Paylaş
Bu küçücük kare...
Yaşlı bir adam...
Kucağında küçücük bir kedi...
***
Bir millet bu fotoğrafa bakarak, hep birlikte hüzünlenebiliyorsa...
Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın o yaşlı adamı ve kucağındaki küçücük kediyi görüp duygulanıyor, valiyi arıyor, anında yardım kollarını açıyorsa...
***
Bir CHP milletvekili bunu görüp “Bu insani davranışı için Cumhurbaşkanı Sözcüsü’nü kutluyor ve teşekkür ediyorum” diyebiliyorsa eğer...
***
Bu ülkede hâlâ umut var demektir...
Üç-beş saatliğine de olsa durup bir nefes almış, yaşlı bir adamın kedi sevgisi etrafında bir sevgi halkası oluşturabilmişsek...
***
Arkadaş... Hiç küçümseme bu kareyi...
Bu demektir ki, küçücük bir vesikalığı, muazzam bir aile fotoğrafına çevirebiliriz...
Bu demektir ki bunca kavga, bunca gırtlaklaşmaya rağmen...
İçimizde bir yerde...
Vicdanlı bir insan oturuyormuş...
Hiç olmazsa... İşte o insanı yaşatmak lazım....
***
İşte o yaşlı insanı, ona elini uzatan İbrahim Kalın’ı ve ona teşekkür eden CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil’i günün kazananları ilan ediyorum...
AŞKIN ÖMRÜ 3 YILSA AŞK ROMANININKİ NİYE 47 YIL
'AŞKIN ömrü 3 yıldır’ lafını bundan 21 yıl önce Fransız yazarı Frederic Beigbeder uydurmuştu...
O kitap artık eskisi kadar okunmuyor...
Ama dün Cumhuriyet Kitap ekinde okuduğuma göre Erich Segal’in “Aşk Hikâyesi”, Filiz Çakır tarafından çevrilip Karakarga Yayınevi tarafından yeniden basılmış.
Yayınlandığında entelektüel çevrelerde biraz küçümsenmişti, filmi muazzam iş yapmıştı.
Ve şimdi görüyorum ki, kitabı da hâlâ insanları ağlatacak kadar etkileyici...
Nazlı Yıldırım’ın kitabı tanıtım yazısını çok şey öğrenerek okudum.
Bir de romanın esasını oluşturan o cümleyi hatırladım:
“Aşk asla üzgün olduğunu söylememektir...”
TORUNUMUZA NE DİLERİZ
İLBER Ortaylı son kitabı “Gazi Mustafa Kemal Atatürk”ün girişine şunu yazmış:
“Mutlu ve onurlu bir vatanda yaşamaları dileğiyle kızım Tuna’ya ve torunum Deniz Ali’ye ve arkadaşlarına...”
“Mutluluk”, “onur” ve “vatan...”
Birbirine ne kadar yakışan üç küçücük kelime değil mi...
YILIN EN BÜYÜK İDDİASI: BU KİTABI DA OKUR MUYUM
ANKARA’nın Ankara olduğu yıllarda, entelektüel raconun en babasıydı James Joyce’un “Finnegans Wake” romanını okumak...
Dünyanın hangi ülkesinde en önemli 10 roman listesi yapılsa, bir numarada hep onun adı vardı... Hepimizin üzerine racon kestiğimiz, ama Enis Batur dışında beş, bilemediniz 10 kişinin okuduğu romandı...
Bir de Doors’un genç yaşta ölen efsane şarkıcısı Jim Morrison’ın lise yıllarında okuduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım.
İşte o efsane roman Fuat Sevimay tarafından Türkçeye çevrildi ve Sel Yayınları tarafından yayınlandı... Kitabın çevrilmesi başlı başına bir kitap konusu olabilir. 1013 sayfalık Anna Karenina’yı okudum...
Dün buna da başladım...
Çok zor bir kitap... Bakalım 50 yıldır okumuş gibi yaptığım bu kitabı bitirebilecek miyim...
İddiaya girecekseniz, yine de benim üzerime girmeyin derim.
Kolay iş değil...
ERKEK FOTOĞRAFÇI, ERKEK MODELİ NASIL TACİZ EDER
EN sevdiğim fotoğrafçılardan biriydi... Hem kadını, hem erkeği en güzel çekenlerin başındaydı... Efsane bir isimdi Mario Testino...
Dün Kelebek’te Ömür Gedik’in köşesinde okudum...
Hem o hem de bir başka ünlü fotoğrafçı Bruce Weber de tacizcilikle suçlanmış...
Vogue dergisi, Burberry ve Michael Kors, anında iki fotoğrafçıyla da ilgisini kesmiş.
Suçlama da şu.
Mario Testino erkek modellerin önünde mastürbasyon yapıyormuş. Tuhaf bir taciz biçimi değil mi....
#DİRENKADIN MUTLAKA SEN KAZANACAKSIN
TÜSİAD dün kendine yakışan bir karar aldı. “İşadamı” kavramını tarihe gömdü ve adını “Türk Sanayici ve İşinsanları Derneği” olarak değiştirdi. Kimse kadınların önünü kesemeyecek...
Ne siyasette ne başka yerlerde “kota ayırma” ve “pozitif ayrımcılık” kavramlarını bile elleriyle itecekler... İş dünyasında rekabete, siyasi partilerde, illerde, ilçelerde, genel merkezlerde seçimlere girecekler...
Çatır çatır yarışacaklar...
Kazanacaklar....
O yüzden bütün kadınlara sesleniyorum...
#Direnkadın... Sakın yılma, sakın vazgeçme... Sakın korkup çekilme...
Mutlaka kazanacaksın...
PAZAR GÜNÜ EN YAKIŞIKLI 10 FENERLİYİ AÇIKLIYORUM
CEMRE Birand’ın kitabından hareketle bir soru sordum ya...
“1960’lı yıllarda bütün yakışıklı erkekler Galatasaraylı mıydı” diye...
Bizim taraftan beklediğim tepki geldi...
Şimdi en yakışıklı 10 Fenerbahçeliyi seçmek için çalışma yapmaya başladım.
Çeşitli çevrelere danışıyorum...
Sonuç bu pazar günü açıklanıyor...
DOKTORUMUN GÖZLEMİ
DÜN Acıbadem Maslak’taki doktorum Ata Can Atalar’a muayeneye gittim.
İlk sözü şu oldu:
“Sen galiba bu yatakta yatma fikrini çok sevdin...
Kalk artık dolaş biraz. Her şey yolunda...”
Galiba biraz şımarmayı ve şımartılmayı özlemişim...
Yarından itibaren yatak güzellemelerine son...
Paylaş