Döviz satın denince döviz mi alıyorlar
DÜN önümüze gelen mevduat rakamları kafamı karıştırdı. Şu an bankalardaki mevduat hesaplarının yüzde 50’den fazlası döviz hesabıymış.
*
Döviz hesaplarının son 5 yıllık oranlarının gelişimine baktım.
- 2014 Ekim’de yüzde 37’ymiş...
- 2016 Ekim ayında yüzde 39.
- 2018 Kasım’ında yüzde 55’e fırlamış.
- Şu an yüzde 51.5.
Yanlış bilmiyorsam, ilk defa böyle bir durumla karşı karşıyayız.
*
Kasım 2018’deki yüzde 55’i anlıyorum.
Türkiye üzerinde baskı vardı, dolar yükseliyordu, vatandaşın o panikle yükselen dolara gitmesi bir ölçüde anlaşılabilirdi.
Ama şimdi dolar aşağı doğru geldi. Üstelik başta Cumhurbaşkanı olmak üzere vatandaşa “dolarını bozdurup Türk parasına yönelmesi” için çeşitli çağrılar yapıldı.
Faizler yüksek... Ve buna rağmen son 17 yılın en yüksek dönemlerindeyiz ve en önemlisi, sanki bu durum kalıcılığa geçmiş gibi...
*
- Geçen yılın son üç ayı eksi 3 büyüme yazıldı ama Türkiye yine de 2018 gibi bir yılı 2.6 büyüme ile kapatmayı başardı.
- ABD ile siyasi mesele halledildi.
- Bana göre Türkiye’nin durumunda bu rakamları açıklayacak bir kötülük yok.
Öyleyse dövizin bu durumu ne?
Demek ki, ortada ciddi bir psikolojik neden var.
Ben ekonomist değilim... Ama psikoloji bilirim.
Bildiğim bir şey varsa, bu durumu artık “dış güçlerin, üst aklın saldırısı” ile açıklamak inandırıcı olmuyor. Bir de içerideki insanların psikolojisine bakmak lazım.
Çünkü Türkiye, ekonomisinde bu kötü rakamları hak etmiyor.
MEHTER ÇALARKEN ATATÜRK RESMİ ÇIKINCA SEYİRCİ NE DER
DÜN Alexandrov Kızıl Ordu Korosu’nun Büyükçekmece Gazanfer Bilge Salonu’nda verdiği konserin görüntülerini izliyordum. Kızıl Ordu Korosu, Mehter Marşı’nı çalıyor.
Ancak tam o sırada dev ekrana Atatürk’ün fotoğrafları yansıtılıyor.
Ve o an salonda büyük bir alkış kopuyor.
Biraz sonra aynı marş devam ederken, ikinci defa Atatürk fotoğrafı geliyor ekrana...
Bu defa daha da büyük bir alkış kopuyor.
Helal olsun Kızıl Ordu Korosuna...
Türkiye’nin makul aklının formülünü bulmuş.
ÖKÜZGÖZÜ ÜZÜMÜ İÇİN ÖZEL KADEH
GEÇEN hafta Kavaklıdere Şarapları’nın başkanı Ali Başman’ın bir daveti için Nicole restorandaydık.
Nicole’ü ileride size anlatacağım.
Kavaklıdere ve dünyanın en önemli şarap bardağı üreticilerinden Riedel, Öküzgözü’den yapılmış şaraplar için özel bir bardak tasarlamış.
Güzel bir bardak olmuş.
Son 5 yıldır yazıyorum.
Öküzgözü gerçekten Türkiye’nin dünyaya anlatabileceği en güzel hikâyelerden biri. Özellikle Elazığ’da üretilen üzüm tanıdığım birçok yabancının da gözdesi haline geldi. Ali Başman Öküzgözü, Boğazkere, Kalecik Karası, Narince, Emir gibi Türk üzümlerini hep desteklemek ve bunlardan güzel şaraplar üretmek için çok çaba harcıyor. Salihli’deki Pendore bağlarını gezdim. Bugün Avrupa’nın en iyi bağlarından biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
AVUSTURYA VE TÜRKİYE’NİN 2 DEVİNİN BARDAK SAVAŞI
RIEDEL dünyanın en tanınmış şarap kadehi üreticisi.
Onun ürettiği bardaklar dünyanın en prestijli restoranlarında kullanılıyor. Ancak artık dünyada çok ciddi bir rakibi var.
Paşabahçe’nin yarattığı yeni marka olan “Nude” dünyanın belki de en ince ve çok iyi tasarımlanmış şarap kadehini üretti.
Stem Zero adını taşıyan bardaklar dünyanın çok prestijli restoranlarına girmeye başladı. Üstelik Denizli’de üflenerek üretilen bardakların dünyaca ünlü bir tanıtıcısı da var. Yair Haidu bütün dünyada bu bardakları anlatıyor.
Nude’un ürettiği 3 viski bardağı da Independent gazetesince en iyi 7 viski bardağı arasında seçildi.
Diyeceğim, şu an bütün dünyada Avusturya’nın Riedel’i ile Türkiye’nin Nude’u büyük bir üst sınıf bardak savaşına girişmiş durumda.
BU FOTOĞRAF BANA İKİ ŞİİRİ HATIRLATTI
DÜN hep bu fotoğrafa baktım. İki büyük sanatçımız, hastanedeki Fatma Girik’i ziyarete gitmiş.
- Biri Fatma Girik... 76 yaşında... Yılanların Öcü... Postacı... Kanlı Nigar filmlerinin unutulmaz kadını...
- Öteki Türkan Şoray... 73 yaşında. Selvi Boylum Al Yazmalım’ın, sadece o bile yeter ama Vesikali Yarim’in, Gramofon Avrat’ın şahane oyuncusu...
Diğeri desen...
Filiz Akın... 76 yaşında... Memleketim’in, Almanyalı Yarim’in, Küçük Sevgilim’in, Gurbet Kuşları’nın unutulmayan kadını...
Nedense aklıma iki şiir geldi.
Biri büyük şair Behçet Necatigil’in size buradan sık sık aktardığım, “Çünkü asıl şiirler bekler bazı yaşları” şiiri.
Bir de Melih Cevdet Anday’ın “Fotoğraf” şiiri...
Hani şu “Dört kişi parkta çektirmişiz” diye başlayan, “Oysa hepimiz hayattayız” diye biten harika dizeler.
*
İçimden bu üç harika kadına merhaba demek geldi...
İPLİK FABRİKASINDAKİ AKGEZENLER ARASINDA KENDİMİ NASIL HİSSETTİM
BÜTÜN dünyada “Games Of Thrones” fırtınası estirilmeye başlandı. Bein bir kanalını tamamen yeni sezonun lansmanına ayırdı.
Ancak sezonun ilk açılışı geçen hafta Hasköy İplik Fabrikası’nda yapıldı.
Johnny Walker şirketi dizinin kahramanlarından biri olan White Walker (Akgezen) karakterinin adını taşıyan bir viski blendi üretti. İşte o nedenle iplik fabrikasında White Walker adlı bir parti düzenlendi. Son yıllarda İstanbul’da gördüğüm en güzel partiydi.
Fabrika baştan sona dekore edilmiş. Gerçekten insana dizideki karlı dünyada olduğu hissini veriyor. Çok genç ve güzel bir davetli grubu vardı.
İçeride kendimi biraz yaşlı hissetsem de bana çok iyi geldi.
