Heykeli dikilecek beş kahramanımız

HADİ gelin bizi tek millet haline getiren, en kavgalı günlerimizde bizi tek vicdan haline getiren, el ele tutuşturan 5 kahraman hayvanımızı bir kere daha analım.

Haberin Devamı

BALİNA AYDIN / DURUP DURURKEN GÜLMENİN KİTABINI YAZAN BALİNAMIZ
YENİ bir yıla girmiştik, neşelenmek için pek nedenimiz yoktu.

Heykeli dikilecek beş kahramanımız

Onu ilk defa, 25 Ocak 1992’de Sinop sahilinde gördük...

Bir görüşte sevmek varsa oydu işte...

Kimi de yunus demişti...

Ama biz, çocuklarını Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Balina ile Mandalina” kitabı ile büyütmüş bir nesildik.

Millet olarak anında adını koyduk.

Beyaz Balina Aydın...

Suya her dalıştan sonra muzip bir gülümseme ile yukarıya çıkan şahane balığımızdı bizim...

Çocuklarımız çok sevdi, çok sevindi...

Sonra Ukraynalılar gelip hoyratça bir gemiye yükleyip götürdüklerinde çok üzüldük.

Hâlâ arada sırada “Beyaz Balina Aydın döndü” haberleri okursanız bilin ki dönsün isteriz de ondandır.

O bize durup dururken gülmeyi, her dibe düşüşten sonra muzip bir gülücükle geri gelmeyi öğretti.


BADEM / TERBİYE EDİLECEK YANIMIZI GÖSTEREN YARALI FOKUMUZ
2006 yılıydı...

Küçücük bir Akdeniz fokuydu...

Heykeli dikilecek beş kahramanımız

Önce küçücük bir haber oldu...

Yaralanmıştı, kan revan içindeydi.

Öyle sempatikti ki... Çaresizliği öylesine etkili bir bakış haline getirmişti ki...

Birden çok sevdik onu...
Birden seferberlik ruhu oluştu...

Kuzey ülkelerinden uzmanlar getirildi...

Mustafa Koç sahip çıktı ona...

O büyüttü... Birlikte yüzdüler...

Adını Badem koydular, milletçe benimsedik...

Türkiye aylarca Badem’i izledi...

Zaman zaman insanlarla oynamak istedi...

Bazıları korktu... Bazıları anlamadı...

Tekme tokat dövmeye kalkanlar çıktı...

Olsun, terbiye etmemiz gereken bir yanımız olduğunu da öğrendik onun sayesinde.

Onunla tanıdık fokları... Yavru foklara saldıran katil balinalara onun yüzünden “Orca” demekten vazgeçtik...

Türkiye Badem’i çok sevdi...

Onun Mustafa’sını da çok sevdi...

İkisi bize, hayvanı sevmenin insanı sevmek olduğunu çok güzel anlattılar.


KUYU / MADENCİMİZİN YÜREĞİNE BARET TAKAN KÖPEĞİMİZ
2017 yılıydı...

Onun adını “Kuyu” koyduk...

Heykeli dikilecek beş kahramanımız

Çünkü o kuyunun dibinden gelen hüznün kolektif bir sevince dönüşmesinin hikâyesiydi.

Daha bir yaşına gelmeden Beykoz’da bir kuyuya düşmüştü.

O kuyuya düşmüştü, biz milletçe onun derdine...

Orada, o kuyunun dibinde ölecek diye çok korktuk. Zamana karşı, Türkiye’nin en büyük imecesi oluştu.

Ülkenin Enerji Bakanı talimat verdi, Zonguldak kömür ocaklarından emekçiler baretlerini yüreklerine takarak geldiler.

Bahçeşehir’in fen lisesi öğrencileri sırf onu kurtarmak için robot icat ettiler.

Edirne’den Kars’a muazzam bir dua korosu oluştu.

Küçük yürekler kuyunun dibindeki yavru bir köpek için çarptı.

Ve şu işe bakın ki...

Öyle bir gece yarısı kurtarıldı ki, takvimler 14 Şubat 2017’yi gösteriyordu.

Sevgililer Günü’ydü ve bütün bir millet kalbini kırmızıya boyamış, yıldızlar gibi Türkiye gökyüzünün üzerine asmıştı.

Ne demişti o gün Hayvanları Koruma Federasyonu İstanbul Koordinatörü:

“Oradan çıkardığımız Kuyu değil ülkenin vicdanıydı...”


İSİMSİZ PATİ / BU KALP SENİ UNUTUR MU KOLLARI KESİK YAVRUMUZ
BU yılın haziran ayıydı...

Tam da güzel bir bayrama hazırlanıyorduk.

Sakarya’da tanıdık onu...

Simsiyah bir yavru köpekti...

Heykeli dikilecek beş kahramanımız

Gaddar biri patilerinin hepsini kesmişti...

Çok uğraştı veterinerler...

Kurtaramadılar...

Sessizce gitti... Gitti de veterinerin şefkatli ellerinin arasından öyle bir bakış bıraktı ki bize...

Hiç kimse ne unuttu, ne unutabildi...

Bölünmüş, parçalanmış bir toplumduk...

Sırf o bakışlar sayesinde tek bir millet, tek bir vicdan sızısı olarak girdik Ramazan Bayramı’na...

Ülkenin Cumhurbaşkanı söz verdi o tek millete...

“Hayvan Hakları Yasası’nı çıkaracağız” dedi...

Ana muhalefeti, öteki muhalefeti, en münafığı herkes birleşti...

Adı bile yoktu daha...

Öyle adsız bir şekilde gömüldü milletin kalbine...

Bugün, Kadıköy Belediyesi’nin hayvan mezarlığında küçücük bir yavru köpek mezarı görürseniz...

Bilin ki o kesik patileriyle gökyüzünden bize küçücük havlamalar gönderen yavrumuzun mezarıdır.


CESUR BOĞA / KARADENİZ'DEN İSPANYA'YA DESTAN YAZAN FERDİNAND
HİÇ şüphesiz bu bayramın gerçek kahramanı o...

Heykeli dikilecek beş kahramanımız

Hadi kabul edin, kurban keseniniz de, kesmeyeniniz de hepiniz alkışladınız onu...

Burada acemi kasaplara, İspanya’da kalleş matadorlara öyle bir ders verdi ki...

Vallahi Maçin’den bile duyuldu...

Kasabın bıçağından kurtuldu, Karadeniz’in azgın dalgasına meydan okudu...

Dört gün savaştı...

Bitap düştü, ama diz çökmedi...

Bir umut menkıbesi o...

Sahipleri bile “Millet bunca birleşmişse artık kesemeyiz bu hayvanı” dedi...

Sonra Haluk Levent aldı nüfusunu üzerine...

Heykeli dikilecek beş kahramanımız

Adını Ferdinand yaptı, hani o çizgi filmin hergele boğası Ferdinand var ya işte o...

O da aldı yerini bir milleti millet yapan hayvanlar âleminde...


ONLAR SAYESİNDE HEPİMİZ ÖĞRENDİK Kİ
BİR milleti millet yapan değerleri vardır...

Ne mutlu bize ki bu 5 kahraman sayesinde “hayvan sevgisini” de o değerler listesine ekledik...

Artık kolay kolay kimse de çıkaramaz...

Yazarın Tüm Yazıları