Paylaş
Beş bin kişi aynı anda salona giriyordu ve bu o 5 bin kişinin salondan aynı anda çıkacağı anlamına da geliyordu.
Yerime oturduğumda, çıkışta o görevliyi nasıl bulacağım duygusu bir kâbusa dönüşmüştü.
Birazdan yaşayacağım zincirleme sürprizler aklımın ucundan bile geçmiyordu.
Disney deyince herkesin aklına üç şey gelir.
Mickey Mouse, Fantasia ve Disneyland gelir.
Benim aklım ise Disney’in son 6 yılda bünyesine kattığı öteki 3 şirketteydi.
Toy Story (Oyuncak Hikâyesi) ve Cars’ı (Arabalar) yapan Pixar; Iron Man (Demir Adam), Thor, The Avengers (Yenilmezler) gibi filmleri üreten Marvel; ve 1970’li yılların sonlarından itibaren sinema endüstrisinin kaderini ve zihniyetini değiştiren Star Wars (Yıldız Savaşları) ile Indiana Jones filmlerini yapan Lucasfilm...
Şöyle yaptım; önce San Francisco’ya, yani Silikon Vadisi’ne gidip, onları gezdim, iki tam gün oralarda yaratıcı insanlarla konuştum; altı ay içinde üçüncü defa dijital âlemde yaşadım.
Yine de ‘Hayal Dünyası’na seyahatimi, klasik Disney’den başlayarak anlatacağım.
KAPIDA TELEFONLARIMIZI BİR GÖREVLİYE TESLİM EDİYORUZ
Çoğu insan ilk Disneyland’ın Amerika’nın doğu sahilindeki Orlando’da kurulduğunu zanneder. Oysa ilk Disneyland, Los Angles’e bir saat mesafedeki Anaheim’da kuruldu.
Geçen cumartesi sabahı, Anaheim Kongre Merkezi’nin 5 bin kişilik salonundan içeri girerken hepimiz cep telefonlarını kapıdaki görevliye bırakıyoruz.
Çünkü birazdan Disney bizimle, önümüzdeki 2 senelik büyük sırlarını paylaşacak.
Bunlardan tek kare fotoğrafın dışarı çıkmaması gerekiyor.
Çünkü rakipler uyanıp fikirleri çalabilirler.
Şirket 1923 yılında kurulmuş. Her iki yılda bir D23 adlı büyük bir fuar düzenliyor.
Buraya 50 bine yakın Disney hayranı katılıyor.
İçeride sıradan bir sunum bekliyoruz. Yine de içimden bir ses, “Bu 5 bin insan buraya sıradan bir şey için gelmemiştir” diyor.
İçimdeki ses haklı çıkıyor.
Sunumu Walt Disney Stüdyoları Başkanı Alan Horn yapıyor.
Disney’in önümüzdeki 2 yılda gösterime sokacağı filmleri tanıtıyor ve dünyada ilk defa bizler, bu filmlerden parçalar seyrediyoruz.
Çizgi film meraklıları Disney’in 1959’da yaptığı ‘Uyuyan Güzel’i hâlâ hatırlar.
Şirket şimdi canlı aktörlerin oynayacağı yeni bir Cinderella’ya hazırlanıyor.
Disney her defasında yeniliklerle insanları şaşırtan ve bu uğurda riskler de alan bir şirket.
Cinderella’yı çekmek üzere bir Shakespeare oyuncusu seçmişler.
Yeni Cinderella’nın yönetmeni Kenneth Branagh olacak.
MASALLAR DÜNYASININ EN KÖTÜ KADININI BAKIN KİM OYNAYACAK
Ama beni asıl şaşırtan başka bir Uyuyan Güzel oldu.
Bu defa filmin asıl kahramanı uyuyan prenses değil, onu uyutan kötü cadı olacak.
Dediğim gibi, Disney’de bir ‘casting’, yani ‘oyuncu seçimi’ dehası var.
Vizyonları var, büyük bütçeleri var...
Bir de cesaretleri...
Bir peri masalını, kötü kahramanı üzerinden anlatmak da yeni bir fikir.
Peki o çok kötü kadını kim oynayacak?
Hatırlayın, “101 Dalmaçyalı”nın kötü kadını, Glenn Close’du...
Bununkini merak ederken, dev sahnenin perdesi açılıyor ve karşımızdaki kim?
Angelina Jolie...
Salon alkıştan yıkılıyor...
TUHAF AMA AKLIM ALDIRDIĞI GÖĞÜSLERİNE TAKILIYOR
Üzerinde siyah bir kazak, altında dar bir siyah pantolon...
Yüzünde fazla makyaj yok...
O an tuhaf bir duygu yaşıyorum... Yanımda oturana bakıyorum; onun gözlerinde de aynı duygu...
İnsanoğlu çok mu kötüdür, yoksa çok mu meraklı?...
Aklım aldırdığı göğüslerinde...
Gerçi protez takıldı ama insan yine de merak ediyor... Dışarıdan nasıl görünüyor...
Söyleyeyim... Gayet normal...
Kendine çok güvenen bir kadın...
Ve biraz sonra filmin ilk sahnesi gösteriliyor...
Kesin iyi iş yapacak...
Yüzbaşı Amerika gerçekten ‘Six Pack’ baklava bir adam mı
-Sabahın başka sürprizleri de vardı.Gelecek yıl Yüzbaşı Amerika’nın ikincisi geliyor. Adı “The Winter Soldier” (Kış Askeri) olacak.Birinci filmi hatırlayanlar, ilk sahnelerinde cılız, çelimsiz olduğu için askere bile alınmayan bir genci görürler.
