Erdoğan telefonu kaldırıyor ve karşısında Beşar Esad var

Şaşırıp kalacaksınız...

Ama önce dün dikkatimi çeken bir gelişme ile başlayayım.

*

Dün beni en şaşırtan haber İsrail’den geldi...

İsrail’in en büyük gazetelerinden Haaretz, çok ilginç ve düşündürücü bir birinci sayfa ile çıkmış.

Sayfanın üzerinde 67 çocuğun fotoğrafı var... Ve manşette şu yazıyor:

“Savaşın bedeli 67 çocuk...”

Bu çarpıcı birinci sayfa bana iki bakımdan çok koydu.

*

Birincisi şu: Ortadoğu denilen bu coğrafyada maalesef çocuklar siyasetin ve savaşın kurbanı haline getiriliyorlar.

İkincisi ise demek ki “vatan millet” hamasetinin prim yaptığı bir günde bu ülkede cesur biçimde sesini yükselten insanlar ve kurumlar var...

Peki ne oluyor orada...

Peki ama ne oluyor orada gerçekten?

*

Geçen gün size akademisyen ve gazeteci Soli Özel’in Filistin olayını en iyi bilen gazeteci Cengiz Çandar’la yaptığı bir YouTube video sohbetinden bahsetmiştim.

Öylesine çarpıcı ve öğretici bir sohbet ki, üşenmeden deşifre ettirip size geniş bir özetini vermeyi istedim.

Ama girip tamamını seyredin lütfen...

*

Bu arada Cengiz Çandar, geçmişte Türkiye’de Başbakan Erdoğan’ın odasında yaşanan öyle bir sahneyi anlatıyor ki...

İnanamadım.

Eminim siz de “Nereden nereye gelmişiz” diyeceksiniz...

Şimdi koltuğunuza rahat oturun, İsrail ve Filistin’e gidiyoruz...

3D, yani üç boyutlu bir film seyredeceksiniz.

1- KAHVALTIDA KİM BU ADAM DEDİĞİM ZAMAN DEDİLER Kİ





CENGİZ ÇANDAR: “Ben İsrail devletinin kuruluşundan dört ay sonra doğdum. O bölgeye ilk olarak militan olarak ayak bastım. Yani, İsrail devletinin kurulduğu her yere, Batı Şeria’ya Gazze’ye, Kudüs’ün iki tarafına defalarca gittim ve aktörleri de Rabin, Perez dahil olmak üzere, görüştüm. Ehud Olmert daha Ehud Olmert değilken ilk Kudüs’te onunda kahvaltı yaptığım zaman ‘Kim bu Ehud Olmert’ dediğimde İsrail politikasının yükselen yıldızı demişlerdi. Netanyahu dışişleri bakan yardımcısı
iken daha onunla uzun bir mülakat yapmıştım

Şimdi bu kadar girizgâhtan sonra şunu söylemek istiyorum. O dönemde biz neyi biliyorsak, 73 yıldır öğrendiğimiz, son 30-40 yıl içinde birlikte büyüdüğümüz, yaşadığımız ve sahip olduğumuz veriler bakış açıları vs şu anda hiç para etmiyor.”

2- BUGÜN DURUM FARKLI: HAMAS 9 GÜNDE İSRAİL’E 3 BİN 500 FÜZE ATTI

CENGİZ ÇANDAR: “Bu yeni çatışmada 9 gün içinde Gazze’den İsrail’e gönderilen füze adedi 3 bin 500’e yakın ve bu 9 gün içinde gönderilen füzeler, 2014’te gönderilmiş olan füzelerin tümüne tekabül ediyor.

İsrail Iron Dome denen Demir Kubbe hava savunma sistemiyle bunların yüzde 90’ından fazlasını havada imha edebilme kapasitesine sahip. Dolayısıyla İsrail, Hamas’ın ve İslami Cihad’ın en büyük kozu olan Hizbullah devreye girmediği takdirde ortaya koyacağı performansı kaldırabilecek savunma sistemlerine ve askeri güce sahip.”

3- GAZZE’DE ROKET SAVAŞI KOMUTANLARI ÖLDÜRÜLDÜ

CENGİZ ÇANDAR: “İsrail istihbaratı ve İsrail askeri gücü Hamas’a kabul edilmesi zor bir noktadan sonra pek kolay olmayacak ağırlıkta zarar verdi.

Gazze’nin kanalizasyonları dışarı akmaya başlamış, çocuklar okula gidemiyor, nüfusun yüzde sekseni temiz su edinemez durumda. En önemlisi Hamas komutanlarının, yani askeri liderlerinin önemli oranda unsurları, yani bu siber savaşları yöneten, roket üretiminde rol alan isimler son birkaç gün içinde öldürülmüş durumda...”

4- AMA HAMAS BUNDAN ZARAR GÖRMEDİ HATTA KAZANÇLI ÇIKTI

CENGİZ ÇANDAR: “Hamas bundan zararlı çıkmadı, tersine siyasi olarak kazançlı çıktı. Filistinliler her zaman bunu yapagelmişlerdir. Bunun mucidi de Arafat’tı. Her askeri yenilgiyi siyasi başarıya dönüştürme ustasıydı.”

