'Diriliş Ertuğrul'un kızı Amerika'da doğuyorsa

“Diriliş Ertuğrul” dizisinin başrol oyuncusu Engin Altan Düzyatan’ın eşi Neslişah Alkoçlar doğumunu Los Angeles’ta yapmaya karar vermiş.

Okurken içim burkuldu...



Hayır yanlış anlamayın, “milli ve yerli” değerlerin şampiyonluğunu yapan dizinin kahramanının eşi çocuğunu Amerika’da mı doğurur gibi ilkel bir soru sormayacağım...

Kendi kızıma ve torunuma yaptığım bir haksızlık yüzünden için burkuldu.

1990’lı yılların sonuydu. Kızım Gülümsün hamileydi.

Eşi Ercan’la doğumu Amerika’da yapmak için karar vermişlerdi.

Ancak o günlerde Hürriyet ile Sabah arasında büyük bir kavga sürüp gidiyordu.

Gülümsün’le Ercan’a “Şimdi bu Sabahçılar öğrenir, bize yüklenirler, sizi de çok üzerler” dedim.

Vazgeçtiler.

O günlerde aynı nedenden dolayı, kısa dönem askerlik hakkı çıktı çıkacakken Ercan da uzun dönem askerlik yaptı.

Ben bu yüzyılın çocuklarının küresel bir yarışmaya hazır olması gerektiğini düşünenlerdenim.

Anlayacağınız son günlerin çok moda “milli ve yerli” lafı benim bu anlayışıma uymuyor.

O nedenle Düzyatan ve eşi doğru yapmış.

Giderek kutuplaşan ve kabileleşen bu dünyada çocuklarına daha büyük bir dünyanın kapılarını açacak bir karar almışlar.


SEVGİ SARILMASI MI YOKSA KİME YAZIYORSUN MERAKI MI

DÜN Kelebek’teki bu fotoğrafa takıldım.



Gülben Ergen tatilde sevgilisi Burak Törer’e sırtından sarılmış.

Kelebek bunu şöyle yorumlamış:
“Ergen şezlongdan kalktı onu öptü. Törer de bu sevgi gösterisine ona sarılarak cevap verdi.”

Arkadaşlar ben bu fotoğrafta başka bir şey görüyorum.

Gülben sarılmış ama gözü sevgilisinin elindeki cep telefonunda.

Sanki sevgi sarılışından çok kimle yazışıyorsun merakı...

Hemen söyleyeyim...

Bir kadınla bir erkeğin gözleri birbirinin cep telefonundaysa...

I-ııh... O ilişki zor yürür. 


ANLAMADIM İTTİFAKA NEDEN İHTİYAÇ KALMADI

İYİ Parti sözcüsü “İttifaka ihtiyaç kalmadı” dedi ya...

Önce üsluba itirazım var.

Seçimde kader birliği yapmış, güzel jestler yapmış partiler daha zarif ifadelerle anlatabilirler durumu.

Ama asıl sorum o değil...

İYİ Parti’nin seçim sırasında söylediği sözlere, yaptığı eleştirilere bakıyorum...

Bunlara karşı bir araya gelindiyse...

Şimdi o şartlar ortadan kalktı mı ki böyle hiç de zarif olmayan bu ifadeyle sonlandırılıyor bu ittifak...

Acaba başka bir yere göz kırpma mı var...


KIRKPINAR LOGOSU '300 SPARTALI' GİBİ

DMAX bu yıl Kırkpınar güreşlerini canlı yayınlayacak.

Kanalda bunun tanıtımını yapıyorlar.

Bir de bu logoyu hazırlamışlar.



Çok beğendim...

Kırkpınar’ın ruhunu çok iyi yansıtan bir logo olmuş...

“300 Spartalı” filminin esprisinde bir tanıtım...

Kim hazırladıysa kutlarım...

Tabii Kırkpınar’a her yıl biraz daha küresel espri getiren Edirne Belediyesi’ni de kutlarım.


BUGÜN ROGER WATERS YARIN THE CURE, ÖBÜR GÜN

BUGÜNDEN itibaren 3 gün Londra’dayım.

British Summer Festivali çerçevesinde 3 gün boyunca Hyde Park’ta 200 bine yakın insanla birlikte konser dinleyeceğim.

BU AKŞAM: Roger Waters konseri var. Pink Floyd şarkıları çalacak.

Üç yıl önce Desert Trip’te dünyanın en büyük dijital duvarını kurmuştu. Aynısını yapacak.

Alt grup olarak da Interpol var.

YARIN: The Cure’un 40’ıncı yıl konseri.

Grubu ilk defa sahnede izleyeceğim.

Line Up’ına baktım.

“Friday I’m In Love”, “Boys Don’t Cry” ve “Pictures Of You” var.

Alt grup olarak da çok sevdiğim Editors var.

İnşallah “Ocean Of Night”ı da söylerler...

PAZAR: Eric Clapton, Santana ve Steve Winwood...

Üç gün iyiyiz yani...


'HAT TRICK'TE HANGİSİ EN HIZLI SOLD OUT OLDU 

BU konserleri ilk açıklandığı günden beri izliyorum. Böyle üç konserin arka arkaya gelmesi kolay değil.

Üç yıl önce Desert Trip adı altında Rolling Stones, Bob Dylan, Paul McCartney, Neil Young, Roger Waters ve The Who’yu dinlemiştim.

Ondan sonra ikinci hat trick bu...

Üçlüden biletleri en hızla sold out (tükenen) The Cure oldu.


İLK FIRSATTA

ÖNCEKİ akşam programımda Selda Bağcan konseri vardı.

İyi hazırlanmıştım.

Ama son anda viral bir durum nedeniyle doktora gitmek zorunda kaldım. Ama programa yazdım.

İlk fırsatta Selda konserine gidilecek.

Özellikle remiksler için...


İNSAN KAÇ YAŞINDA 'KURUCU BABA' OLABİLİR

AMERİKA Birleşik Devletleri, bağımsız bir devlet olarak 4 Temmuz 1776’da kuruldu.

Bağımsızlık bildirgesini hazırlayanlara “kurucu baba” deniyor.

Scott Conger Twitter’da Amerikan “kurucu babalarının” o tarihte kaç yaşında olduğunu çıkarmış.

James Monroe 18
Aaron Burr 20
Alexander Hamilton 21
James Madison 25
Thomas Jefferson 33
John Adams 40
Paul Revere 41
George Washington 44

Atatürk Cumhuriyet’i kurduğunda 42 yaşındaydı...

Bense o yaşlarda sadece Ankara’da “Tüketiciler Derneği”nin kurucu babası olabildim...