Sonra Amerikan ordusunun bir araştırma birimi bu cılız adamdan acayip kaslı bir süper kahraman çıkarır.
Bir akşam önce, fuar alanına canlı bir ‘Captain America’ modeli getirmişlerdi.İsteyen herkesle poz vererek fotoğraf çektiriyordu.İriyarı, kaslı, ‘body’ yapmış bir genç adamdı.
İkinci filmi tanıtırken yine perde açıldı ve Yüzbaşı Amerika rolünü oynayan Chris Evans çıktı.
Disney, ilk filmde tanınmamış bir aktör olduğu için onu oynatmış, böylece büyük bir meblağ ödemekten kurtulmuştu.
Duyduğuma göre 6 film için de kontrata bağlanmış.
Vallahi dışarıdan bakıldığında öyle kellifelli, six pack (karnında 6 baklava) bir adam gibi görünmüyor.
Yani biraz zorlasa, Kıvanç Tatlıtuğ iyi bir Yüzbaşı Türkiye olabilir.
Yeni filmin öteki iki sürprizi ise Scarlett Johansson ve Robert Redford...
Kuzuların Sessizliği aktörü çok büyük gürültü çıkarttı
-Bu yılın son aylarında Thor’un ikincisi geliyor.Adı “Karanlık Dünya” olacak.Filmin sunumu yapılıp perde açılınca karşımıza iki efsane çıkıyor.Anthony Hopkins ve Natalie Portman...
Çok ilginç, en büyük alkışı Anthony Hopkins alıyor...
‘Kuzuların Sessizliği’nin başrol oyuncusunun bu kadar gürültü koparması ilginç değil mi?
Dev oyuncular normal hayatlarında çok normal görünüyorlar...
Sinema dediğimiz sanatın büyüsü de bu olsa gerek..
Disney’in CEO’suna sordum: En çok sevdiğin karakter kim
-The Walt Disney Company’nin CEO’su, Robert A. “Bob” Iger, 2000 yılında göreve gelmiş.
Ancak şimdiden şirketin en efsane CEO’su olmuş.
61 yaşında ama çok genç ve fit duruyor.
Kravat atmıyor, üst iki düğmesi açık beyaz gömlek giyiyor.
Çalışanlarının gözünde tam bir efsane.
Son 6 yıl içinde, 15 milyar dolarlık dev bir satın alma işlemi yapmış. Pixar, Marvel ve Lucas Film gibi 3 dev şirketi satın almış.
Sohbet ederken, “En sevdiğiniz Disney, Star Wars ve Marvel karakteri hangisi” diye soruyorum.
Gülüyor ve “Politik davranıp Yüzbaşı Amerika desem, Disney global bir şirket, öteki ülkelere ayıp olur. Onun dışındakilerden birini söylesem, öteki karekterler kıskanır” diye cevaplıyor.
Ama çocukluğundan beri çok sevdiği bir Disney çizgi karakteri varmış.
Tinkerbell’i çok seviyormuş.
Sonra o bana soruyor.
“Benimki Demir Adam” diyorum. Robert Downey Jr. yüzünden.
Bir de Scarlett Johansson nedeniyle Natasha Romanoff’u seviyorum.
Disney karakteri olarak ise banko Peter Pan ve Tinkerbell.
D23 Fuarı’nda geçirdiğim 3 gün boyunca anlıyorum ki, Tinkerbell açık ara en sevilen karakter.
Etraf Tinkerbell kıyafetli genç kızlarla dolu.
En çok kullanılan cümle şu: Biz hikâye anlatıyoruz
Altı gün boyunca saatlerce konuştuğum Disney’in en üst düzey yöneticilerinde birkaç şey dikkatimi çekti.
-HEPSİNİN ÇOCUKLUK HAYALİ: Yöneticilerinin hemen hepsi “En büyük çocukluk hayallerinin Disneyland’e gitmek ve bir gün orada çalışmak” olduğunu söylüyor.
-HEMEN HEPSİ STAND UP’ÇI GİBİ: Önümüzdeki 2 yılı anlatmak üzere sahneye çıkan bütün üst düzey yöneticilerinin müthiş bir stand up yeteneği var.
Sunumlarını çok esprili yapıyorlar. Seyirci ile çok rahat temas kuruyorlar. Son yıllarda birçok başka şirkette de bunu gözlüyorum. Yöneticiler şirketlerini aşkla anlatıyorlar.
-EN ÇOK KULLANDIKLARI KAVRAM: İstisnasız bütün yöneticileri aynı şeyi söylüyor: “Yaptığımız iş masal anlatmak”. Altı gün boyunca bu cümleyi bütün şirketlerin yöneticilerinin ağzından dinledim.
Yeni medya trendi bu: Hikâye bulmak ve bu hikâyeyi anlatmak.Benim de Türk medyasına yıllardır anlatmaya çalıştığım şey bu.
YARIN
-Disneyland’da bir gün. Disneyland’ın kapısında gördüğüm beni çok şaşırtan plaket neydi?
-Disneyland’da denedeğim maceralardan en çok hangilerini beğendim?
-Disneyland’a gidecekler kendilerini nelere hazırlamalı?
-Her gün kaç kişi geliyor, ne harcıyor? En çok hangi eğlence için kuyrukta bekleniyor?
-Son iki yılda Disney’in hangi iki işi düş kırıklığı oldu? Hangi işleri büyük para kazandı?
Paylaş