Paylaş
Bugüne kadar gizli tutulan bu savaş, dün New York Times gazetesinin manşeti ile bütün dünyada duyuldu.
***
Olay şu...
Google geçen eylül ayında Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı ile
gizli bir anlaşma yapmış.
“MAVEN” olarak adlandırılan bu gizli anlaşma ile Google, Pentagon’a savaşta kullanılmak üzere AI (artificial intelligence) yani yapay zekâ programları hazırlayacakmış.
Yani “silahlı yapay zekâ” dönemi açılacakmış.
Özellikle de insansız uzay araçlarının başına yapay zekâyı oturtup, hedefi daha iyi bulmasına yardımcı olacakmış.
***
İşte bu program, Google’ın özellikle AI çalışması yapan laboratuvarlarındaki yapay zekâ mühendisleri arasında muazzam bir etik tartışma ve isyan başlatmış.
Bakın kapalı kapılar ardında nasıl bir savaş devam ediyor anlatayım.
LABORATUVARA O KADININ ADINI VERMEK İSTEDİLER
- İç savaş, Fei-Fei Li isimli mühendisin, pazarlamacılara yazdığı bir e-mail’in açıklanması ile patlamış.
Kadın mühendis, pazarlamacılara bu uygulamanın şirketin imajını çok sarsacağını bildirmiş.
***
- Bugüne kadar 12’den fazla mühendis işinden istifa etmiş. 4000 Google çalışanı “yapay zekâ programlarının savaş amaçlı kullanımı konusundaki politikanın açığa kavuşturulması” için ortak bir bildiriye imza atmış.
***
- Bir mühendis, AI üzerinde çalışan bir laboratuvara 1915 yılında Almanya’da savaş malzemesi yapmayı reddederek intihar eden bir kimyacı olan Clara Immerwahr’ın adının verilmesini teklif etmiş.
***
- Google’ın İngiltere’de satın aldığı AI çalışmaları konusunda uzmanlaşmış DeepMind şirketinin çalışanları, yaptıkları çalışmaların savaş amaçlı kullanılmasına izin vermeyeceklerini ilan etmişler.
BU İÇ SAVAŞ AMAZON VE MİCROSOFT’A SIÇRAR MI
DÜN New York Times’ın manşeti ile patlayan skandalın en merak edilen sorularından biri bu savaşın öteki iki şirkete de yayılıp yayılmayacağı...
Çünkü halen Microsoft ve Amazon da savunma bakanlığı ile yapay zekâ çalışmaları yapıyor.
O iki şirketten şimdilik bir haber yok. Tabii bir de Google’ın bütün dünyadaki kullanıcıları var.
Acaba onların da bu gizli anlaşma ile ilgili görüşleri, tepkileri ne olacak...
Yani Google açısından yönetilmesi çok kritik bir dönem başlıyor.
TÜRKİYE’NİN ‘ŞOFÖR NEBAHAT’I SUUDİ’NİN ÇÖL KADIN ŞOFÖRÜ
VOGUE Arabia dergisi bu ayın kapağına ilginç bir fotoğraf koydu. Çölde açık arabanın direksiyonunda bir Arap kadını...
Tabii kastettikleri Suudi kadını...
***
Dergi bir de şunu yazmış:
“Suudi Arabistan kadınları sürücü koltuğuna oturttu. Şimdi biz de öyle yapıyoruz...”
İlginç de bir başlık koymuşlar:
“Sürücü güç...”
Vogue Arabia dergisi 2016 yılının kasım ayında yayın hayatına atıldı.
Bu ayki kapak, bana göre bugüne kadar yaptıkları en politik ve ileri kapaktı.
Dergi ilk sayısında çok çekingen davranmış kapağa Suudi kadını bile koyamamıştı...
İlk sayının kapağında Gigi ve Bella Hadid’in fotoğrafları kullanılmıştı.
***
Conde Nast grubu dergiyi yayınlarken ilginç bir de tercih yapmıştı. Derginin genel yayın yönetmenliğine bir Suudi prensesini getirmişti. Ancak anlaşılmayan bir nedenden dolayı, 2 sayı sonra onu yerini erkek bir editörle değiştirmişlerdi.
Dubai’de yayınlanan dergi 22 Arap ülkesinde dağıtılıyor. En fazla okuyucusu ise Suudi Arabistan’da var.
Vogue Arabia çölde açık arabada direksiyona bir Suudi kadını oturttu. Ama Suudi Arabistan’da bir çok aktivist kadın hâlâ hapiste.
***
Dün derginin kapağına bakarken nedense aklıma Yeşilçam sinemasının harika karakteri ‘Şoför Nebahat’ geldi.
Yıl 2018...
Düşündüm... Acaba Türk kadını ne zaman direksiyona oturmuştu...
Baktım... Arada tam bir yüzyıl var...
BUNDAN 58 YIL ÖNCE BİR ‘ŞOFÖR NEBAHAT’ VARDI
NE filmdi o be...
