İmama rakı ikram edilir mi

HİKÁYEYİ anlatan ben değilim.Bir yabancı.Adı John Laughland.

Yıllar önce Fethiye’nin bir köyüne yerleşmiş.

Yaşadığı köyün eski imamını anlatıyor.

Köyünde yaşadığı değişimi o kadar güzel ve samimi anlatmış ki, bugün köşemi ona bırakıyorum.

* * *

"Köyün eski imamı ile aramız çok iyiydi.

Oturduğumuz kafeye geldiği zaman sırf takılmak için ona bir kadeh rakı veya bira ikram ederdik.

Tabii ki kabul etmezdi. Ama o hiç sinirlenmez, hep birlikte gülerdik.

Bir tarlası, yaşlı bir keçisi ve tavukları vardı.

Hoş bir kadınla evlenmiş, yaramaz, gürültücü çocuklar yetiştirmişti.

Bizler gibi giyinirdi, bizim kadar sık tıraş olurdu.

Köyümüze turistler geldiği zaman onu mutlaka imamla tanıştırırdık.

Onların İslam karşısındaki korkularını, imamın gülen yüzüyle gidermeye çalışırdık.

Böylece dünya barışına katkıda bulunduğumuza inanırdık.

11 Eylül faciasının etkisini Türkiye’de ve bizim vadimizde çok az hissettik.

Arkadaşlarla denizdeydik ve komşu evden çok yüksek sesli bir televizyon gürültüsü geliyordu.

Komşumuz Cengiz’den televizyonun sesini biraz kısmasını rica ettim.

Sesi kısmak yerine, ’Buraya gelsen iyi olur’ cevabını verdi.

Önce bir aksiyon filmi sandım.

Sonra işin aslını anlayınca, dünyanın artık eskisi gibi olmayacağını anladım.

Daha sonra olanları hepimiz biliyoruz.

Dünya bir anda kutuplaştı.

Ama bizim küçük köyümüz hiç değişmeden aynı kaldı.

Köylümüzün yüzde 5’i düzenli olarak camiye giderdi.

Batılıların yarıya yakını dinini inkár ederken, bizim köyümüzde kimse dinini inkár etmezdi.

Hayat her zamanki gibi devam etti.

Eski imamımız çok özel bir insandı.

Turistler gelince onlara camiyi gezdirirdi.

Kafasında uyumlu bir dünya fikri vardı.

Aynı zamanda dünya ticaretini de düşünüyordu.

Karısı caminin kapısında turistlere başörtüsü satardı.

Çok iyi iş yaparlardı.

Şimdi söyleyeceklerim ise eskisiyle çelişkili görülebilir.

Eskiden köyümüzde daha az başörtülü kadın vardı.

Elimizde doğan kız çocukları, jeanler ve tişörtlerle büyüdüler.

Altı ay önce köyümüze yeni bir imam geldi.

ZZ Top’unkine benzer bir sakalı var.

Koyu siyah elbise giyiyor.

Köy caminin hoparlörünün sesi tahammül edilebilir seviyeden, tahammül edilemez seviyeye çıkarıldı.

Ve biz artık imamı çayhanede hiç görmüyoruz."

* * *

Fethiyeli yabancı, köyün eski ve yeni imamı arasındaki farkı anlattıktan sonra soruyor:

"Acaba denge mi değişiyor? Yoksa ben mi paranoyak oluyorum?"

Cevabını da kendi veriyor:

"Umarım ikincisidir. Ama lütfen bu gözlemlerimi aklınızda tutun ve eğer kendisini iyi tanımıyorsanız, köyünüzün imamına asla rakı veya bira teklif etmeyin."

* * *

Artık bu soruları biz de kendimize sormuyor muyuz?

Şimdi bazılarının itirazlarını işitmeye başlıyorum.

"Yine maraza mı çıkarmak istiyorsun?"

Böyle düşüneniniz varsa hemen uyarayım.

İtirazın muhatabı ben değilim.

Bu yazıyı, Fethullah Hoca’ya yakınlığıyla bilinen "Zaman" Gazetesi’nin yayımladığı İngilizce "Today Zaman" Gazetesi’nin 5 Ağustos tarihli nüshasında okudum ve çok hoşuma gitti.

Bence Türkiye’yi düze çıkaracak zihniyetin oluşması, böyle samimi "iç bakışlarla" mümkün olabilir.

O nedenle Today Zaman yöneticilerini kutluyorum.
Yazarın Tüm Yazıları