Paylaş
Bu milletin en büyük kahramanına, bu milletin tarihinin en şanlı dönemine öyle bir iftira attı ki...
*
Önce teşekkürler Yılmaz Özdil kardeşim...
Dün öyle bir yazı yazdın ki, bu milletin vefalı yurttaşlarının içine su serptin.
Olay şu...
*
Çanakkale’de bir öğretim üyesi...
Üstelik ilahiyat hocası...
Çıktı, 1924’te, yani Kurtuluş Savaşı’nın henüz bittiği yılda...
Yani Cumhuriyet’in henüz kurulduğu günlerde...
Yani Büyük Kurtarıcı’nın başta olduğu dönemde...
“Çanakkale’de bazı camiler genelev yapıldı” dedi.
*
Önce Yılmaz Özdil sordu:
Nerede bu genelev gösterin...
Gösteremediler.
Sonra bir milletvekili devlete sordu.
Türkiye Cumhuriyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü resmi yazı ile cevap verdi.
“Yok böyle bir şey...”
*
İftiracılar dediler ki:
“Mehmet Âkif’in Sırat-ı Müstakim adıyla çıkardığı, sonradan Sebilürreşad olan dergide çıktı...”
*
İstanbul’un Bağcılar Belediyesi bu derginin bütün sayılarının tıpkıbasımını yapmıştı.
İşte o Bağcılar Belediyesi de resmen açıkladı:
“Derginin bütün sayılarını taradık, böyle bir şey yok...”
*
- Soran gazeteci muhalif bir kişiydi.
- Soran milletvekili CHP’liydi...
- Cevap veren devlet dairesi AKP’li hükümetin yönetimindeydi.
- Son cevabı veren belediye başkanı AKP’liydi...
Bu iftiraya karşı, muhalefetiyle, iktidarıyla bir millet imecesi oluştu yani...
*
Millet ve devlet iftiraya karşı üzerine düşeni yaptı...
İftiracı arkadaş...
Sen sözde ilahiyatçı bir hocasın değil mi...
Yani bu milletin çocuklarına ahlak öğretiyorsun güya...
İnancımızı öğretiyor-
sun, öyle mi...
*
O zaman yap bir son mertlik, çık hiç olmazsa şu milletin önüne ve özür dile...
*
O mertliği yapacak cesaretin, ahlakın, vicdanın yoksa...
Hiç olmazsa o öğrencinin önüne çıkma...
EFSANE YAYIN YÖNETMENİNİN ÇOK BEĞENDİĞİ FOTOĞRAF
BU hafta Hürriyet Pazar’da en ilgimi çeken yazılardan biri, Ali Tufan Koç’un modern dergi yayıncılığının efsane ismi Tina Brown’la yaptığı mülakattı.
Vanity Fair dergisinin eski editörü Brown, her yıl “Dünyada Kadınlar” başlıklı bir panel düzenliyor. Ali Tufan Koç, ona bu yıl 8 Mart günü Beyoğlu’nda yapılan kadın yürüyüşünün 11 Mart günü Hürriyet Pazar’ın kapağında yayınlanan fotoğrafını göstermiş.
Tina Brown’ın tepkisi şu olmuş:
“Muhteşem bir manzara bu. Bundan daha güzeli olabilir mi? Bu görseli
bana da gönderir misin? Konferansta açılış videosunda
göstermek isterim.”
Bu yıl 8 Mart günü, kadın hareketi konusunda bir milat oldu.
Gerçek yeni Türkiye’nin tarihini moderni ile, muhafazakârı ile Türk kadını yazacak...
GÜNÜN TARTIŞMASI
OSMAN HOCA 7 BİN 500 ADIMI RESMEN KABUL ETTİ Mİ
IWATCH olayı hayatımıza girdiğinden beri çevremdeki herkeste bir “10 bin adım atma” saplantısı var... Herkesin gözü her saniye kolundaki dijital sağlık ölçerde...
Kaç adım attı, nabzı kaç oldu, en yüksek kaç, en düşük ne...
Osman Müftüoğlu önceki “kilo anayasası”nı yayınladı...
15 maddelik anayasanın 12’nci maddesi şu: “Günde 7 bin 500 adım atacaksınız...”
Arkadaşlar “yeni orta yaş” savaşından sonra ikinci zaferimi de kazandım... Şimdi sıra, kilo anayasasının 3’ncü maddesi olan “Alkolden uzak dur” kanununu biraz yumuşatmak... Günde bir kadeh viski, iki kadehçik şarap hocam...
Yani geçen yaz o eski güzel günlerde olduğu gibi, elimizde bir kadeh... Bu mutluluğu bize çok görme hocam... Aha yaz geldi, şuracıkta kapımıza dayandı...
OSMAN HOCA:
ONU KİLO İÇİN SÖYLEDİM
KONUYU anında Osman Hoca’ya açtım... Cevabı şu: “Ben onu kilo vermek için söyledim.”
Osman Hoca anayasasının bu maddesinin gerekçeli kararı şöyle:
- Paslanmamak için: 5 bin adım.
- Yağlanmamak için: 7 bin 500 adım.
- Yaşlanmamak için: 10 bin adım.
CEKET Mİ ÇOK KISA, GÖMLEK Mİ UZUN
FRANSA, Suriye bombardımanını unuttu, cumhurbaşkanının ceketini konuşuyor.
Geçen akşam çıktığı bir televizyon kanalında giydiği elbise.
Ceketin sırtında, terzi deyimi ile muazzam bir pot var.
Ayrıca gömlek kolu anormal şekilde çıkmış.
Tartışmanın konusu ise şu:
Ceketin boyu mu çok kısa...
Yoksa gömleğin kol boyu mu anormal uzun...
Ülke Fransa olunca...
Maksat da giyim ve moda olunca...
Gerisi teferruat...
PULİTZER ÖDÜLÜNÜ 8 MARTÇILAR KAZANDI
BU yıl Pulitzer ödülünü New York Times gazetesi ve New Yorker dergisinin gazetecileri kazandı.
Ödülü Hollywood tarihinin en büyük tacizcisi Weinstein’la ilgili haberleri yazan üç gazeteci aldı.
New York Times muhabirleri Megan Twohey ve Jodi Kantor...
İkisi de kadın.
New Yorker muhabiri Ronan Farrow...
Genç bir erkek gazeteci... Üçü de yeni nesil gazeteciler...
Sonuç şu:
- Tacizciler kaybetti.
- Kadınlar kazandı.
- Gazetecilik ölmedi.
POP KÜLTÜR ATASÖZLERİ
- “Sen, kendinin tek örneğisin. Bu dünya sana göre değilse, kendi dünyanı yarat.”
(“England is Mine”, Smiths topluluğunun kurucusu Morrissey’in çocukluk yıllarını anlatan filmde annesi Morrissey’e söylüyor.)
*
- “Bazen vicdanımdan nefret ediyorum.”
(“Californication” dizisinin kahramanı Hank Moody.)
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş