Paylaş
Eminim on binlerce genç, önceki akşamdan beri DYP Lideri Tansu Çiller'e kahkahalarla gülüyordur.
DYP'yi internete bağlamış da, uzmanlar bu iş altı yılda gerçekleştirilir demiş de, o ise bunu altı ayda yapmış da.
Bugün bilgisayarla en küçük ilişkisi olan bir insan bilir ki, bir kurum için internette site açmak üç beş günlük meseledir.
* * *
Bütün Türkiye, Çiller'i ibretle izliyor.
Ve şu soruyu soruyor:
Geçmişteki yalanlarını ibra edemeyenlerin, yarın için vaatte bulunma hakkı var mıdır?
DYP Genel Başkanı Çiller'in karşısına çıkabilseydim işte bu soruyu kendisine sormak isterdim.
Sadece geçmişin yalanları mı?
Geçmişin yalanlarına, bugünküleri, buna da bugünün zırvalarını eklerseniz ortaya ne çıkar?
Bir siyasi ucube...
İşte Türkiye şimdi bu siyasi ucube ile uğraşıyor.
* * *
Çok partili hayatımızın belki de en uygar seçim kampanyasını yaşıyoruz.
Bir zamanlar birbirleriyle kanlı bıçaklı olan, aynı meydanda karşı karşıya geldikleri zaman arkalarında üç beş ceset bırakan siyasi partiler bile barış içinde kampanya yapıyor.
Herkes programını anlatıyor.
Herkes ‘‘Aydınlık, kavgasız, barışık’’ bir Türkiye için kampanya yapıyor.
Laik-antilaik, inanan-inanmayan kavramları bile neredeyse es geçiliyor.
Ortada bir tek, sadece bir tek siyasi vandetta muhterisi var.
Aşiret kafasıyla kan davası güden, etrafa kin ve nefret saçan tek siyasetçi var.
DYP gibi muhteşem bir siyasi maziyi, enkaz haline getiren bu zihniyeti artık hepiniz tanıyorsunuz.
Bu siyasi mirasyedi, yüzde 30'larda aldığı bir misyonu bugün, marjinal bir radikal dernek haline getirmek için elinden geleni yapıyor.
Yalana doymuyor. Zırvalara gözü hiç doymuyor.
İbra edilmemiş eski yalanlar bütün haşmetiyle önünde.
‘‘Amerika'daki mal varlığımı satıp, Şehit Anaları Vakfı'na bağışlayacağım’’ demiş.
Yapmamış. Şimdi sorulduğu zaman kaçıyor.
Televizyon ekranlarına çıkmadan önce pazarlıklar yapıyor, şart koşuyor: ‘‘Bu soru bana sorulmayacak.’’
Kazara sorulduğu zaman ise inanılmaz bir kıvırtma.
Ben öyle dememiştim, şöyle demiştim türünden dolanmalar.
* * *
‘‘Ahbap çavuş’’ demokrasisinden söz ediyor.
Bunu söyleyen kim?
Eşine Bolu'da arsa veren kişiyi alıp liste başından milletvekili adayı yapan parti başkanı.
Yakın çevresinden, neredeyse ev hanesinden 20-30 kişiyi istediği sıradan aday yapan bir siyasetçi.
Şimdi çıkmış, ahbap çavuş demokrasisinden söz ediyor.
Televizyonlarda masa altından tekme attığı sunucular üzerinde terör estirdiği için kimse sormaya, söylemeye cesaret edemiyor.
Herkesle kavgalı.
Öyle geldi, öyle gidiyor. Güya toplumun çeşitli kesimlerine sahip çıkıyor. Onlar adına hesap soruyor.
Hangi hakla, kimin adına?..
* * *
Bir zamanlar ‘‘Ağzı çorba kokanlar’’ diye aşağıladığı kırsal kesim insanları adına mı?
Yoksa, Sosyal Sigortalar yüzünden ‘‘Kara delik’’ diye neredeyse düşman ilan ettiği emekliler adına mı?
Veya ‘‘Sıfır ücret artışı’’ vereceğini ilan ederek, sırtlarında kostümlü ‘‘demir leydilik’’ provaları yaptığı işçiler mi?
‘‘Lobiler’’ diye durmadan kavga ettiği bu ülkenin saygın işadamları mı?
Herkesle kavgalı. Kendi partisi ile bile kavgalı. Muhteris, uzlaşma kültüründen nasibini alamamış bir siyasi enkaz.
Bu kampanyada giderek barışan, giderek uzlaşma kültürünü geliştiren partiler arasında yapayalnız kalmış.
O yüzden göğsüne yumruk vura vura yaptığı kavgalar, onu giderek daha sakilleştiriyor.
Paylaş