Eşek kadar bir Shrek

AMERİKA kıtasında, hayatımda ilk defa bir Disney parkından adımımı atıyorum.

Haberin Devamı

Gittiğim park, dünyada yapılan ilk Disneyland. Birinci bölümü 1955’te açılmış. Şimdi onun yanına, “California Macera Parkı” diye bir bölüm daha eklenmiş.
İki tarafı ağaçlarla çevrili yolun sonundaki büyük kapıdan içeri girerken, kenardaki küçük bir plaket dikkatimi çekiyor.

Eşek kadar bir Shrek

KAPIDAKİ KANSER UYARISINI KAFAYA TAKAN TEK KİŞİ YOK

California eyaletinin kapıya astığı plakette şu yazılı:
“Bu parkta kansere yol açma riski olan malzeme kullanılmıştır...”
Disney gibi, kurulduğundan beri çevre dostu geçinen bir şirketin açtığı parkın kapısındaki uyarıyı tabii ki herkes görüyor.
Kapıda bir süre oyalanıyor, içeri giren kalabalığa bakıyorum.
Plaketle benden başka ilgilenen insan görmüyorum.
Terör dahil her tehlikeyi abartan Amerikan devleti acaba vatandaşı üzerindeki inandırıcılığını kaybediyor mu?
Biletler 70 dolar.
Bu fiyata her şey dahil.
Yani içeride katıldığınız etkinlikler, bindiğiniz dönme dolaplar, atlıkarıncalar için ayrıca para ödemiyorsunuz.

Haberin Devamı

İLK İZLENİM: SANKİ EĞLENCE DEĞİL DEV BİR ALIŞVERİŞ MERKEZİ

İlk dikkatimi çeken şey, buranın bir eğlence parkından çok devasa bir alışveriş merkezini andırması.
Kapıdan, tipik bir Amerikan kasabasına giriyorsunuz. Çok özenli bir biçimde Amerikan hayatını bir Hollywood dekoru gibi kurmuşlar.
Binaların neredeyse tamamı alışveriş butiği, hatıra eşyası satan dükkân veya yiyecek-içecek dükkânı.
İnanılmaz bir alışveriş var.
Yanımdan geçen her beş kişiden birinin kulağında Mickey Mouse kulaklığı var.
Her sokağa, her dükkâna Disney filmlerinde geçen bir yerin veya bir kahramanın adı verilmiş.
İlk izlenim: “Eee nerede o eğlenceli macera yerleri?”
Ancak biraz içeri dalınca eğlence ve
hayal dünyası beklediğinizden de büyük boyutlarla geliyor.
Walt Disney filmlerinden tanıdığımız bütün kahramanlara ve karakterlere ait özel macera ve eğlence bölümleri var.
Size ikisini özellikle anlatmak istiyorum.

Eşek kadar bir Shrek

Haberin Devamı

KARAYİP KORSANLARINDA KAPTAN JACK SPARROW’U GÖRÜYORUM

Beni en çok etkileyen Karayip Korsanları oldu. İçeri girince biraz aşağı iniyorsunuz. Arka arkaya gelen ve her biri üç sıralı, 9 kişi alan teknelerden birine biniyorsunuz.
Tekne karanlıkta kanallar içinde gidiyor ve her tarafınız inanamadığınız kadar başarılı korsan dünyası ile dolu.
Tabii ki, Johnny Depp’in canlandırdığı Kaptan Jack Sparrow’un aynısı haraketli mankenler sizi üç ayrı yerde karşılıyor.
İkincisi Indiana Jones’tu. Bir Amazon ormanına giriyorsunuz, orada lanetli tapınağı aynen kurmuşlar.
Üstte açık bir cip içinde acayip engebeli daracık yollardan heyecanlı bir macera yaşıyorsunuz.
Orada da her bölümde karşınıza Harrison Ford’un canlandırdığı, eli kamçılı Indiana Jones çıkıyor.

