Paylaş
Bu karenin beni neden çok etkilediğini birazdan yazacağım.
Önce gecenin anlamını anlatayım.
Yer Urla’nın “Od” restoranı...
Kız kardeşim Sema Aksoy’un kızı Ayşegül evlendi...
Pandemi dolayısıyla düğün yapamadılar, o nedenle küçük bir aile yemeği verildi.
Evlendiği Onur Aksu, anne tarafından bizim sektörümüzün çok iyi tanıdığı bir insanın torunu...
Türkiye’nin ilk özel haber ajanslarından Türk Haberler Ajansı’nın kurucusu Kadri Kayabal...
Yani Sedat Ergin ve rahmetli Ufuk Güldemir gibi büyük gazetecilerin ilk işe başladığı bir okul.
*
Güzel bir Urla yaz akşamıydı...
Bir ara açık mutfağın önündeki bara oturup çalışanları seyrettim.
Gencecik insanlardan oluşan tutkulu bir ekip...
Başlarındaki şef Osman Sezener’le birlikte Türkiye’yi aşan bir marka yarattıklarının bilincindeler.
Urla’yı, “Türkiye’nin San Sebastian’ı”, bir gastronomi destinasyonu haline getiren restoranları, Bağ Yolu denen, Bordeaux ve Napa benzeri güzergâhı yaratan Urlalılar arasındalar.
*
Bir şey dikkatimi çekiyor.
Mutfakta çalışan ekibin çoğunluğu genç kızlar.
Osman Sezener’e, “Personelinin yüzde kaçı kadınlar” diye soruyorum...
“Yüzde 60’ı” diyor ve ekliyor:
“Hedefim yüzde 80’e çıkarmak...”
*
Moralim birden tavan yapıyor...
“İşte benim ülkem” diyorum...
Ayasofya kararından sonra bütün dünyada “Türkiye İslamcı mı oluyor” diye soranlara ülkemizin cevabını veriyor:
Hayır arkadaş... Türkiye Türkiye’dir...
Ve neydiyse öyle kalacak...
BALKANLAR
SÖZ KONUSU VATAN, MİLLETSE EĞER YOLSUZLUK TEFERRUATTIR
DÜN vahim bir hata yapmışım.
Günleri karıştırdığım için, Yeni Makedonya’daki seçim “Yarın yapılacak” demişim.
Halbuki yazdığım gün seçim yapılıyordu ve dün sabah sonuçlar belli oldu.
*
Devletin adını
“Yeni Makedonya” olarak değiştiren başbakan Zoran
Zaev’in sosyal demokrat partisi oyların yüzde 36.3’ünü alarak birinci parti oldu.
Ama devletin adının değiştirilmesine karşı çıkan milliyetçi parti VMRO-DPMNE’nin oyu da yüzde 34.9 oldu.
Bu durumda reformcu başbakan tek başına hükümeti kuramıyor.
*
Sosyal demokrat başbakan Zaev 2017 yılında gırtlağına kadar yolsuzluğa bulaşmış milliyetçi partiye karşı kazanmıştı seçimi.
Ve bu seçim bir kere daha Balkanlar’ın bir özelliğini ortaya koydu.
Araya “köhne bir milliyetçilik ateşi” girince yolsuzluklar bile unutuluyor.
TULUMPEYNİRİ İÇİN KUYRUKTA
BU fotoğrafı dün sabah Urla’da Ödemiş Pazarı adlı gıda marketinin önünde çektirdim.
Ağız tadıma uygun İzmir, Ödemiş ve Bergama tulumpeyniri bulduğum yer burası.
Özellikle 5 ve 6 numaralı peynirleri...
Dükkânın kapısında şu yazılı:
“Virüs nedeniyle lütfen içeriye 2 kişiden fazla girmeyin...”
Ve altında da şu ifade:
“Maskesiz girmek yasaktır...”
*
İçeri bakıyorum, gerçekten iki kişi var.
İkisi de maskeli.
Satış elemanlarına bakıyorum.
Üçü de eldivenli ve maskeli.
Dışarıda hamile bir genç kadın sırasını bekliyor.
Ben de onunla sosyal mesafemi ayarlayarak bekliyorum.
*
İçimden “İşte budur” diyorum.
Burası Urla...
Türkiye’nin Toskana’sının merkezi...
İZMİR-AYDIN YOLUNUN TUVALETLERİ FELAKET
DÜN Urla’dan çıkıp Bodrum’a gidiyorum.
Yolda tuvalet ihtiyacı için üç
ayrı yerde duruyoruz.
Üçünde de tuvaletler felaket.
Pandemi ortasında musluklar hâlâ elle açılıp kapanıyor.
İçeride ağır koku var.
Oysa İzmir-İstanbul arasındaki yolda girdiğimiz tuvaletler tertemizdi.
Gözlemim şu.
Büyük petrol istasyonu bulunan konaklama yerlerinin tuvaletleri iyi.
Ama olmayanlarda durum bu bölgeye hiç yakışmıyor.
ÖZAL’IN FUTBOL TAKIMI KENDİNE YENİ İSİM ARIYOR
HERKES bilmez ama rahmetli Turgut Özal sıkı bir Amerikan futbolu izleyicisiydi.
Nereden mi biliyorum...
Anlatayım.
*
1980’li yıllarda Özal başbakanken bir akşam beni Başbakanlık Konutu’na çağırdı.
Gittiğimde Semra Hanım uzun bir elbise giymişti ve kenarda bilmece çözüyordu.
Rahmetli Özal’ın üzerinde ise bir eşofman vardı ve televizyon izliyordu.
*
Karşısında o günlerde hiç görmediğim büyüklükte bir televizyon ekranı vardı.
Dikkat ettim bir Amerikan futbolu maçıydı.
Meğer Amerikan Futbol liginin şampiyonluk maçı olan Super Bowl’u seyrediyormuş.
Gittiğim saate bakılırsa canlı değil, tekrarını izliyordu.
Orada Washington’da çalıştığı yıllarda sıkı bir Redskins taraftarı olduğunu öğrendim.
*
Geçen hafta öğrendik ki takım adını değiştiriyormuş.
“Black Lives Matter” hareketinden sonra oluşan ırkçılık karşıtı hava nedeniyle takımın “Kızılderili” anlamına gelen adının değiştirilmesi için büyük baskı oluşmuş.
Nike, Amazon gibi büyük markalar sponsorluk anlaşmalarını feshedeceklerini bildirmişler.
Şimdi takıma yeni bir isim aranıyor.
SIFIR BEDEN MANKEN Mİ ASLI BEKİROĞLU MU
Bu fotoğrafı da dün Hürriyet internet sitesinde gördüm.
“Jet Sosyete” dizisinde keyifle izlediğim Aslı Bekiroğlu sevgilisi ile tatil yaparken çekilmiş.
Yıllardır “sıfır beden” denilen ölçünün kadınları güzellikten uzaklaştırdığını söylüyorum.
42 beden kadının sıfır bedenden daha güzel olduğunu yazıyorum.
Şu fotoğrafa bakın ve tarafsız gözle söyleyin.
Sıfır beden mi...
Yoksa Aslı Bekiroğlu mu...
Paylaş