütmüş ve suyun önemini bilen bir insan olarak, suyun Türkiye için gerekliliğini çok yakından bilen bir insan olarak GAP’ın bitirilmesi ve verimliliği, BARIŞ sürecinin gerçekleşmesi ve kökleşmesini de sağlayacaktır. Doğal kaynaklar açısından Fırat, Dicle ve GAP Türkiye’nin bütünlüğünün omurgasıdır. Vazgeçilmez ve tartışılmaz. 

Işın ÇELEBİ

“Megalo idea’m” yok “Mega hayalim” var

Karşı Hamle

Işın Çelebi Tartışılamaz bile” diyor ama ben kendi içimde tartışmaya başladım bile.
Evet, açık açık “dostça ayrılıktan” söz ettim.
Nedeni de şunlar:
- BİR: İki baskın etnisiteye sahip devletler yürümüyor.
- İKİ: Başbakan haklı. Tek millet, tek devlet, tek bayrak olması gerekiyor.
“Tek milletin” ve onun da bir “adının” olması gerekir.
Bu millet de “Türk milletidir...”
- ÜÇ: “Kürt” aidiyetinin bu kadar yüceltildiği, “Türk” aidiyetinin ise bu kadar aşağılandığı bir psikolojiyi tek ülke çatısı altında sürdürmek mümkün değildir.
- DÖRT: “Canım kim Türk kelimesini aşağılıyor” lafları bazı çevrelerin demagojisinden başka bir şey değildir.
Türk kelimesi bazı çevreler tarafından hâlâ “dünyadaki bütün kötülüklerin anası” gibi sunulmaya devam ediliyor.
- BEŞ: Son Nevruz’da Öcalan’ın mesajından sonra, o bölgede adı konmamış coğrafi ve siyasi bir Kürt varlığı fikren oluşmuştur.
Bunun resmi adı konmasa da fiili durum budur
.
- ALTI: O nedenle, ya dostça ayrılık, ya da federatif bir model üzerinde düşünmek daha gerçekçidir.
- YEDİ: Işın Çelebi’ye cevabım da şu; dostça veya düşmanca ayrılıklarda stratejik menfaat hesapları geçerli olmaz.
Bu ayrılıkları psikolojiler ve duygular yönetir
.
- SEKİZ: Gevşek ve iç içe birlikte yaşamak için, iki tarafın da gerçekçi olması gerekir.
Bir taraf sürekli olarak “Kürt talepleri” etrafında müthiş bir enerji yaratırken, diğer tarafın kendine ait “Türklük” duygusuna ait bütün taleplerinden vazgeçmesini istemek, onu “Sen abisin” diye uyutmaktan başka bir anlam taşımaz.
Unutmayın, bu kadar fazla “Kürtlükten” söz edilince, toplumun büyük çoğunluğunun da “Türklüğü” uyandı.
  
Ben gerçekçiyim. Katı bir gerçekçi.
Öcalan’ın ve bazı siyasilerimizin kafasındaki, “Büyük Mezopotamya” falan gibi megalo idea’larım yok.
Ama mega bir hayalim var.
O da, şerefli ve sürdürülebilir bir barış...
Akıllı ve mantıklı Türklerle, akıllı ve mantıklı Kürtler ne demek istediğimi gayet iyi anlıyor.
Eminim...

Haberin Devamı

Orhan Gencebay’ın üzüntüsü bana da fena dokundu

ORHAN Gencebay’ın Ali Kırca’ya söyledikleri bana çok dokundu. ‘Akil İnsan’ olmayı kabul ettiği için yapılan hakaretler onu üzmüş, hatta yatağa düşürmüş.
Hülya Koçyiğit de benzer duygulara sahipti. Sanatçılar kamu meydanında dayak yemeye alışkın değil. Bizlerse şerbetliyiz. Onlara bazı rahatlatıcı sözler söylemek istiyorum.
- Yaptığınız iş çok önemli ve şerefli bir iş. Bundan emin olun. Çocuklarınıza ve torunlarınıza onur verecek bir iş yapıyorsunuz.
- Size söylenenlere hoşgörülü olun. Türkiye, tarihinin en stresli tartışmasını yaşıyor. Bu tepkilerin olması normal.
- Kendiniz olmaktan çıkmayın. Bazıları Baskın Oran’a kızıyor ama o çok samimi. Şimdiye kadar neydiyse o olmaya devam ediyor.
- İktidar tarafından size bir direktif verilmediğine göre, barışı isterken sizin de farklılığınız olabileceğini samimi olarak anlatın.
- Karşınızdaki insanları ırkçı, nefret dolu azgınlar olarak görmeyin. Onlar da barışı istiyor ama endişeleri var diye bakın.
- İtmeyin, ikna etmeye çalışın.
- İtirazları mantıklıysa, bunu söylemekten çekinmeyin.
- Unutmayın, siz akil insansınız. İktidarın noteri değil.
- Bu işe soyunduysanız, kamu meydanında dayak yemeye de idmanlı olacaksınız.

Yazarın Tüm Yazıları