Paylaş
Ahmet Kural’ı o zamandan beri ilk defa görüyoruz.
Kıbrıs’ta TRT için bir dizi çekiyormuş.
Hürriyet Kelebek’te Tülay Demir’in yaptığı mülakattan öğrendik.
Çekim sırasında yeni sevgilisi Çağla Gizem Çelik ile annesi ve babası da yanındaymış.
*
Hayatım boyunca şuna inandım.
Hata yapan insanların ikinci bir şansı olmalı... Tabii o hatadan ders çıkarabildilerse...
Ahmet Kural’a bu şansın verilmesine de işte bu nedenle sevindim.
*
Fotoğrafına uzun uzun baktım...
Sakin bir yüz ifadesi var.
O ifade bana sanki, o şiddet gecesinin yüzüne izler bıraktığı duygusu verdi....
Nedir o değişiklik derseniz, tarif etmek zor...
*
Peki neler değişti o kenara çekildiği, insanların haklı tepkisinin ablukaya dönüştüğü inzivada...
Çağla ile tanışmış ve mutluymuş.
Evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı düşünüyormuş...
Ama asıl değişiklik, artık sosyal yardım işleri ile ilgilenmeye başlamasıymış.
“Bir Dilek Tut” derneğinin gönüllüsü olmuş.
*
Mülakatı yapan arkadaşımız benim de kafamdaki soruyu sormuş ama yarım sormuş. “Bu film Kural güldürür algısını yıkar mı” diyor...
O da “Sektöre ilk girişim dram filmlerleydi” diye cevap vermiş.
Yarım kalan sorunun ikinci bölümü şu olmalıydı:
“Bundan sonra yeniden bir komedi filminde oynayabilir misiniz? İnsanlar yine size gülebilir mi?”
*
Soru sorulmadığı için cevabı da yok.
Cevap belki de bu fotoğrafta... Oradaki ifade, sanki gülme ve güldürme döneminin artık bir daha açılmamak üzere kapandığını anlatır gibiydi...
Gelelim asıl soruya...
Biri ona...
Öteki ise yeni sevgilisine...
BİR ÇAĞLA’YA BİR AHMET’E SORMAK İSTEDİĞİM İKİ SORU
İTİRAF edeyim asıl merak ettiğim soruyu Ahmet Kural’ın yeni sevgilisi Çağla Gizem Çelik’e sormak isterdim. Adı şiddet kullanma olayına karışmış bir erkekle birlikte olmak nasıl bir duygudur?
Bir daha öyle bir şey olmayacağı güvencesini nasıl aldı?
*
Ahmet Kural’a sormak istediğim soru ise şuydu:
O olayın ortaya çıktığı gün ona “Psikolojik destek alacak mısın? Öfke kontrolü tedavisi görecek misin” diye sorduğumda “Evet psikolojik destek alabilirim” cevabını vermişti. Tülay’ın mülakatını okuyunca kendisine bir mesaj atıp “Psikolojik destek aldın mı” diye sordum. Bana cevap olarak şunu yazdı:
*
“İnsan, yaşadıklarının toplamı. Her yaşadığı, iyi veya kötü onda bazı şeyleri değiştiriyor.
Bu değişimi bazen tek başınıza yaşıyorsunuz... Bazen de, bu iyiye ve güzele varma yolculuğunda birileri eşlik ediyor size. Çağla ile bize ait bir dünya kurduk.
Sevgi dolu, düzenli ve karşılıklı saygıya dayalı bir dünya bu. Biz de bu şekilde birlikte yürüyoruz.”
*
Bana sanki bu olaydan dersini çıkarmış, hayatının geri kalan kısmını bu kötü tecrübe üzerine yaşamaya hazırlanan bir insan duygusu verdi.
Gerçekten böyleyse ikinci fırsatı verenler iyi bir iş yapmış diyeceğim.
Ve eğer böyleyse ben de Çağla ve ona bu ikinci yolculukta mutluluk diliyorum.
Umarım Ozan Güven’den de benzer bir haber alırız...
GÜNÜN TARTIŞMASI
GÖZKAPAĞIMI KALDIRTMAK İÇİN ESTETİKÇİYE GİTTİM, İŞTE SONUCU
SEDA Sayan ve Hülya Avşar’ın üzerinde oynanmış fotoğrafları günlerdir tartışılıyor.
Bu tartışmaları izlerken hep şunu düşünürüm... Acaba erkekler de aynı şeyi yapmalı mı...
*
Özellikle sağ gözkapağım düşük...
Hatta görüş zaviyemi bile etkilemeye başladı.
Yıllar önce bazı arkadaşlarım “Çok kolay, iki dakikada kaldırırlar” dedi.