5- İSRAİL’DEKİ DOKTORLARIN YÜZDE 17’Sİ FİLİSTİNLİLER




SOLİ ÖZEL: “Eskiden Filistin toplumu büyük ölçüde köylüydü. Şimdi aradan 70 küsur yıl geçti. Filistin toplumu, İsrail’deki Filistin toplumu İsrail vatandaşı olanlar, Arap dünyasının en iyi eğitimlileri haline geldi.

İsrail’deki toplam doktorların % 17’si Filistinli. Filistin kökenliymiş. Hemşirelerin % 24’ü Filistin kökenli. Keza eczacıların % 47’si... Bunlar İsrail pasaportu taşıyan, İsrail vatandaşı olan insanlar ve bugün İsrail nüfusunun yüzde 20’sini oluşturuyorlar. Düşünün bu kargaşa içinde karışık personeli olan hastanelerde, az önce birbirlerini boğazlamaya çalışmış insanlara birlikte tedavi yapılıyor.”

6- ARTIK ARAP CAMİASINDA İSLAMCILIĞIN ŞANSI YOK

CENGİZ ÇANDAR: “Şimdi o büyük Arap camiasında İslamcılığın şu sırada bir şansı, gelecek ufku var mı? Görünmüyor.

Eğer Müslüman Kardeşler ise söz konusu olan onun en büyük hasmı Birleşik Arap Emirlikleri hatta Suudi Arabistan. Mısır, en büyük karşıtı Müslüman Kardeşler’in. Müslüman Kardeşler’in Türkiye’den başka çalacağı kapı yok. Yani Hamas’ın.

Katar var dersen, cürmü ne kadardır, coğrafyası nedir?.. İran var derseniz, taktik olabilir ama İran’ın Müslüman Kardeşler’le bir Katolik izdivacına girmesi mümkün değil.”

7- TÜRKİYE ÇOK İDDİALI BİR ÜLKE OLDU AMA

CENGİZ ÇANDAR: “Şu anda Türkiye çok iddialı bir ülke oldu. Güç projeksiyonuyla bir güç olarak Güney Kafkasya’dan Doğu Akdeniz’e olan alanda Suriye’de Libya’da sahnede. Cumhurbaşkanı’nın yakın çevresinden sunulduğu haliyle bir dünya lideri var. Türkiye İsrail’le diplomatik ilişkisi olan bir ülke. Filistinlilere karşı büyük bir manevi bağlılık, ahlaki sorumluluk duyuyor. Bir yandan da NATO ülkesisin, Avrupa Birliği’nin de aday ülkesisin. Ama şu anda Türkiye’nin hiçbir arabuluculuk faaliyetinde adını duymuyoruz. Çünkü sahada fiilen bu şansa sahip görünmüyor. Mısır çok daha ön planda. Neden böyle oldu bir ona bakmalıyız.”

HATIRLAYALIM
8- 2007’DE TÜRKİYE’DE KURGU FİLMİ GİBİ BİR OLAY YAŞANDI




SOLİ ÖZEL: “Hatırlayalım, 2007’de bugün hepimize kurgubilim gibi gelecek bir olay yaşandı. Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres, aynı gün Türkiye Millet Meclisi kürsüsünde konuşma yaptı. Yani Türkiye, İsrail-Suriye ve Suriye-İsrail-Filistin arasında arabulucu idi. Türkiye’nin Mısır’la ve İsrail’le ilişkileri bugün olduğu gibi değil de bundan 12 yıl önce olduğu yerde olsa idi, Türk dış politikasının gerçekten bütün dünyada bir başarı öyküsü olarak görüldüğü, bana göre de başarılı olduğu bir dönemde olsaydık Türkiye’nin bugünkü konumu çok farklı olabilirdi. Keşke o günlerde Amerika, Türkiye’yi dinliyor olsaydı.”

HATIRLAYALIM
9- GECE YARISI BAŞBAKANLIK’TA PURO DUMANLARI ARASINDA YAŞANAN OLAY




CENGİZ ÇANDAR: “Sen o günü hatırlattın. Ben de o günlerde yaşanan ve perde arkasında kalan bir geceyi anlatayım.

O günlerde Türkiye Başbakanlık makamında da kurgu filmi gibi çok ilginç bir olay daha yaşandı. İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la birlikteydi. Vakit gece yarısıydı. Görüşmelerin bir anında Ehud Olmert puro istiyor.

Erdoğan’ın sigara alerjisi olduğu için Başbakanlık’ta puro yok. Hemen Ankara’da puro bulunup getiriliyor. Müzakere devam ederken Erdoğan puro dumanları arasında ilginç bir şey yapıyor. Ehud Olmert’in önünde telefonu kaldırıyor. Karşısında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad var ve ona durumu anlatıyor. Ondan gelen cevabı Ehud Olmert’e iletiyor. O da ‘Ben gideyim hükümetime bir danışayım’ diyor ve sabaha karşı Tel Aviv’e uçuyor Ankara’dan. Şimdi böyle bir Türkiye vardı. Yani elde telefon, Suriye ile İsrail arasında eşzamanlı, diplomasi ve arabuluculuk yapabilen bir Türkiye. O devam etseydi bugün durum çok farklı olabilirdi.”