Niyetim, gündem değiştirmek, ilginizi, şerefli bir “Evet”ten saptırmak değil. Kendimce çok önemsediğim bir konuya değinmek istiyorum. * * * Hürriyet “Okur Temsilcisi” Faruk Bildirici’nin pazartesi günkü köşesinde çok önemli bir okur mektubu vardı. M. Nafiz Özdemir adlı okurumuz, mektubunda şu soruyu soruyor: “Ülkemizde sayıları her gün artan, Kuran’ı akıl ve bilimsel veriler ışığında inceleyen ve yorumlayan ilahiyat profesörleri varken, Elmalılı Hamdi Yazır’ın 84 sene önce yazılmış bir tefsirini ramazan ayı dolayısıyla okuyuculara sunmak Hürriyet’in yayın politikasıyla bağdaşıyor mu?” Hay ağzına sağlık Nafiz Özdemir. Yıllardır birinin bu soruyu sormasını hasretle bekliyordum. Faruk Bildirici, bu okuyucu mektubunu Hürriyet’in bu yıl ramazan sayfasını hazırlayan arkadaşımız Okan Konuralp’e sormuş O da kendince mantıklı bir cevap vermiş. Elmalılı Hamdi Yazır’ın meal ve tefsirinin Diyanet’in talebi üzerine hazırlandığını ve “En önemli referans kaynaklarından biri olduğunu” söylemiş. Bence bir gazete adına yapılacak en doğru “resmi açıklama” bu olabilir. Ama işin aslı gerçekten böyle mi? * * * Geçen ramazan ayında Hürriyet’in genel yayın yönetmeni bendim. Bir Kuran verme fikri ortaya atıldığında ben “Öteki gazetelerden farklılaşalım. Son yıllarda Kuran’ın çok güzel ve anlaşılabilir çevirileri çıktı. ‘En anlaşılır çeviri’ diye birini seçip verelim” dedim. Ancak, Sabah ve Haber Türk bizden önce Elmalılı’nın tefsirini vermeye başlamıştı. Sonunda biz de aynı tefsiri verdik. Neden? Çok açık söyleyeyim. Çünkü “En az riskli olanı oydu da ondan”. Elmalılı Hamdi’nin tefsiri, bir anlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin “resmi tefsiridir” ve kimsenin söyleyeceği laf yoktur. Bakın ben size çok net ve açık bir şey söyleyeyim., Laik kesimde bu tefsiri veren gazetelerin tek amacı, “Risk almadan bir Kuran tefsiri vermektir”. * * * Ancak son yıllarda Kuran’ın olağanüstü güzel çevirileri yapıldı. Ben de geçen yıl bunun üzerine “Artık Kuran’ı anlıyorum” diye bir yazı yazdım. Evet, artık Kuran’ı anlıyorum ve bu yeni çeviriler sayesinde oluyor. Kimler mi? Geçen sefer saymıştım, bir daha sayayım. Mustafa Sağ, Sadık Türkmen, Ali Bulaç, Mustafa Öztürk, Hakkı Yılmaz... Ve daha başkaları. Bugün Kuran, Elmalılı Hamdi Yazır dönemine göre çok daha anlaşılır şekilde tefsir edilmektedir. Ve Hürriyet okuru M. Nafiz Özdemir bu soruyu sormakta sonuna kadar haklıdır. Ben de genel yayın yönetmeniyken bu kolaylığa ve “sağlam basmaya” sığındığım için aynı şeyi yapmıştık. Yani korkudan, “İslami çevrelerden laf gelir” korkusundan böyle yapmıştık. Ama Türk basını artık bu korkuyu üzerinden atmalı. Bugün Kuran’ın çok güzel, çok anlaşılır tefsir örnekleri vardır. Ve artık korkusuzca bu tefsirleri okuma zamanı geldi.