Paylaş
*
Diyor ki:
“Uçak kazasından sonra ortaya saçılan o iğrenç mesajlardan gözünle gördüğün oldu mu?”
Twitter’da yüzlercesi vardı...
“Hayır, robotların değil, gerçek kişilerin yazdığı mesajları kastediyorum” dedi...
*
Arkasından da şu çok iddialı cümleler geldi:
“Ben aradım aradım, bir tane gerçek mesaj bulamadım...”
*
Devam etti:
“Sanki birileri polarizasyonu körüklemek için böyle bir mit uydurdu gibi geliyor bana...”
*
Bir de şunu ekledi:
“Mesela, normalde Akit’ten beklenen nedir? ‘Ahlaksız parti dağda bitti’ gibi felaket bir manşet değil mi? Ama onlar bile girmedi bu topa...”
*
Böyle bir şey olabilir mi...
Hayatını trolleşmeden kazanan karanlık kişiler böyle bir şey yapabilir mi...
*
Niye olmasın...
Karanlık kişi karanlık kişidir, yapabilir...
*
Sonra düşündüm ve o arkadaşıma şunu söylemeye karar verdim:
Muhafazakâr kesimin yazarları da bu vicdansız mesajlardan rahatsızsa...
Bu mesajların arkasındaki karanlık kişilere karşı birlikte tepki vermek...
*
İşte sorun burada düğümleniyor...
Biliyorum, eminim iktidar yanlısı medyada da bu mesajlardan rahatsız olan çok insan var... Ama nedense yeterince yüksek sesle bunu söylemeye çekiniyorlar... Çünkü troller onları da sindirdi...
*
Geçmişte AKP’nin en güçlü isimlerine bile karşı insafsız bir kampanya yapan bu pespaye yeraltı trol çetesinin kendilerine de aynı şeyi yapmasından korkuyorlar...
*
Tabii onlar sustukça, bu iğrenç mesajlar ne yazık ki, sanki o tarafta kabul görüyormuş gibi bir durum ortaya çıkıyor...
*
Ama bilelim ki, bu karanlık kişilere karşı ortak bir vicdan cephesi oluşturamazsak, hepimiz bunun altında kalırız.
KANADA DOLARI ÜZERİNDE İLK SİYAH KADIN FOTOĞRAFI
KANADA hükümeti, 10 dolarlık banknotların üzerine Viola Desmond’un fotoğrafını koyma kararı aldı.
Viola Desmond, bir tiyatroda beyazlara ait bölüme oturmaya çalışan ilk siyahtı...
Bunun için yargılanmıştı...
Tiyatronun sahibi savcı gibi karşısındaydı ve onu savunacak bir avukatı bile yoktu...
Böylece ABD’de beyazlara ait otobüse binmeye çalışan ilk siyah kadın olan Rosa Parks’tan sonra Kanada’da da bir zafer daha kazanılmış oldu.
GÜNÜN SÖZÜ
“CEHENNEM, kendini cennete gidecek sanan insanların son şaşkınlığıdır...”
(Ben mi mi uydurdum, yoksa bir yerde mi okudum hatırlamıyorum...)
BÜTÜN DÜNYANIN DÖNEKLERİ, BUGÜN SİZİN YAS GÜNÜNÜZDÜR
Stephen Hawking 76 yaşında öldü...
Ondan bana iki önemli hayat bilgisi dersi kaldı.
- BİR: Fiziki engelleriniz ne olursa olsun, hayatta yapılacak ve başarılacak çok önemli şeyler olabilir.
- İKİ: Hayatınızın ilk döneminde savunduğunuz düşünceler yanlışsa, ısrar etmeyin.
Yeni bilgiler, yeni gerçekler insanın fikrini değiştirebilir.
Fikir değişmesi, paradigmaların kırılmasında, gelişmenin sağlanmasında en önemli faktördür.
Döneklik gibi pespaye bir lafla anlaşılmayacak kadar önemli bir insan meziyetidir.
- ÜÇ: Hayatı boyunca dört kadına aşık oldu. Bu demek ki dört kadını da kendine aşık etti.
GİVENCHY’NİN ÇIRAĞI ÜNLÜ TÜRK TASARIMCI
PAZARTESİ günü ölen modacı Givenchy’nin yanında yetişmiş ünlü bir Türk tasarımcı var... Vural Gökçaylı onun atölyesinde çalıştı... Paris’te moda okuduğu yıllarda, Givenchy’nin çıraklığını yaptı.
Oradan da Jean Patou’ya geçti...
Bu arada dün Audrey Hepburn’ün ünlü modacı ile tanışmasına dair bir anekdot okudum.
Audrey Hepburn, “Sabrina” filmini çekmeden önce ona gelmiş.
Filmde oynadığı rol, zengin bir ailenin şoförünün kızı olarak Paris’e gidip oradaki değişimi anlatıyor. Givenchy ile bir yemekte bulunmuşlar... Üzerinde balerin ayakkabıları, dar taytımsı bir pantolon, basit bir tişört ve gondolcu şapkası varmış...
Givency “Çok hayal kırıklığına uğramıştım” diyor... Ama yemeğin sonunda, tamamen ikna olmuş ve “Senin için her şeyi yaparım” demiş...
“Sabrina”daki o elbise ve özellikle “Tiffany’de Kahvaltı”daki efsane siyah elbise, uzun eldivenler ve büyük güneş gözlükleri böyle doğmuş...
BBC DİZİSİNDE İZMİR’İN BASMANE’Sİ VE ŞİŞME BOTÇUSU
GEÇEN akşam Netflix’de BBC yapımı “Collateral”i izledim. Dört bölümlük mini dizi, bir pizzacı cinayetinin arkasındaki Suriye’den İngiltere’ye uzanan mülteci kaçakçılığını anlatıyor... Filmde çok ilginç bir diyalog var. İngiliz istihbaratı MI5’in bir mensubu Suriyeli mülteci kadını sorguluyor.
Kadın, İzmir üzerinden Londra’ya geldiğini söyleyince, MI5 mensubu şunu söylüyor:
“İzmir’i iyi bilirim. Basmane’yi ve orada mültecilere şişme bot satan adamı da iyi bilirim...”
Bu arada MI5’le işbirliği yapan İzmirli Berna’nın şu lafı da çok dikkatimi çekti:
“Şu an Türkiye’de bulunmadığım için Allahıma şükrediyorum...”
Kötü haber: Dizideki Türkiye görüntüsü pek parlak değil...
İyi haber: İngiltere’nin görüntüsü daha da kötü...
Paylaş