Dünyanın en harbi üç erkeği

GEÇEN sabah kahvaltıda Tansu, elindeki gazeteyi uzattı ve "Şu fotoğrafa bak" dedi.

Baktım.

Jack Nicholson’ın yeni bir fotoğrafı.

Denizde sırtüstü yüzüyor.

Sadece suya dayanmış başı görünüyor.

Ağzında bir sigara./images/100/0x0/55eac17bf018fbb8f894aad4

Ve tabii ki yüzünde de, o her şeyi, herkesi ti’ye alan, müstehzi ifade.

Patenti ona ait hergelelik ikonası.

Belli ki, son günlerde bütün dünyaya yayılan sigara yasağı ile dalga geçiyor.

Karakterinin tescilli sembolü haline gelen o umursamazlık, takmazlık, hadi canımcılık, yüzünün çizgileri haline gelmiş.

Kadınları bir türlü delirtiyor, erkekleri başka türlü...

* * *

Fotoğrafa bakarken düşündüm.

Dünyada, o yaşlara geldiğinde, onun gibi olmak istemeyecek acaba kaç erkek vardır.

Mesela ben...

Kesinlikle onun gibi olmak isterim.

Neden diye sorarsanız cevabı çok kolay.

Çünkü çekici bir erkek...

Ölümsüz, yaşlanmaya kafa tutan bir karakter.

Yaş ve kiloyu, erkeğin dezavantaj kaleminden silip atmış en büyük efsane.

Gövdenizin, aynaların karşısına çıkmaya korktuğu yaşlarda, yani bittiğinizi düşündüğünüz bir yaşta, size elini uzatan o büyük erkek kahraman.

* * *

Size, "Üzülme arkadaş, bana bak. Bütün kadınlar hasta. Senin neyin eksik? Göbeğin mi?" diye yol gösteren bir Beatrice.

Sizi alıp, cehennemin en günahkár hazlarına seyahate çıkaran rehberiniz.

Jack Nicholson...

Adını daha şimdiden, tarihin en büyük erkeklerinin gömüldüğü bütün panteonlara yazdırmış acayip adam.

Onu ayakta alkışlıyorum.

Panteonumdaki ikinci büyük erkek kahraman, daha önce de yazdığım gibi, Bruce Willis.

Helal olsun ona.

Bizleri saç kábusundan kurtardı.

Kafası kazınmış, kel bir erkeğin de kadınları cezbedebileceğini bastıra bastıra herkese kabul ettirdi.

Çocukluk korkularımı, dört Die Hard filmiyle sildi süpürdü.

* * *

60 yaşında bile lüle lüle saçlarını rüzgárlarda uçurup bizi kıskançlıktan kudurtan, aşağılık komplekslerine sürükleyen, inim inim inleten erkeklere nanik yaparak, güzel kadınları onların elinden almayı başardı ya, helal olsun.

Adı daha şimdiden dünyanın en harbi erkekleri listesine altın harflerle yazıldı.

Artık hiçbir güç, saçı azalmış erkeklerin yeniden bulduğu bu cesareti kıramaz, kendine güveni sarsamaz.

Üçüncü büyük erkeğe gelince.

Onu son günlerde Louis Vuitton reklamlarında görüyoruz.

Bir okyanus adasında, ağacın dalına oturmuş.

Yüzüne o güven verici müthiş erkek ifadesi oturmuş.

Dünyada 30’unu geçmiş her yüz kadına sorsanız; "Dünyanın en seksi erkeği kimdir" deseniz; En azından 50’si, bir saniye düşünmeden onun adını verir.

Sean Connery...

Erkeğin yaşını öldüren, donduran, sonsuza erteleyen adam.

Erkeğe, 70’inden sonra bile cazibe aşısı yapan müthiş erkek.

Onun adını da mutlaka büyük erkekler panteonuna altın harflerle yazmak gerekir.

* * *

Bu üç adam, ölümsüzlük iksirini arayan bu yüzyıl erkeğinin Gılgamış’larıdır.

Bir zamanlar 50’sinde hayatını bitirmeye hazırlanan erkeğe bu üç adam, fazladan 20 yıl daha verdi.

Onları hiç unutmayacağız.
Yazarın Tüm Yazıları