Paylaş
Çünkü İngiltere’nin büyük patronlarının en azından bir kısmı Pink Floyd kuşağından...
O patronlar acaba Roger Waters eline üzerinde “Dünyayı domuzlar yönetiyor” pankartını alıp ekrana ABD Başkanı Trump’ın domuz şeklindeki fotoğrafını koyduğunda ne hissetmiştir?
Eminim “Ohh” demişlerdir...
*
İngiltere’nin en büyük patronlarının başı büyük dertte.
Olay şu...
ABD Başkanı Trump önümüzdeki hafta resmi ziyaret için Londra’ya geliyor.
Burada İngiltere’nin en büyük patronlarıyla da buluşmak istiyor.
*
İngiltere Başbakanı Theresa May bir yemek düzenleyecekmiş.
150’ye yakın işinsanına davetiye gönderilmiş.
*
Sorun şu.
Büyük patronların büyük bölümü, bu yemeğe katılma konusunda pek istekli değil.
Çünkü “Trump’la aynı karede görünmenin itibarlarını olumsuz etkileyeceğini” düşünüyorlarmış.
*
Tabii bu çok zor bir karar.
Davetli şirket CEO’ları arasında GlaxoSmithKline gibi bir ilaç devi, Goldman Sachs, Barclays gibi finans devleri, Diageo gibi içecek devi, Airbus gibi havacılık sanayisinin patronları da var.
Bu şirketlerin her biri Amerikan pazarında da iş yapıyor.
O nedenle CEO’lar yemeğe katılmadıkları takdirde Trump’ın Twitter mesajlarıyla kendilerine savaş açmasından çekiniyorlar.
*
Anlayacağınız tam iki ateş arasındalar.
Bir tarafta kamuoyunun, müşterilerinin, kendi çalışanlarının gözünde itibar kaybetmek...
Öteki tarafta ABD Başkanı’nın hışmına uğramak...
Ama yine de demokrasi ve özgürlük harika bir şey. Daha şimdiden bazı CEO’lar mazeret bildirmişler.
Ötekiler de hiç olmazsa kapıda ve içeride fotoğraf çekilmesinin engellenmesini istemişler.
LONDRA FISILTISI
- BU smokinli gecede esrarengiz bir durum var.
Yemeğin, “Londra’ya bir veya iki saat mesafede bir yerde” verileceği belirtilmiş.
Yeri güvenlik nedeniyle son anda bildirilecekmiş.
Herkes bu yeri merak ediyor.
Financial Times gazetesi satır arasında şunu yazdı.
Trump, Churchill’in hayranıymış.
Yemek büyük ihtimalle onun bir zamanlar evi olan yerde olacakmış.
BUNCA HAKARETE İŞTE BU SAYEDE KATLANIYORUM
75 yaşındaki bu adam bana iyi geliyor...
Bütün dünya ve özellikle Filistinliler için itirazını dile getirişindeki kararlılık ve estetik bana umut veriyor.
Konserde ekrana İngiltere Başbakanı Theresa May’i yerden yere vurdu.
Belki de sesi başbakanın oturduğu 10 Downing Street’ten bile duyulmuştur...
Ne oluyor?
Roger Waters yıllardır bu konserleri vermeye devam ediyor. Bazen arkadaşlarım soruyor.
Instagram’da, sosyal medyada sana yapılan hakaretlere, atılan iftiralara nasıl dayanıyorsun? Neden silmiyorsun o hakaretleri?
İşte bu konserleri izlediğim, dünyanın en büyük devlet insanlarına yapılan bu eleştirileri gördüğüm için...
Bunları hissedince tabiatıyla kendi kendime soruyorum.
Hayatlarının başındaki çocukların üniversite mezuniyet törenlerindeki esprilerine daha hoşgörülü davranılsa kime zararı olur...
Bu çocuklar için hemen savcılar devreye gireceğine bıraksalar, aileleri, bizler söylesek yanlışlıklarını...
Daha iyi olmaz mı...
GÜNDÜZ KONSERİ GÜNDÜZ MAÇLARI GİBİ OLUYOR
ÖNCEKİ akşam Hyde Park’ta Roger Waters konserindeydim.
Tabi burası Londra...
Akşam saat 22.00’de bile hava aydınlık.
Bu konseri 3 yıl önce Desert Trip’te aynı dijital duvar ve sahne önünde izlemiştim.
Konser aydınlıkta başlayınca önce büyük bir düş kırıklığına uğradım.
Dijital şovda görüntüler silik...
İnsan bir türlü havaya giremiyor.
Ancak ikinci bölümde hava kararınca yine o muhteşem Roger Waters ve Pink Floyd atmosferi geri geldi.
24 HAZİRAN’DA BİZ OY VERİRKEN FEMİNİSTLER NEYİ KUTLUYORDU
BÜTÜN dünyadaki erkek milleti üzerinde belki de AIDS’ten bile büyük travma yaratan o meşum olayın üzerinden tam 25 yıl geçmiş.
Bugün size bu tarihi olayı hatırlatacağım.
*
Olay 23 Haziran 1993’ü 24’e bağlayan gece saat 03.30’la 04.30 arasında meydana geldi.