Haberin Devamı

ATLIKARINCAYA BİNİYORUM GÜLEN, DALGA GEÇEN YOK

Disneyland’ın en güzel tarafı, burada çocuk büyük ayrımı olmaması.
Çocukluğumdan beri atlıkarıncaya binmemiştim.
Dönerken inip kalkan bir atın üzerine binip acayip eğlendim.
Kimse ne güldü ne de “Eşek kadar adam” deyip dalga geçti.
Eşek denen hayvan, bu hayal
dünyasının en sempatik karakterlerinden biri olduğu için, zaten kimse de
böyle bir şey demez.
Çünkü Disney’in karakteri olmasa da aklına Shrek gelir.
İki gün boyunca, iki bölümden oluşan bu harika hayal dünyasında harika zaman geçirdim.
Anladım ki çocukluğun yaşı yok...
Hele hele, saat farkından dolayı “Vardar Ovası şarkısında rakı var mı” türü tartışmaları da ıskalamışsanız, hayat harikulade...
Ayrıca kızların şort giymesine ne erkekler ne de başka kızlar ve kadınlar hiç sesini çıkarmıyor.
Bayram iyi geçti yani...
Ama ne yazık ki dönüşte, Mısır’daki bu kanlı insanlık dramıyla karşı karşıya kaldım.
İstediğiniz kadar kaçın, hayatın bu kadar travmatik gerçekleri yakanızı bırakmıyor.
Böyle durumlarda da Ortadoğu’nun kanlı diktatörlerinin elinde ıstırap çeken insanlar için ne yazık ki Allah’a dua etmekten başka çaremiz kalmıyor...

Haberin Devamı

Tek başıma sabah kahvesi için 45 dakika kuyruk beklemek

-DISNEYLAND’lere gideceklere bir uyarım var.
Türkler sabırsızdır, o nedenle kendinizi gitmeden önce “kuyrukta bekleme psikolojisi”ne hazırlayın.
Park içindeki eğlence ve macera bölümlerinde en az 30 dakika kuyrukta beklemek zorundasınız.
Mesela, Arabalar dizisinden esinlenen Autopia bölümünde yarış yapan arabalardan birine binmek istiyorsanız en az bir saat bekliyorsunuz. Star Wars, Karayip Korsanları ve Indiana Jones maceralarına katılmak istiyorsanız, en az bir o kadar beklemek zorundasınız.
Ama benim açımdan en zoru, kaldığım Hilton Oteli’nde sabah saat 06.00’da aşağıdaki Starbucks’tan büyük bir kahve alabilmek için 40 dakika beklemek oldu.
Artık sabah kahvesi tutkunu olduğumu biliyorsunuz.
Son yıllarda sabah kahvemi yalnız içmeye alıştım.
Şimdi o kutsal kahve için 40 dakika kuyruk beklemeyi de öğrendim.
Ama sabah kahvesi sabah kahvesidir.
Yıllar boyunca o Arabika’nın rayihasını dağınık yataklarda içime çektim.
Şimdi tek başıma o keyfi almayı da öğreniyorum.
Pekâlâ da oluyormuş...
Hele hele elinizde Wall Street Journal varsa... Bekliyorsunuz...

Haberin Devamı

Parkta 40 dakika beklemeye en değer top 5 macera bölümü

-DISNEYLAND’de iki uzun gün geçirdim.
Fotoğraflardan da gördüğünüz gibi, atlıkarınca gibi en çocukça şeylerden, büyüklerin de zevk aldığı her şeye kadar bindim, denedim.
İşte en çok zevk aldığım
top 5:
-BİR: Banko “Karayip Korsanları”...
-İKİ: Banko “Indiana Jones”...
-ÜÇ: Banko Araba yarışları...
-DÖRT: Çocukların Disney dünyasının en teknolojik ve dijital ürünleriyle oynayabileceği pavyon.
-BEŞ: Tabii ki Peter Pan ve Pinokyo bölümleri...
Star Wars’taki kuyruğu bekleyemedim. O nedenle puan veremiyorum.

