Paylaş
Rahmetli Turgut Özal’ın danışmanlığını yapmış bir diplomat.
Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği anlaşması imzalamasında çok büyük payı olmuştu.
İlter Türkmen, Coşkun Kırca, Özdem Sanberk, Gündüz Aktan, Volkan Vural, Ümit Pamir, Tansuğ Bleda gibi Türkiye’nin büyük diplomatlar kuşağının temsilcilerinden biri.
* * *
Cem Duna geçen hafta hatıralarını yayınladı.
O dönemin gazeteci tanıklarından biri olduğum için bir solukta okudum.
Kitabı bitirip kapattığımda aklımda kalan cümle şu oldu:
“Keşke bu kitabı, o dönemin diplomatlarını ‘Monşer’ diye küçümseyen AKP’liler de okusa...”
Eminim o görüşleri çok değişirdi...
..................................
*Cem Duna, Sıra Dışı, Derleyen: Rahime Sezgin, Remzi Kitabevi, 2020
GÜZEL BACAK MESELESİ NEREDEN ÇIKTI DERSENİZ
CEM Duna Mülkiye mezunudur. Ve Mülkiyeliler arasında en güzel bacaklı erkek olarak tanınır...
O da nereden çıktı derseniz... Cem iyi bir tenis oyuncusuydu.
Anlayacağınız şortla gördüğümüz ender Mülkiyelilerden biri olduğu için doğal olarak en güzel bacaklı seçildi.
Yani aslında “Görebildiğimiz en güzel bacaklı” dememiz lazım.
Yoksa tabii İlber Hoca da var adaylar arasında ama bugüne kadar onu şortlu gören olmadığı için bir türlü karar veremiyoruz.
RESTORANDA ÖZAL’IN EŞLİK ETTİĞİ ŞARKICI
RAHMETLİ Özal bir gece İzmir’de Yengeç Restoran’da Muazzez Abacı’yı dinlemeye gitmiş.
Bütün gece şarkıları birlikte söylemiş.
Sonra Duna’ya dönerek “Hadi bakalım seni de görelim” demiş.
“Türk sanat müziği şarkılarına aşina olmadığım için sadece ağız hareketleriyle durumu kurtarmaya çalıştım” diyor...
ÖZAL’IN ÇEVRESİNDE EN BEĞENDİĞİ İNSAN
CEM Duna Özal’ın çevresindeki insanlardan en çok rahmetli Adnan Kahveci’yi beğeniyor.
Saydığı öteki isimler ise şunlar:
Mehmet Keçeciler, Ekrem Pakdemirli, Kaya Erdem, Hasan Celal Güzel, Can Pulak...
Ekonomi kadrosundan ise Yavuz Canevi, Zekeriya Yıldırım ve Rüşdü Saracoğlu’nu başarılı buluyor.
YAHU KARDEŞİM SANA FÜZE ATMA DEMEDİK Mİ
KİTAPTA anlatılan en ilginç olaylardan biri de şu.
Irak-İran Savaşı sırasında Özal önce Bağdat’a gidip Saddam’la buluşuyor.
Oradan Tahran’a geçecek. O nedenle Saddam’a “Biz oradayken
Tahran’a bomba atmayın” diyor.
Ancak orada İstiklal Oteli’nde kalırlarken otelin hemen yakınına bir füze düşüyor.
Özal rica ettiği halde Saddam bile bile Tahran’a füze atmıştır.
CHİRAC’LA MÜLAKAT YERİNE ALIŞVERİŞE GİDEN 3 GAZETECİ
OLAY 1988 yılında Batı Berlin’de Avrupa liberal parti liderleri toplantısı sırasında geçiyor.
“Batı Berlin’deki toplantıyı takip etmek için Güneri Cıvaoğlu, Ertuğrul Özkök ve Yalçın Doğan da gelmişti. Benden Fransa Başbakanı Chirac’la bir mülakat randevusu ayarlamamı istediler. Ben de onun danışmanı aracılığıyla ayarladım.
Chirac saat 11.00’de toplantıdan çıkacağını, otelin lobisinde 3 gazeteci ile konuşabileceğini iletti. Saat 11.00’de Chirac’ın danışmanı otel lobisine geldi ama Türk gazeteciler yoktu. ‘Ou sont ces Turcs’ (Nerede bu Türkler) diye sordu. Hayatımda en zorlandığım anlardan biriydi. ‘Gazetecileri güvenlik gerekçesiyle otelden içeri almamışlar’ diye yalan söylemek zorunda kaldım.”
Gerisini ben tamamlayayım.
Evet orada değildik. Çünkü Cem Duna’nın böyle bir randevu ayarlayamayacağını düşünüp Berlin’de aylaklık yapmayla gitmiştik.
Bizim için unutulmayacak bir meslek ayıbıydı.
EN BÜYÜK BAŞARIM:
UFFF TELEVİZYONDAKİ ŞU KADROYA BAKAR MISINIZ
CEM Duna 1988-89 yıllarında bir yıl TRT Genel Müdürlüğü yaptı.
En büyük başarılarından biri olarak 1989 yerel seçimlerinden önce 3 büyük partinin liderini canlı yayında tartışmaya çıkarmak olduğunu söylüyor.
Canlı yayında tartışmayı kabul eden şu kadroya bakar mısınız:
Peki bu tartışmayı yöneten kim?
Prof. Bozkurt Güvenç...
Türkiye’nin en saygın öğretim üyelerinden biri olan rahmetli hocamız.
ERDOĞAN O YEMEĞE KİMİNLE BİRLİKTE GELDİ
CEM Duna Cumhurbaşkanı Erdoğan’la 2000’li yılların başında tanışmış.
