‘Evde tek başına’dan ‘Evde hep birlikte’ye
1) ÖNCEKİ akşam Instagram’da bana çok umut veren bir canlı yayına katıldım.
En sevdiğim topluluklardan biri olan Coldplay’in solisti Chris Martin evinden canlı yayın yaptı.
* * *
Tam ev halinde piyanosunun başına geçti.
Yanında bir gitar...
Ve bütün dünyada evine kapanmış insanlara istedikleri parçaları çaldı.
* * *
Bu yayını dün de Instagram’daki ana sayfasından tekrarladı.
Sabah saatlerinde dünyanın her tarafından bir milyondan fazla insan bu yayını izliyordu.
* * *
Chris Martin yaptığı yayına hashtag olarak şunu koymuş:
“TogetherAtHome”...
Yani “EvdeHepbirlikte”...
Tabii ki bu söz bana 1991 yılının hepimizi gülmekten kırıp geçiren şahane filmi “Home Alone”u (Evde Tek Başına) hatırlattı...
Ve yayını seyrederken umutlandım.
Kendi kendime şunları dedim:
“Evde Tek Başına” filminde küçücük çocuk o kötü insanlara karşı savaşı kazanıyordu.
Şimdi hepimiz evdeyiz.. Biz de kazanacağız...
2) BİRİNCİ BOHEMİAN RHAPSODY RUHU NELERİ DEĞİŞTİRMİŞTİ
SONRA şunu fark ettim...
Dünyada küresel bir “evde hep birlikte” duygusu oluşuyor.
Bu da beni gerilere, 13 Haziran 1985 gününe götürüyor......
Hani şu son olarak “Bohemian Rhapsody” filminde izlediğimiz “Live Aid” konserlerine...
* * *
O gün dünyada henüz sosyal medya yoktu...
Ama bütün dünyaya canlı yayınla ulaştırılan bu 24 saatlik konser öylesine büyük bir küresel dayanışma duygusu yarattı ki...
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
* * *
İyimser olalım...
*O günden bu yana dünya açlığa karşı mücadelede çok büyük bir yol kat etti.
*Yine o küresel “evde hep birlikte” duygusu sayesinde bugün bütün dünyada kadına karşı şiddet, kadın hakları, çevre, hayvan hakları konularında çok büyük mesafeler kat ettik.
◊ Onu izleyen yıllarda Demir Perde diktatörlükleri ve duvarlar bir bir yıkıldı.
* * *
Şimdi öyle bir kriz yaşıyoruz ki...
Bu bittiğinde dünya artık eski dünya olmayacak.
Dünya “Evde Tek Başına” döneminden “Evimizde, yani dünyamızda hep birlikte” duygusuna geçecek.
Belki de popülizmin bütün dünyaya yaydığı korkuları da o sayede atacağız...
3) EN ÇOK İSTENEN İLK ŞARKI HANGİSİYDİ
ÖNCEKİ gece ve dün Chris Martin’in canlı yayınını izleyenlerden biri de bendim ve evimden ona çiçekler gönderdim.
Benim ve birçok başka insanın en çok istediği ilk şarkı “A Sky Full Of Stars”tı...
“Yıldızlarla dolu bir gökyüzü...”
Ve ortak evimiz...
Bu dünya bize yeniden yıldızlarla dolu harika bir gökyüzü vaat edecek... Eminim...
KORONAVİRÜS DİNDAR MI YOKSA TANRITANIMAZ MI
GALLUP araştırma şirketinin 2017’de yaptığı bir araştırmaya göre dünyada yaşayan insanların yüzde 64’ü “dindar” olduğunu söylüyor.
Türkiye’de bu oran yüzde 72...
* * *
* Koronavirüs Konfüçyus, Taozim ve Budizm’in memleketi Çin’de ortaya çıktı.
* Çin aynı zamanda ateizmin de en yüksek olduğu ülkelerden biri.
* Oradan Katolikliğin merkezi İtalya’ya geçti.
* Oradan, tarihinde engizisyon mahkemelerinin en acımasız günlerini yaşamış olan Katolik İspanya’ya sıçradı.
* Bir sonraki ülke Evangelistlerin Amerika Birleşik Devletleri’ydi...
*Sonra Müslümanların yaşadığı ülkelerde görüldü...
* Halkının yüzde 18’i ateist, yüzde 54’ü ise dindar olmadığını söyleyen İsveç’te de 1000’e yakın vaka gözlendi.
* * *
Kısaca...
Tanrı hepimizin Tanrısıysa...
Dinimize, imanımıza, inançsızlığımıza bakmadı...
* * *
İnsanoğlu ise baktı...
Ama bu defa başka bir şeye baktı...
TANRI’YI GÖREN SON İNSAN BU DEFA NEREYE BAKTI
* İnanan insanların mabetlere en ihtiyacı olduğu bir dönemde dünyanın her yerinde mabetler kapatıldı.
* Dünyanın her yerinde kendi inançlarının haclarından dönen insanlar karantinaya alındı.
* Gözler ve duygular boş mabetlerden, dolu araştırma merkezlerine, bilime çevrildi ve insanoğlu belki de tarihinde ilk defa bilime bu kadar sımsıkı sarıldı.
* Umut, göklerden değil, yeryüzündeki araştırma laboratuvarlarından gelecek haberlere bağlandı.
İDDİA EDİYORUM BU KRİZİN KAYBEDENİ YOBAZ OLACAK
GEÇEN sonbaharda yayınlanan son kitabım “Tanrı’yı Gören Son İnsan”da inançla bilimin nasıl büyük bir yarış içinde olduğunu, bilimin nasıl her yıl biraz daha inancın arka bahçesine girdiğini, hikâyeleriyle anlatmıştım.
Şimdi görüyorum ki Tanrı’yı gören son insanlar, bilimi ilk gören insanlarla çok daha iyi anlaşıyorlar.
İddia ediyorum.
İnanç ve bilim bu küresel felaketten daha iyi dostlar olarak çıkacak.
Bilime inananlar, gerçek müminler, makul dindarlar kazanacak.
Yine iddia ediyorum... Kaybeden dünyanın her yerindeki dini fanatikler, her inancın yobazları olacak.
Ve emin olun siyasetin yobazları da bundan payını alacak.