Disneyland’ler günde kaç dolar kazanıyor

-DISNEY, parklardan elde ettiği gelirleri ayrıntılı açıklamıyor.
Ancak CEO Bob Iger’ın 2012 yılına ait verdiği rakamlar, şirketin son 10 yılda nasıl devleştiğini gösteriyor.
-42.3 MİLYAR Bütün Disney şirketinin geçen yıl elde ettiği toplam gelir 42.3 milyar dolar.
-5.7 MİLYAR Şirket bu gelirden 5.7 milyar dolar net kâr elde etti.
-12.9 MİLYAR Sadece Disneyland’ler ve öteki eğlence parklarından elde edilen gelir 12.9 milyar dolar.
-47 MİLYON Disneyland’leri yılda 47 milyon kişi ziyaret ediyor.
-5-6 MİLYON Parklardan her gün ortalama 5-6 milyon dolar operasyonel kâr elde ediliyor.
-9.7 MİLYON Sadece Orlando’daki Disney World’de her yıl 9.7 milyon hamburger, 5.8 milyon sosisli sandviç, 3.2 milyon pizza, 4 milyon kilo patates kızartması, 18 milyon küçük paket ketçap, 200 bin kilo patlamış mısır, 3.4 milyon Mickey Mouse kulağı satılıyor.

Ben ‘Siyah’ deyince Disney yöneticisi ‘Afrikalı Amerikalı’ diye düzeltiyor

-DISNEY yöneticilerinin davranış kültürleriyle ilgili önemli bir gözlemi Burbank’ta verilen bir brifingde yapıyorum.
Şirketin çocuklar için hazırladığı yeni bir çizgi filmin kahramanı, siyah bir kadın doktor.
Disney’in baş karakteri Mickey Mouse geçmişte Tenten’e de yapılan “ırkçılık” ve Amerikan emperyalizmine hizmet etmek suçlamalarına maruz kalmıştı.
Oradan çıkarak, brifingi veren yöneticiye “Disney’in daha önce siyah karakteri var mıydı” diye soruyorum.
Çok nazik bir biçimde, “Disney’in geçmişte de Afrikalı Amerikalı karakterleri, Hispanik karakterleri vardı” diyor.
Zenci dememeyi çoktan öğrenmiştim. Ama “siyah” kelimesinin de artık yeni Amerikan lügatinden silindiğini anlıyorum.
Disney, sadece Amerika’ya değil, bütün dünyaya seslenen global bir şirket. Son yıllarda Amerika dışı filmlerin ve televizyonların geliri giderek büyüyor.
Bu da şirket kültürüne böyle yansıyor.

Eşek kadar bir Shrek

Disney’i iflastan kurtaran 7 cüce binayı sırtında taşıyor

BENİ en çok etkileyen görüntülerden biri, Disney’in Los Angeles’taki Burbank stüdyolarının bulunduğu binalardan biriydi.
Binanın avlusunun orta yerinde, Mickey Mouse’u elinden tutmuş bir Walt Disney heykeli var.
Bu heykelin tam karşı tarafındaki binanın çatısında çok çarpıcı bir görüntü dikkatimi çekiyor.
Büyük binanın çatısını, 7 dev cüce kollarının üzerinde taşıyor.
Bunun özel bir anlamı varmış.
Disney, 1959 yılında bu filmi gösterime soktuğunda, daha önceki başarısızlıkları yüzünden iflas noktasına gelmiş.
Uzun metrajlı filmin yapımı 10 yıl sürmüş. Müziklerini Berlin Filarmoni Orkestrası çalmış.
Yepyeni bir çekim tekniği kullanılmış. Film gösterime sokulduktan sonra, o dönem için rekor sayılacak bir gişe başarısı elde etmiş.
Şirkete 7.7 milyon dolar getirmiş.
Bu para da Disney’i iflastan kurtarmış.
İşte o nedenle Burbank stüdyoları yapılırken mimarlardan, şirketi kurtaran “7 cücenin çatıyı sırtında taşıyan heykellerinin” konulması istenmiş.


YARIN:
-Hayran olduğum üç şirkette iki gün. Steve Jobs, Pixar binası yapılırken mimarlardan ne istedi.
-Pixar’ın duvarında fotoğrafını gördüğüm Türk çalışanı kim?
-Pixar filmleri neden başarılı, kaça mal oluyor, ne kazanıyor.
-Lucas Film’in müzesinde neler gördüm? E.T.’de kullanılan en kıymetli eşya neydi? Nerede korunuyor.
-Jurassic Park, Star Wars gibi filmlerde kullanılan dev karakterlerin asıl boyları ne.
-Mark Ruffalo, gözümün önünde nasıl Hulk’a dönüştü. Marvel’in toplam kaç karakteri var.

Yazarın Tüm Yazıları