Onu evinde yemeğe davet etmiş.
“Ailesi ile birlikte geldi. Yanında Can Paker ve Ethem Sancak vardı. İyi bir diyaloğumuz oldu. O zamanlar Erdoğan ile diyalog kurmak kolaydı” diyor.
PARKİNSONLA HANGİ SPOR YAPILIR
CEM Duna hatıralarının sonunda, 18 yıldır boğuştuğu Parkinson hastalığı ile ilgili duygularını anlatıyor:
“İnsanı yoran bir mücadele bu. Her geçen gün bir yetinizin eksildiğini görüyorsunuz. Beyniniz çalışıyor ama vücudunuzu kontrol edemiyor. Psikolojik açıdan zor bir durum.
Hastalığım bana elimdeki ile mutlu olmam gerektiğini öğretti.
Tutkum olan tenisi oynayamıyorum ve kayak yapamıyorum.
Ne mutlu ki çok sevdiğim denizden kopmak durumunda kalmadım.”
Duna çok sevdiği Ege’de yelken yapmaya devam ediyor.
BAŞKOMUTANA GÖRE HAİN ASKERİNE GÖRE KAHRAMAN
BU fotoğraf Amerika Birleşik Devletleri donanmasının Theodore Roosevelt uçak gemisinde çekildi.
Uçağın bütün personeli uzun bir insan koridoru yapmış.
Komutan uçaklarının önündeki bu koridordan geçerek veda ediyor.
Bu arada düdükler çalıyor ve denizciler “Kaptan... Kaptan...” diye slogan atarak, alkışlarla komutanlarını uğurluyor.
* * *
Olay da şu...
Uçak gemisinin komutanı ve kaptanı Brett E. Crozier bir süre önce gemisinde çok sayıda korona vakası görülünce önce bunu üslerine sözlü olarak bildiriyor.
Bir cevap alamayınca bu defa en üst komutanına bir mektup yazarak bunu bildiriyor.
Ancak mektubu 20 kişiye daha cc’liyor.
* * *
Bu mektup basına sızınca Pentagon komutanı görevinden alıyor ve ordudan atılıyor.
Çünkü Pentagon’a göre bu disiplin suçu...
Bir tür hainlik...
Ancak gemisinin personeli ve denizci askerleri onu işte böyle bir kahraman gibi uğurluyor.
ROOSEVELT’İN TORUNU KAPTAN İÇİN NE DEDİ
BU vaka bize bir kere daha gösteriyor ki...
“Hainlik” ve “kahramanlık” arasındaki çizgi çok belirsizdir...
Ve genellikle bugünün güç sahiplerinin “hain” diye damgaladığı kişiler, çoğunlukla tarihe “kahraman” olarak geçiyor.
Nitekim geminin adını taşıyan eski Amerika
Cumhurbaşkanı Roosevelt’in torununun çocuğu New York Times’a bir yazı yazarak şunu söylüyor:
“Kaptan Crozier bir kahramandır...”
XERO BU ŞARKIYI SEZEN’LE SÖYLESİN VALLAHİ YİNE GİYERİM DAMATLIĞIMI
CUMA günü Spotify’a Xero Abbas’ın “Şev Çu Dolabe” şarkısını koydular.
Aslında Aram Tigran’ın eski bir şarkısı... Çok da severek dinlerdim.
Ama bu defa Spotify’a koydukları 10 dakikalık uzun bir konser kaydı.
* * *
Acayip coşkulu...
Şarkı bu yorumuyla bir Kürt şarkısı olmaktan çıkıp bütün Türkiye’yi, Trakya’yı, Balkanlar’ı, Ege’yi, Yunan adalarını içine alan harika bir oyun havası haline gelmiş.
Çocukluğumun Akhisar’ındaki bayram günleri evlerin açık pencerelerinden gelen Balkan oyun havalarını hatırladım.
Yani, Türkiye’nin her tarafında düğünlerde coşkuyla dinlenip oynanacak bir şarkı olmuş.
* * *
Bir de şunu hayal ettim.
Bu şarkıyı bu yorum ve bu Türkiye coşkusuyla Sezen Aksu ile birlikte söylese mesela... Vallahi yeniden giyerim damatlığı...
HEMEN UYARAYIM ÇOK KÖTÜ BİR KAYIT
XERO Abbas bizim Suriye sınırının hemen ötesindeki Kamışlı’da doğmuş büyümüş bir Kürt şarkıcısı.
Artık Almanya’da yaşıyor ama Türkiye’de de sık sık konserler veriyor.
Hemen uyarayım.
Bu şarkı önceki ay Şişli’de bir konser salonunda verdiği konserde kaydedilmiş.
Çok kötü bir kayıt.
Anladığım kadarı ile de korsan bir şekilde Spotify’a konmuş.
Yani önümüzdeki günlerde kaldırılırsa şaşırmam.
Bence Xero Abbas konserin bu kaydını daha iyi ve kaliteli olarak kendisi koymalı Spotify’a...
BURCU GÜNEŞ’TEN HER ERKEK İÇİN İYİ BİR TÜYO
BURCU Güneş’in yeni şarkısı “Bir Kadın”ını çok sevdim.
Nedense 2018’de çıkardığı türkülere o kadar ısınamamıştım.
Şimdi yine kendi tarzına döndü ve harika bir şarkı yaptı.
Şarkıda şöyle diyor:
“Seven bir kadın asla susmaz
Bil ki vazgeçmiş...
Sustuğu zaman bir kadın
Bil ki kül olmuş o yangın...”
Her erkek için iyi bir tüyo.
Paylaş