Paylaş
“Büyük İslam âlimlerinden Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri’nin torunu ve kamuoyunda ‘Süleymancılar’ olarak bilinen Süleymanlı Cemaati’nin lideri Arif Ahmet Denizolgun 61 yaşında hayatını kaybetti.”
Yani aşağı yukarı bütün muhafazakâr medya onu “Süleymancılar cemaatinin lideri” olarak tanımladı.
***
Cenaze aynı gün Üsküdar’daki Selimiye Camisi’nden kaldırıldı.Çok büyük bir kalabalık vardı. Bütün haberleri okudum. Şu noktalar dikkatimi çekti:
***
- Geçtiğimiz yıllarda böyle bir cenaze olsaydı, AKP’nin üst kadrosu tamamen burada olurdu.Oysa bu cenazeye katılan üst düzey tek siyasetçi yoktu.
***
- Dün Kocatepe Camisi’nin imamının cenazesine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Süleymancı cemaatinin liderinin cenazesine gitmedi.
***
- Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, bir taziye mesajı yayınlamıştı. Buna karşılık İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın mesajını hiçbir internet sitesinde görmedim.
***
- Denizolgun MHP’ye yakın bir kişilikti. Meral Akşener bir taziye mesajı yayınlamıştı.Ama Bahçeli’ninkine de rastlamadım
***
Son günlerde AKP içinden, artık cemaatlere karşı daha mesafeli durulacağı gibi bazı sinyaller geliyordu.Acaba bu cenaze, onun ilk işareti miydi?
***
Tarikat cenazeleri hakkında analiz yapacak kadar bilgim yok.Kesin bir şey söyleyemem. Sadece gözlemlerimi aktarmakla yetineceğim.
***
Cevabını gelecek günler verecek.
EN ÇOK MERAK ETTİĞİM SORU: KİMDİR BU HAVA KUVVETLERİ İMAMI
HÜRRİYET yazarı Abdulkadir Selvi sadece bir cümle yazdı ve çekildi:
“Hava Kuvvetleri imamı olarak bilinen Adil Öksüz iki taraflı mı oynuyor?”
15 Temmuz gecesi yakalanıp, sonra skandal biçimde bırakılan bu kişi hakkında son günlerde Ankara’dan kulağıma çok ilginç şeyler geliyor.
Acaba bu kişinin MİT’le bir ilişkisi olabilir mi.
MİT’çiler gayriresmi biçimde “Bizimle ilgisi yok” diyorlar ama bu söylentiler de giderek büyüyor.
Böyle bir ilişkinin izi bulunursa 15 Temmuz gecesinin hikâyesi bambaşka bir görünüm alabilir.
Acaba diyorum...
Şu günlerde yakalanması kimsenin işine gelmiyor mu...
BU POSTERLE AKILLI MÜCADELE ETMENİN YOLUNU BULMALIYIZ
İNGİLİZ, Times gazetesinin dünkü birinci sayfasının üst tarafı tamamen iki fotoğrafa ayrılmıştı.
Asya Ramazan Antar isimli Kürt kadın, IŞİD’e karşı savaşırken ölmüş.
Bu kadın, Suriye’deki Kürt kadın savaşçıları anlatan bir posterin de yüzüymüş.
Son bir buçuk yıldır yurtdışında karşıma hep IŞİD’e karşı savaşan “laik Kürt kadın savaşçı” figürü çıkıyor.
Bu figürün çok etkili olduğunu görüyordum ve tanıdığım AKP’lilere bunu anlatıyordum.
Dün bu gözlememin somut halini Times’ın birinci sayfasında gördüm.
Diyorum ki Türkiye, Suriye’de IŞİD’e karşı savaşırken, Kürtlere karşı siyasetini de çok dikkatli götürmelidir.
Suriye’de erkek savaşçılara karşı askeri bir zafer kazanmakta olduğumuz kesin.
Ama bu kadın imajına karşı askeri zafer kazanmak o kadar kolay değil.
DÜŞÜNDÜĞÜNÜ YAZMAYA KORKAN YAZAR SUSSUN MU
YENİ romanı çıkan Salman Rüşdi Fransız Paris Match dergisine verdiği mülakatta şunu söylüyor:
“Ciddi yazarlar söylemek istediklerini söylerler. Kendi kendilerini sansür etmezler. Otosansür bir tür ölümdür. Onlara şunu söylemek isterim. Söylemek istediğinizi söyleyemiyorsanız, susun.”
Kırk sekiz saattir bu üç cümle üzerinde düşünüyorum.
Susmak mı...
Yoksa en azından söyleyebildiğini söylemeye devam etmek ki...
Cevabını bulursam yazacağım...
Tabii bu bile, cevabımın ne olabileceği konusunda şimdiden fikir veriyor.
BU FİLMLERİ 4 YILDA KAÇ KİŞİ SEYRETTİ
YOUTUBE’da bu filmlerden ilk 5’ini izleyenlerin dün itibariyle sayısı şöyleydi:
- Hababam Sınıfı 5.2 milyon
- Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı 3.8 milyon
- Hababam Sınıfı Tatilde 2.5 milyon
- Hababam Sınıfı Uyanıyor 1.3 milyon
Son bir yıl içinde sadece YouTube’a konan filmlerin tamamı 20 milyon kere seyredilmiş.
1975’te çıkan ilk film 28 hafta boyunca vizyonda kalarak Türk sinema tarihinin en büyük rekorunu kırmıştı.
Filmler yıllar boyunca televizyonlarda da gösterildi.
Tahminim 41 yıl boyunca Hababam Sınıfı filmlerini seyreden insan sayısı 100-150 milyon arasındadır.
Paylaş