GAZETECİLİĞİ "Ergenekon davasından", oradan buradan sızdırılan "ortam dinlemelerinin" sorgusuz sualsiz nakledilmesinden ibaret sananlar, bu yazıyı dikkatle okumalıdırlar.
Türk basınında 24 saat içinde çok önemli 2 gazetecilik olayı yaşandı.
Biri Türkiye’nin en etkili ekonomi gazetesi olan "Referans"ın ortaya çıkardığı skandaldı.
Olayı izlemeyenlere tekrarlayayım.
Ülkenin en güvenilir kurumlarından biri olması gereken Türkiye İstatistik Kurumu, önceki gün sanayide büyüme rakamlarını açıkladı.
Kurumun açıkladığı rakama göre, sanayi üretimi aralık ayında yüzde 11.9 düşmüştü.
Açıklanan rakam, ekonomiyi yakından takip edenler için, tam anlamıyla bir sürprizdi.
Çünkü sanayideki gerileme, beklenenden çok daha az düzeydeydi ve bu rakam Başbakan’ın "Kriz bizi teğet geçti" sözüne hak verecek düzeydeydi.
Nitekim bazı yorumcular, hemen televizyon ekranlarına geçip, "Kriz dibini gördü" müjdesini verdi.
* * *
Aynı saatlerde "Referans" gazetesinin yazı işleri toplantısında ise çok farklı bir tartışma yaşanıyordu.
Orada yaşananların hikáyesini dün Eyüp Can’ın gazetedeki köşesinde okudum.
Sanayideki gerilemenin bu kadar düşük düzeyde kalmasının nedeni, tekstilde yüzde 40 büyümenin sağlanmasıydı.
Referans’ın deneyimli editörü Bahadır Özgür, şüpheci bir ifadeyle şunu söyledi:
"Tüm sektörler baş aşağı çakılırken, tekstil sektörünün aralık ayında yüzde 40 gibi anormal bir büyüme yakalamasını destekleyecek hiçbir veri yok. Bunu mercek altına almalıyız."
Yazı işleri masası ikiye bölündü.
Bir kısmı tekstil sektörünü alkışlamak gerekir derken, öteki bölümü "Bu rakam doğru olamaz" havasındaydı.
Bunun üzerine sektörün alt rakamlarına baktılar.
O an karşılarına çok farklı rakamlar çıktı.
Hazır giyim sanayii yüzde 19, deri ise yüzde 18.9 daralmıştı.
Bu durumda tekstilde yüzde 40’lık büyüme nasıl olabilirdi?
* * *
Bunun üzerine bir başka deneyimli editör Şebnem Turan sektörün önde gelen kişileri ile konuşmaya başladı.
Sektörün içindeki insanlardan gelen cevap şuydu:
"Bu rakam çok mantıksız. Hazır giyim imalatı düşerken kumaş ve hammadde kısmı artıyor."
Bir başka işadamı ise, "Ben hammadde satıyorum. Artış olsa ben fark ederdim" diyor.
Gazeteci son olarak rakamı açıklayan TÜİK yetkilisini arayıp, "Biz bu rakamın nereden çıktığını bulamadık. Bize biraz açıklar mısınız" diyor.