O gece Lorena Bobbit isimli 24 yaşında bir kadın, John Wayne Bobbit isimli 26 yaşındaki kocasının penisini kesti.
Olay ABD’nin Virginia eyaletinin Manassas şehrinde meydana geldi.
Kocasının penisini bıçakla kesen kadın 1991 model Mercury Capri arabasına bindi.
Bir süre gittikten sonra, elindeki penisi camdan dışarı attı. Polis kayıtlarına göre Lorena Bobbit, oraya kadar elinde getirdiği penisi, sürücü tarafındaki camdan araziye fırlatmıştı.
Yine polis kayıtlarına göre penis, orada bulunan “7 Eleven” mağazasının önündeki çimin üzerine düştü.
Adamın mağazanın önüne atılan penisine gelince...
Polis yaptığı araştırma sonucunda çimlerin arasındaki penisi buldu. Penisin küçük olmamasının, kolayca bulunmasında etkili olduğu da raporlara geçti.
*
Bulunan penis süratle Prince William Hastanesi’ne götürüldü ve başarılı bir ameliyatla tekrar yerine monte edildi.
Dikişi ürolog James Sehn, estetik düzeltmeyi ise plastik cerrah Dr. David Berman yaptı.
Bu tarihi operasyon 9.5 saat sürdü.
*
Kadın, kocasının o gece kendisine tecavüz ettiğini ileri sürmüştü. Kocası 11 Kasım 1994 günü çıkarıldığı mahkemede jüri tarafından suçsuz bulundu.
Kararı veren jüride 9 kadın 3 erkek üye vardı.
*
Bundan iki ay sonra kocasının penisini kesen kadın da mahkeme önüne çıktı. O da jüri tarafından suçsuz bulundu.
Bu kararı veren jürinin 7’si kadın 5’i erkekti.
Olay bütün Amerika tarafından büyük ilgiyle izlendi.
Lorena taraftarları ona destek vermek için mahkeme salonunun önüne penis şeklindeki sosislerle gelip gösteri yaptılar.
Üzerlerine “Love hurts” yani “Aşk acıtır” yazılı tişörtler giydiler.
*
CNN bu duruşmaları kesintisiz canlı verdi. Program sadece bir kere o da çok kısa süre için kesildi.
O sırada Başkan Clinton, nükleer silahsızlanma üzerine tarihi kararını açıklıyordu.. Ancak izleyicilerinden gelen “Kes kes” telefonları üzerine CNN Başkan Clinton’ın basın toplantısını kesip yine penis davasına bağlandı.
*
Amerikan Anayasa Mahkemesi’nin bir üyesi Lorena’nın yaptığı şeyi “devrimci bir hareket” olarak niteledi.
Evet biz 24 Haziran günü vatandaşlık görevimizi yerine getirmek üzere sandığa giderken, dünya feministleri bir gün önce işte bu tarihi zaferin 25’inci yılını kutluyordu.
İTFAİYECİLER LGBT RENKLERİYLE YANGINI SÖNDÜRMEYE GELİRSE
DÜN Londra’da 3 büyük olay vardı... Bir yandan Wimbledon tenis turnuvası...
Öte yanda “British Summer” konserleri...
Ve LGBT yürüyüşü...
Yürüyüşün en renkli katılımcıları herhalde Londra itfaiyecileriydi... Gökkuşağı renklerine boyanmış yangın söndürme araçları ve itfaiyeciler bana bir kere daha şunu gösterdi.
Demokrasi bu ülkede doğdu...
Ve bu ülkede hâlâ yaşıyor...
RTÜK KLİPTEKİ ŞEFE KAÇ MİCHELİN YILDIZI VERDİ
RTÜK Katy Perry’nin “Bon Appetit” şarkısının klibini gösteren NR 1 TV’ye 17 bin lira para cezası kesmiş. Gerekçe de şuymuş:
“Kadın bedeni yiyecekle ve cinsel iştah, istek, yeme isteği ile ilişkilendirilmiş.
Aydıca şarkıdaki “Sayende açık büfe gibi yayıldım, afiyet olsun bebeğim” nakaratına da fena takılmışlar. Ayrıca ten rengi mayoyu da fazla çıplak beden gibi görmüşler.
Neyse klibin fotoğrafı bu...
Bence dünyanın en iyi 50 restoranı arasına girecek bir sahne değil ama bir Michelin yıldızını hak ediyor... Doğrusu RTÜK’ü yadırgadım.
MUSTAFA SANDAL-EYPİO DÜETİ OLMUŞ MU? OLMUŞ
DÜN sabah itibariyle streaming platformlarına Mustafa Sandal’ın “Reset” adlı yeni şarkısı kondu.
Mustafa ilk şarkısından beri hep yenilikler peşinde koşan bir sanatçı.
Dünyadaki ikili, üçlü şarkı akımına o da girdi.
Bunun için de kendine en uygun ismi seçmiş.
Eypio ile birlikte söylüyor.
Şarkının en güzel yanı, her ikisinin de özelliklerini koruyarak düet yapmaları. Mustafa’nın bütün şarkılarını çok severim.
Eypio da bana göre Türkiye’nin Kendrick Lamar’ı...
İkisini bir arada çok sevdim.
Paylaş