Bir kere senaryosunu Attilâ İlhan, Atıf Yılmaz ve Metin Erksan gibi üç dev yazmıştı. 1960 yılı için devrimci bir filmdi.
Hayatını kazanmak için şoförlük yapmak zorunda kalan bir kadını anlatıyordu.
Yani Suudi kadını direksiyona geçmeden tam 58 yıl önce, Türk kadını sinemada bile direksiyona oturmuştu.
Hem de ne kadın...
Kendisine asılan erkek müşteriye “İn aşağı cehenneme gidiyorum” diyen bir kadın... Tabii bu arada bu filmin oyuncuları Sezer Sezin, Kenan Pars ve Kadir Savun’u da unutmayalım.
Kadınların kadın gibi kadın, erkeklerin erkek gibi erkek olduğu yıllardı yani...
TÜRK KADINI SUUDİLERDEN 100 YIL ÖNCE DİREKSİYONDA
- Türkiye’nin bilinen ilk kayıtlı kadın şoförü Samiye Cahid Hanım’dır...
1922 yılından itibaren Turing’in her yıl düzenlediği araba yarışlarına katılmaya başladı. Tarihe dikkat.
Suudi kadının direksiyona geçmesinden neredeyse 100 yıl önce...
- Türkiye’nin ilk kadın taksi şoförü, yani ilk gerçek ‘Şoför Nebahat’ı ise Muammer Hanımefendi’dir.
Yıl 1930... Sunday Times gazetesi 13 Nisan 1930 günü onu dünyaya böyle tanıtmış.
- Türkiye’nin ilk uzun yol kadın kamyon sürücüsü...
Leyla Ağaçkoparan...
Yıl 1987...
Yani Suudi kadını direksiyona geçmeden 31 yıl önce kamyonda direksiyon sallamaya başlamış.... Atatürk’e dil uzatanlar duydunuz mu...
DENİZ İDAM SEHPASINA ÇIKMADAN ÖNCE HANGİ SATIRLARIN ALTINI ÇİZDİ
BU yıl 1968 Mayıs olaylarının 50’nci yılı.
Bedri Baykam Taksim’deki Piramid Galerisi’nde harika bir 68 sergisi açtı.
Geçen gün birlikte o sergiyi gezdik.
Beni en çok 1968’in Türkiye’de yaşanan bölümleri ile ilgili bölümler ilgilendirdi.
Deniz Gezmiş’e ait, birçok belgenin orijinali vardı.
Mesela idamını beklerken Ahmed Arif’in “Hasretinden Prangalar Eskittim” kitabını okumuş ve bazı satırların altını çizmiş.
O satırlardan da en çok ilgimi şunlar çekti:
***
“Sıkıysa yağmasın yağmur
Sıkıysa uykudan uyanmasın dağ
Bu yürek ne güne vurur...”
***
“Yürü üstüne üstüne
Tükür yüzüne celladın
Fırsatçının, fesatçının, hayının...”
***
“Bu namustur
Künyemize kazılmış,
Bu da sabır, ağulardan süzülmüş,
Sarıl bunlara,
Sarıl da büyü...”
İKİ AY DAHA AÇIK
BU sergi 2 ay daha açık.
Gençler özellikle siz... Mutlaka gidip gezin...
Bakın bu ülkede 50 yıl önce nasıl bir şey oldu...
GAZETE BAŞLIKLARINDA DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEY
SERGİDE, Deniz Gezmiş’in yakalandığı gün, idam edildiği gün ve bir de Kızıldere’deki çatışma günlerine ait gazetelerin birinci sayfaları var.
Bir şey dikkatimi çekti.
Haberlerin birinci sayfa başlıklarında bu insanlar hakkında bir tek “terörist”, “cani”, hatta o günün moda deyişi ile “anarşist” kelimesi kullanılmamış.
Sadece Gün gazetesinde bir tek “anarşist” kelimesinin kullanıldığını gördüm.
Bütün haberler nötr bir haber diliyle verilmiş.
DENİZ’İN VEKÂLETNAME VERDİĞİ KİŞİ BUGÜN CUMHURBAŞKANI ADAYI
SERGİNİN en ilginç belgelerinden biri Deniz Gezmiş’in cezaevinden verdiği bir avukatlık vekâletnamesi...
Kime vermiş biliyor musunuz...
Doğu Perinçek’e...
Deniz Gezmiş, idam edildi, Perinçek ise bugün cumhurbaşkanı adayı...
Ne diyeceksiniz...
Hayatın şeyleri...
İNÖNÜ’NÜN ÇOCUKLARI KURTARMA ÇABASI
BENİ en çok etkileyen şeylerden biri de asılmadan bir gün önceki gazetelerdeki haberler oldu.
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını önlemek için son dakikaya kadar nasıl insanüstü bir gayret sarf etmişler. Gazetelerden bu o kadar açık görünüyor ki...
Son yıllarda inanılmaz haksızlıklar, iftiralar, hakaretlere uğrayan bu Kurtuluş Savaşı kahramanını bir kere daha rahmetle andım.
Paylaş