ANLATACAĞIM hikáye, 5 Ocak 1999'da New York'un ünlü restoranı ‘‘Harry Cipriani’’de başlıyor.
O gün öğle yemeğinde restoranın ünlü bazı müşterileri vardır.
Mesela Goldie Hawn ve eşi Kurt Russel oradadır.
Dünyanın en büyük kozmetik şirketlerinden Revlon'un sahibi Ronald O. Pererelman da oradadır.
Ve onun masasında tanıdığımız bir başka ünlü oturmaktadır.
Ünlü modacı Ralph Lauren.
O öğle yemeğinden itibaren olup bitenleri bize anlatacak kişi de Amerika'nın birçok dergisinde moda yazıları yayınlanan ‘‘moda gazetecisi’’Michael Gross'tur.
Gerçi kendisi ‘‘moda gazetecisi’’ kavramının bir oksimoron, yani birbiriyle uyuşmaz iki kelime olduğuna inanmaktadır, ama hayatını da bu meslekten kazanmaktadır.
* * *
Restorana biraz geç giren Gross, Ralph Lauren'i görünce, merhaba demek için masasına gider.
Birkaç cümle konuştuktan sonra, kendi masasına doğru giderken, Ralph Lauren arkasından seslenir ve şunu sorar:
‘‘Benim hayat hikáyemi yazar mısın?’’
Gross, ‘‘Tabii, ama bu konuyu biraz konuşmamız lazım’’ der.
İlk konuşmaları Ralph Lauren'in şirket müdürüyle yapar.
Konuşmanın ileri bir safhasında, müdür kitabı yazacak olan Gross'a şu soruyu sorar:
‘‘Peki Ralph'in özel hayatı ne olacak?’’
Gross, müdürün ne demek istediğini hemen anlar. Ralph Lauren'in bir süre önce, defilelerine çıkan Kim Nye isimli bir mankenle ilişkisi olmuştur.
Gross, ‘‘Hayatını yazıyorsak, elbette bu olayı da yazmamız gerekir’’ der.
Müdür, bir süre sonra yazarı arar ve ‘‘En iyisi siz bu konuyu Ralph'le yüz yüze konuşun’’ der.
* * *
20 Ocak 2000'de Ralph'in Madison Avenue'deki mütevazı ofisinde buluşurlar.
Ralph yemekte, ‘‘Hayatımdaki tek yanlış Kim'le olan ilişkimdi’’ der.
Bu ilişkiden dolayı çok pişmanlık duyduğunu itiraf eder. Çünkü 36 yıldır evli olduğu eşi, bu ilişkiden çok etkilenmiştir.
‘‘Bu ilişkiyi çok zor kabullendi. Evliliğimizi kurtardık. Ama ne zaman birlikte film seyrederken hikáyede bir aldatma olayı geçse, o yara yeniden açılıyor’’ der.
Ralph bu girişten sonra asıl derdine gelir:
‘‘Bu ilişki şimdi bir de kitaba girerse, o yara bir daha hiç kapanmaz.’’
* * *
Gross bir başka soru sorar:
‘‘Gardırobunda başka iskelet yok mu?’’
Ralph, ‘‘Hayır, başka hiçbir evlilik dışı ilişkim olmadı’’ cevabını verir.
O gün Ralph'in hayatı değil, sadece Kim konuşulur.
Ondan sonraki 9 ay da konu hep odur.
Ne zaman karşılaşsalar Ralph, ‘‘Kim Nye konusunda çok endişeliyim’’ diye söze başlar.
Sonunda iş zora girer ve Ralph Lauren, bu kitabın yazılmasına yardımcı olmaktan vazgeçer.
‘‘İstersen sen kendi imkánlarınla yaz. Ama ben sana yardımcı olamam’’ der.
Ama kapıyı biraz da aralık bırakmadan edemez.
‘‘Eğer görüşmek istediğin kişiler bana sorarlarsa, ben görüşün derim’’ der.
Ama netice olarak, Ralph Lauren, bu kitabın kendi bilgisi ve izniyle yazılmasını göze alamaz.
‘‘Hayatımın tek yanlışı’’ dediği kadın yüzünden.
Bu hikáyeyi, ABD'de geçen ay piyasaya çıkan ve Ralph Lauren'in hayatını anlatan ‘‘Genuine, Authentic’’ adlı kitapta okudum.
Sonra yaratıcı erkeklerin psikolojileri üzerine düşündüm.
Ralph Lauren gibi, hayatı dünyanın en güzel kadınlarıyla birlikte geçen bir modacının, 35 yıl boyunca evlilik dışında hayatına tek kadının girmesi gerçekten mümkün müdür?
Kitabın yazarı, ‘‘Gardırobunda kesinlikle başka iskeletler de vardı’’ diyor.
Ama Ralph Lauren bunu saklıyor. Saklıyor, ama aralarından birini de itiraf ediyor.
Şimdi bu psikoloji nedir?
Acaba kendini, en az eşi kadar, o kadına karşı da sorumlu mu hissediyor?
* * *
Soprano dizisinin baş kahramanı Tony Soprano, eşini sık sık aldatır. Ama bu ilişkiler, bir tarafından eşine dokunduğu anda öteki kadın biter.
Çünkü Tony Soprano eşine çok, ama çok düşkündür.
Dünyanın en çapkın erkeklerinin, eşlerine en düşkün erkekler olmasının bir izahı olmalıdır.