Paylaş
Fena halde renklere takıyorsunuz.
Mesela, Japonya’da bir nükleer katastrof meydana geliyor, tsunami Alman siyasetini vuruyor. Birden yeşil renge dönüşüyorsunuz, seçimde Yeşil Parti yükseliyor.
Türk siyaseti ise siyah beyaz film gibidir. “Beyaz” dürüstlüğü, “siyah” ise “kötülüğü, yolsuzluğu” anlatır.
Herkes kendi rengini “beyaz” öteki partilerin hepsini ise “siyah” olarak görür.
Tabii ki nükleer tsunami Türk siyasetini de etkiledi. Japonya’daki faciadan sonra Türkiye’deki çevreciler de harekete geçti.
Gösteriler yaptılar, itiraz ettiler ...
Peki sonuç ne oldu?
Daha önce 3 nükleer santral yaptırma kararı almış olan hükümet, buna bir tane daha ekleyerek 4 nükleer santral yaptırılacağını açıkladı.
Daha da komiği var. Türk enerji bakanı “Korkmayın nükleer santraller hiç tehlikeli değildir” dedi.
Bunu da halka şu muhteşem örnekle anlattı: “Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırmaya göre, bekar yaşamak insanların ömrünü 6 yıl kısaltıyormuş. Sigara içenler 2,3 yıl, yoksullar 700 gün, alkol kullananlar 130 gün daha az yaşıyormuş.”
Tahmin edin bakalım Türk bakana göre nükleer santraller insanın ömrünü ne kadar kısaltıyormuş: Sadece 0,03 gün. Yani 43 dakika… Türkiye’de hesap böyle…
Gelelim 500 bin euroluk soruya: Japonya’daki nükleer tsunami, Türkiye’de 12 Haziran’da yapılacak milletvekili seçimlerini nasıl etkileyecek?
Banko cevap şu: 4 nükleer santral yaptıracağını ilan eden Ak Parti’nin oyları artacak.
Çünkü bizim siyasetimizde “yeşil” renk, doğal çevreyi değil, “İslami çevreyi” anlatır.
Paylaş