Gerçekten göbeğini kaşıyanlar mı

O yüzde 49.5 kimdir, verdiği oy ne anlama geliyor.Önce şunu söyleyeyim.Yüzde 49.5, nüfusu en büyük 5 Avrupa demokrasisi içinde, iktidardaki en yüksek oy oranı anlamına geliyor.



Demek ki, Avrupa’nın nüfusları itibariyle en büyük 5 demokrasisine baktığımız zaman, AKP’nin aldığı oy oranı, en yüksek iktidar oyu olarak görülüyor.Bu da arkasında en güçlü meşruiyet zemini olduğunun sayısal ifadesi.



Avrupa’nın 5 büyüğünde seçimde ikinci gelen partilere baktığınızda, CHP’nin durumunun da aşağı yukarı ötekilerle aynı düzeyde olduğu görülüyor.

CHP’ye oy veren arkadaş hiç üzülme tam bir Avrupalı demokrat gibi davrandın

AVRUPA’nın 5 büyük ülkesinde halkın birinci ve ikinci tercihi ne anlama geliyor?Bu ülkelerin halkının büyük çoğunluğu, iki merkez partisine oy vermiş. Türkiye’de de durum çok benzer.Demek ki Türkiye’de son seçimde, ne iktidara oy verenler, “göbeğini kaşıyan adam” gibi davranmış, ne de CHP’ye veya öteki partilere oy verenler “bidon kafalı” gibi davranmış.Yani, sen, CHP’ye oy veren arkadaş...Hiç üzülme, tam bir Avrupalı demokrat gibi davrandın.AKP’ye oy veren arkadaş, sen de tam Avrupalı gibi davrandın.Sorun sizde değil, şurada...-BİR: O ülkelerde ikinci gelen partiye oy verenler, birinci partinin de merkez parti olduğuna inanıyor.-İKİ: Kendi partisi iktidar olamadığı veya öteki parti iktidar olduğu için, hayatının altüst olacağı gibi bir endişe veya korku yaşamıyor.Yani, hayat olduğu gibi devam ediyor.Öyleyse, halkı, Avrupa’nın en büyük demokrasilerinkiyle çok benzer biçimde oy kullanan Türkiye’de seçim neden böylesine ağır bir psikolojik tahribata yol açıyor...Mesele iktidardakilerin bizleri ne olarak gördüğüdür.Eğer onlar da hepimizi Avrupa’daki benzer merkezi partiler gibi görürlerse, ne kutuplaşma kalır, ne de anormalleşme...

Ama en çok Müşerref Hanım’ın ona metres demesine şaşırdım

LEYLA Umar’ın hatıralarında en çok şaşırdığım bölüm ise çok sevdiğim kadın gazeteci Müşerref Hekimoğlu’nun söyledikleri oldu.Leyla Umar ona hayranmış. Bir toplantıda yanına gidip “Müşerref Hanım bazı konularda önerileriniz olursa çok sevinirim” deyince şu cevabı almış: “Siz, Refik Erduran’ın metresisiniz, ben böyle kadınlara yardım etmem...”Leyla Umar tam ondan beklediğimi yapmış. Seven kadınla, bir metres arasındaki farkı anlatmış.Müşerref Hanım’a ben de hayrandım.Doğrusu bu sözleri beni şaşırttı... Artık hayatta olmadığı için, o konuşmayı kendisinden de dinleme imkânımız kalmadı.

Leyla Umar’ı istemeyen 41 erkek gazeteci kimdi

ÖZLEM Gürses geçen pazar Sözcü gazetesinde yazdı. Leyla Umar gençliğinde Milliyet gazetesinde yazmaya başladığı zaman, 41 erkek gazeteci ortak bir bildiri yayınlamış ve onunla birlikte çalışmak istemediklerini bildirmiş.Leyla Umar bunu kitabında yazmış.Merak ettim kimdi bu erkekler diye.O erkeklerin başında Peyami Safa ve Refi Cevad Ulunay varmış. Hiç şaşırmadım.Ama o 41 kişi arasında çok şaşırdığım bir isim var.Turhan Selçuk...Ayrıca Aziz Nesin de Akbaba dergisinde yazmasına karşı çıkmış.Yöneticilik görevim sırasında, bu sektörde en çok mücadele ettiğim şeylerden biri bu erkek egemen, maço kültürdü...Sevinerek görüyorum ki muhafazakâr medya dahil, bu duygu artık aşılıyor.

Ferzan kadınların zirve yaşına 3 yıl daha ekledi

FERZAN Özpetek, Pazar Hürriyet’te Ayşe Arman’a şöyle diyor: “50’yi geçince tuhaf bir şey oluyor. Bir şey dank ediyor. Ve kum saati tersine çevriliyor.”Hep, kadının zirve yaşı 47’dir diyorum. Eğer Ferzan, 50 yaşı hepimiz için zirve olarak görüyorsa... Demek ki kadınlara 3 yıl daha eklemiş. Diyeceğim, kızlar, hiç telaşa kapılmayın...Daha epey yılınız var.

Allahu Akbar Top 50’de

-Sonunda DJ’ler de el attı. Spotify Türkiye Viral 50 listesinde 4 numara: Allahu Akbar: Radio Edit. DJ Inappropriate. -Yeni Coldplay: Adventure of a lifetime. Tam bugünler için. Neşeli bir ritim.-Seçim şoku yaşayanlara harika bir yerli hip hop: Naber: Birol Giray-Sagopa Kajmer. Şarkıdan bir satır: “Seni bitiremezler, kibrit çöpü gibi yakamazlar.”

Kadın isterse

-HÜRRİYET Sosyal yazarı Ayşe Baykal ilginç bir tartışma açtı. Eğer kadın erkeğe evlenme teklif eder, ailesinden istemeye giderse ne olur? Tartışmayı muhafazakâr kesimden bir kadının açması çok ilginç değil mi?