Bunun üzerine Türkiye’nin en ünlü estetikçilerinden birine gittim.
Elime bir ayna verip yarım saat boyunca yüzümün bir tarafını parmaklarıyla gerdi, hangi bölümünü kaç dakikada halledeceğini anlattıktan sonra sözünü şöyle bağladı:
“Ben üç saatlik bir operasyonla senin yüzünü 40 yaşında bir erkeğin yüzü yapabilirim.
Vücudun da genç ve bu yüzü çok güzel taşır... Ama sana son bir sorum var...”
Böyle dedi ve sordu:
“Vücudun 40 yaşında bir erkek yüzünü taşıyabilir, ama sen bu yüzü taşıyabilir misin?”
*
Bir an düşündüm... 40 yaşındaki bir insan yüzünü aynada gördüm... Ve cevabımı verdim.
“Hayır taşıyamam...”
Estetikçi dostum sözünü şöyle tamamladı:
“Sana tavsiyem yüzüne hiç dokundurma... O düşük gözkapakları, gözaltı torbaları bir süre sonra karakterin olur. Bol bol gül... Bir erkeği en genç gösteren şey gülmektir...”
*
Sevgili Seda, sevgili Hülya...
İkinizin de harika kahkahaları var...
Bol bol kahkaha atın Allah aşkına...
MICHELIN TÜRKİYE’YE GELDİĞİNDE NE OLUR
BİR süredir dünyanın en konuşulan “gastronomi rehberi” Michelin’in Türkiye’de de yıldız vermeye başlayacağı konuşuluyor.
Hatta bu yıl geleceklermiş ama pandemi dolayısıyla ertelenmiş.
*
Tabii herkes şimdiden tahminde bulunmaya başladı. Michelin gelirse Türkiye’de hangi restoranlar yıldız alabilir... Benim de kendime göre tahminlerim var ama elimin altındaki en değerli referans Hürriyet’in Karaca ile birlikte hazırladığı “İncili Gastronomi Rehberi”...
*
Bu rehberin iki gizli kahramanı var. Biri Hürriyet’in hep ilgiyle izlediğim ve güvendiğim gastronomi yazarı Müge Akgün...
Öteki de bu tür girişimlere hep büyük destek veren Karaca Grup Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Karaca...
*
İncili Gastronomi Rehberi üçüncü sayısını geçen yıl yayınladı. Orada Türkiye’de “5 inci” alan 5 restoran var.
- İstanbul’da “Mikla”, “Neolokal” ve “Sunset”...
- İzmir’de “Od Urla”.
- Bodrum’da “Maça Kızı”.
*
Bunlardan biri veya iki-üçü yıldız alırsa şaşırmam...
KANLI SNEAKER
HER YER KAN REVAN İÇİNDE, BİR DE BEYAZ SNEAKER’IMA SIÇRATMAYIN
KURNAZIN biri hip hop’ın yükselen ismi Lil Nas’ın adına 666 adet sneaker üretip sattı.
Üzerine Nike markasını da bastı ve ayrıca her birine bir damla gerçek insan kanı damlattı... Bir sneaker tutkunu olarak hiç de hoşuma gitmedi bu proje...
Ayrıca bir “collector item” (koleksiyoncu parçası) olarak da görmedim.
Nike dava açıp kazandı ama 666 sneaker çoktan kutulanıp yollanmıştı.
Daha önce de yazmıştım ben sneaker hastasıyım.
Hele bu mevsimlerde klasik beyaz sneaker tutkum saplantıya dönüşür.
Son zamanlarda ayağımdan evde bile çıkmıyor.
Ama benim gözümde ilkbaharı, tazeliği, zindeliği ve mutluluğu ifade eden bembeyaz sneaker’ıma kan sıçramasını asla istemem...
Yaşadığım şu feci dünyada her yerde yeterince insan ve hayvan kanı var zaten...
YAZA GİRERKEN EN İYİ 10 BEYAZ SNEAKER… AMA BEN SEÇMEDİM
- GQ internet dergisi hafta başında 100 doların altındaki en iyi beyaz sneaker’ları seçmiş.
İlk 10 şöyle:
- Nike Air Force 1’07
- Vans Bault UG OG “Epoch” LX
- Asics Gel Lyte III
- Adidas Originals “Rod Laver”
- Puma “Clyde” foil
- Reebok Club C 85
- New Balance MS”237CB
- New Republic “Kurt”
- Nike Killshot 2
- Converse “Jack Purcell
*
- HASTALARI İÇİN: Bu arada, hastaları için Adidas’ın efsane Stan Smith’in ve yine Converse’in yıldızlı efsanesi Pro Leather Ox Low’un da ilk 20’de yer aldığını belirteyim.
Paylaş