Paylaş
Bana darbeci diyeceklermiş, şu etiketi yapıştıracaklarmış, bunu diyeceklermiş hiç umrumda değil.
Şurama kadar gelen lafı söylemezsem, kendimi vicdanıma karşı yenik hissederim.
Doksan küsür yaşını geçmiş iki insanı “Müebbete mahkum ettirdik” diye böbürlenecek adamlar, kadınlar çıkabilir.
Ben onlardan değilim.
Ben 12 Eylül 1980’den öncesini yaşayan bir insanım.
O günleri biliyorum.
Bugünü yaşıyorsam, fazladan yaşıyorum diyenlerden biriyim.
En sevdiğim arkadaşlarımdan Bedrettin Cömert’i o pis terör günlerinde kaybetmiş bir insanım.
Bugün çıkıp bana, “Ama darbe oldu” diyen varsa, “Senin yaşın kaç kardeşim” derim.
Ortadoğu toplumları böyledir…
Maalesef böyledir.
Otuzbeş yıl önce yüzde 92’si çıkar, “Bizi kurtardın” diye bağırır…
Anayasa referandumu yapılır.
Yüzde 92’si “Bizi kurtaran bu insanları yargılamayacaksınız” diye oy verir.
Aradan 35 yıl geçer…
Bu defa yüzde 58’i “onlar da yargılansın” diyen bir Anayasa'ya, ne dediğini de tartışmadan evet der.
Sonra 90 küsür yaşındaki iki insanı müebbete mahkum edersiniz.
Biri de çıkar derse ki, “Ey halkım sen kimi neye mahkum ettin” cevap veren de çıkmaz.
Ortadaki bir kaç rövanşist bas bas bağırır ve sadece onu işitirsiniz.
“Zamanın ruhu” işte böyle bir şeydir.
Otuz beş yıl önce hayatımı kurtardı diyen insanları, 35 yıl sonra “Darbeci” diye yargılar, müebbete mahkum eder.
Böyle dendiğinde merak ederim.
“Acaba bugünün Başbakanı Tayyip Erdoğan, 12 Eylül 1980 sabahı gerçekten ne hissetmiştir…”
Sadece insanlar sahtekâr olmaz..
Toplumsal, kollektif riyalar da vardır.
Bugün burnunun direğini kıran ayakkabı kokularını hissetmez de, 35 yıl öncesinin kan kokularını ciğerinde hisseder…
Bugün sıfırlanan milyarları görmez de, 90 yaşındaki yatalak insanların sırtına yüklediği müebbetlerden, kendi ayakkabı ve ayak kokularını giderecek deodorantlar imal etmeyi çok iyi bilir..
Ben 66 yaşındayım…
Hayatım darbelerle mücadele ile geçti…
Ama bu mücadele beni, 90 yaşındaki insanlar sırtından ellerimi yıkayacak kadar riyakâr yapamadı..
Gidin, 50 yaşın üstündeki samimi ve dürüst insanlara sorun…
“Kenan Evren’i nasıl bilirdiniz diye” sorun…
Bugünün hırsızlıklarını yargılayamayan toplumlar 35 yıl öncesinin olayları ile elini yıkamaya çalışıyorsa, o toplumlar riyakârdır…
Tarih bunu böyle yazar…
Paylaş